2. BÖLÜM: Berat Kara

0 1 0
                                    


*Demet Nazlı Gözkaya'dan*


''Demet hanım, Berat Bey sizi bekliyor.'' Dedi içeri giren çalışan.

Anlayışla kafamı salladım ayağa kalkarken. İstemesem de zorla rahat koltuğumdan kalktım.

Kapı koluna çekmeden önce bir duraksadım. Elim kapı kolunun üstünde kaldı.
O adamla görüşmeye hazır mıydım?

*Sakin ol Demet, başarabilirsin. Tüm düşmanlarını yendiysen o adamı daha kolay yenersin...*

Aklımdaki soruları bir kenara bırakarak kapı kolunu dikkatle çektim ve kapıyı açtım. Dışarı adım atmadan önce son kez odaya baktım. Gözlerimi kıstım.

İzlendiğimi hissediyordum. Dışarı çıkmak yerine kapıyı geri kapattım. Odanın içinde yavaşça yürümeye başladım.

Odamdan bir başkasının nefes sesi geliyordu. Parmak uçlarımla masamın kenarına dokunarak yürümeye devam ettim.
Bir anda dudaklarımda bir el hissettiğimde şok içinde dondum. Kaskatı kesilmiştim. Dudaklarımdaki elin sahibinin sıcak nefesi boynuma değiyordu.

Elin sahibi konuştu. ''Demet Nazlı Gözkaya.'' Sesi kalın, sert ve derindi.

Gözlerimi kıstım. Onun kolunun altından geçip onun boynunu tutmak için hareketlendiğim sırada elin sahibi iki kolumu da tek eliyle kavradı. Bu hareketi yapacağımı tahmin etmişti.

''Rahat dur.'' Sesi son derece sakindi.

Gözlerimi kıstım. Onun ellerinden kurtulmaya çalışıyordum ama o fazlasıyla güçlüydü.

''Rahat durursan bırakırım.'' Sıcak nefesi boynuma değdiğinde ürperdim. Neden korkuyordum? Korkmamalıydım.

İstemeyerekte olsa yavaşça başımı aşağı yukarı salladım.

Adam ilk başta emin olamadı ama en sonunda ellerini dudaklarımdan çekti.

''Kimsin sen lan?!'' Sinirle haykırarak arkamı döndüm.

Gözlerim ilk olarak adamın dudalarına kaydı, oradan burnuna ve en sonunda kahverengi gözlerine.

''Ben, Berat Kara.'' Sakin bir sesle konuştu.

Kaskatı kesildim. ''Ne? Beni buluşma odasında bekliyor olmalıydın.'' Sinirle konuştum.

''Konuşacak vaktimiz yok, benimle geliyorsun Demet.''

''Ne? Cidden bunu yapacağımı mı zannediyorsun? Beni daha tanımadın galiba.'' Kaşlarımı çattım.

Göz devirdi. ''Seni tekrar tanımama gerek yok, zaten her şeyini biliyorum. Birisi sayesinde?''
Daha konuşmama fırsat bile vermeden bileğimi kavradığında gözlerimi kıstım.

''Ne yapıyorsun?''
''Seni kaçırıyorum.''
''Ne? Aptal mısın?''
''Hayır.''

Hızla masada duran kalemi kavradım. Tam kalemi onun boynuna saplayacakken elimi tuttu.
''Zorlaştırma Demet, yoksa zorla götürürüm.'' Ne yazık ki çok güçlüydü ve ben onun gücüne karşı koyamıyordum. Zaten hastaydım ve bu durumda hasta olup güçsüz düşmem hiçte iyi değildi.
Eliyle ağzımı kapattı. Elini belime koydu ve beeni sürüklemeye başladı. Ondan kurtulmaya çalışıyordum fakat başaramıyordum. Odadaki gizli düğmeye bastı ve kitaplık kapı gibi açıldı. Benim gizli yerimi nereden biliyordu bu pislik? Kimdi bu orospu çocuğu? Beni sürükleyerek odaya soktu ve büyük pencereden beni ittirdiğinde zemine düştüm. Gece yarısındaydık. Tam ayağa kalkıp ona saldıracakken beni tek hamlede kucağına aldı. Çığlık attım. Çok halsizdim.

''İntikam alacağım senden piç!'' Haykırdım.

Kıkırdadı. ''Babam var, piç değilim.''

Sinirle inlediğimde tekrar gözlerini devirdi. Çırpınıyordum. Korumalarım neredeydi benim? Bu pislik ofisimdeki herkese ne yapmıştı?

Birden önümüzde, siyah, lüks bir araba durdu. Camdan bakıldığında içerisi gözükmüyordu ama içerden bakıldığında dışarısının çok rahat gözüktüğüne emindim. İçerden biri arabanın kapısını açtı. Berat beni zorla arka koltuğa ittiğinde tekrar haykırdım. 

Beni zorla araba koltuğuna sabitledi.

Arabada üç kişi daha vardı. Toplamda beş kişiydik.

Sağımda oturan benim yaşlarımda bir kadın
Soluma oturan Berat
Sürücü koltukta oturan bir adam
Ve en son olarak ön koltukta oturan başka bir adam.

Tanımadığım kadın ve yeni tandığım Berat adlı şahısın arasında oturuyordum. Kadın ağzıma sıkı bir bant yapıştırdı. Berat ise kollarımı ve bacaklarımı tutuyordu.

Üstümde tek parça siyah bir dar, göğüs dekolteki sırtı açık bir elbise vardı ve içimde sutyen bile yoktu. Bu yüzden göğüs uçlarım rahat bir şekilde belli oluyordu.

Ön koltuktaki şahısın göğüslerime baktığını hissediyordum. Berat'ı bacaklarımdaki ellerini umursamadan oturduğum yerden ön koltuktaki adamın yüzüne tekme attım. Siyah topuklu ayakkabımın sivri tarafı adamın dudağına geldiğinde adam acıyla inledi. ''Manyak kadın!''

Diğerleri şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gözlerimi devirdim. Ön koltuktaki adam homurdanarak önüne döndü. ''Yenge de fenaymış ya.''

Sürücü koltuğundaki şahıs, ön koltukta oturan adamın karın boşluğuna dirseğini geçirdi. ''Sezayi bir sus amına koyayım.'' Sesi sertti.

Sezayi adlı adam homurdanarak kolların bir bebek gibi göğsünde birleştirdi ve küstüğünü belli etti.

???

SİNSİRELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin