İlkin, sabah uyandığında arkadaş grubuna mesaj atmaya karar verdi. Son zamanlarda Barış'la neredeyse her gün görüşüyorlardı ve Barış'ın ona olan hitapları da iyice samimi bir hal almıştı. Fakat hâlâ Barış'tan bir sevgili olma teklifi gelmemişti. Bu da İlkin'i düşündürüyordu. Hemen arkadaş grubuna yazmaya başladı:
İlkin:
"Kızlar, Barış bana sürekli 'yavrum', 'güzelim', 'kurban olduğum' falan diyor ama hâlâ sevgili değiliz. Ne iş?"Elif:
"Aa yok artık! O kadar samimiyetle konuşup hâlâ mı bir şey demedi?"Derya:
"O avel kesin sizin zaten sevgili olduğunuzu düşünüyor. Yoksa niye öyle konuşsun ki?"İlkin:
"Bilmiyorum ki! Her şey çok güzel ama ben hâlâ bekliyorum bir teklif gelsin diye. Sevgili miyiz, arkadaş mıyız anlamadım. Sürekli 'kurban olduğum' falan diyor ama ortada net bir şey yok."Elif:
"Kızım, o sana 'kurban olduğum' diyorsa zaten çoktan bitmiş olay! Bence seni daha fazla tanımak istiyordur."Derya:
"Yok yok, siz zaten sevgilisiniz, o sadece adını koymamış henüz. Sen de onunla ne kadar vakit geçiriyorsun. Adam o kadar samimi ki, bence resmi bir şey söylemesine bile gerek kalmamış olabilir."İlkin:
"Bilemiyorum... Dün evine davet etti mesela, bana yemek yapacakmış. Ama hâlâ arkadaş modundayız gibi hissediyorum."Elif:
"Kızım, adam seni evine davet ediyorsa kesin teklif edecek. Hem zaten birbirinizi her gün görüyorsunuz, o heyecan bir noktada resmiyete döner."Derya:
"Barış gibiler adını koymadan sevgili moduna girer. Sen kendini hazırla, bu yemek davetinde belki net bir şey söyler."İlkin:
"Bakalım göreceğiz. Bugün ona brownie götüreceğim. Ama hâlâ bir şey dememişse ben de harekete geçmem!"Elif:
"Hareket falan yapmana gerek yok. Barış bir adım atacak, hissediyorum."Derya:
"Kız seni evine davet etmiş, biraz şık ol bari. Elif'in dediğini dinleme, rahat elbiselerle gitme."Elif:
"Ya saçmalama, çocuk seni öğlen çağırmış, ne yapacak sanki? Rahat giyin tabii."Derya:
"Rahat giyin de, iç çamaşırların güzel olsun!"İlkin:
"Derya! Saçmalama!"Gülerek mesajları kapattı ve hızlıca hazırlanıp Barış'ın evine gitmek için yola çıktı.
Barış:
"Hoş geldin yavrum!"
(Samimi bir şekilde, İlkin'in gözlerinin içine bakarak)İlkin:
"Hoş buldum. Şey, dün brownie yapmıştım, sana da getirdim. Merak etme, tatlı konusunda iyiyimdir."Barış:
"Senin elinden zehir olsa yerim güzelim. Bugün de ben sana yemek yapacağım."İlkin:
"Merakla bekliyorum. Peki, diğerleri nerede?"Barış:
"Hepsini kovdum yavrum. Bugün sadece biz varız, baş başa."İlkin:
"Baş başa kalacağız ama hâlâ sadece arkadaşız, malum..."
(Naz yaparak)Barış:
"Forvet mi olsan acaba, çok güzel gol atıyorsun."İlkin:
"Yok canım, ben smaçör olarak mutluyum. Ama merak etme, seni smaçlamam !"Barış:
"Kurban olduğum, sen sinirlenme yeter ki."Barış, mutfak tezgâhına geçti ve malzemeleri hazırlamaya başladı. İlkin de hemen yardıma koyuldu.
Barış sebzeleri doğrarken, soğan kabuklarını İlkin'e doğru fırlattı. İlkin, gözlerini devirdi ama gülümsemeden duramadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar Tanem (İlkin & Bariş)
Lãng mạnGüzel gözlüm nar tanem Al canım senin olsun Beni öyle çok sev ki Herkesin aklı dursun Bülbül senden öğrensin Gülü mutlu etmeyi Hasret ateşi sönsün Leyla Mecnun aşk görsün İlkin, Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı'nın yükselen yıldızı olarak, kariye...