Selllam minnak kelebeklerim nasılsınız?
Yeni ficimizin ilk bölümüyle karşınızdayım,umarım bu ficimide severek okursunuz,çok uzatmiyim hemen fice geçelim.🦋🤍❤️
***
Kolumdaki yaraya kanaması dursun diye bir yandan bastırıyor,bir yandanda her tarafımın ağaçlarla dolu olduğu ormanda hızlı bir şekilde koşuyordum.Çok yorulmuştum ve boğazım sanki çakıl taşı yutmuşum gibi kupkuru ve yanıyordu,nereye gittiğimi bilmiyordum.Kurdumda benim gibi çok korkmuştu,şu anda benimle konuşmasa bile uzaktada olsa onu hissedebiliyordum.
Arkamdan gelen,gürültülü silah sesiyle çığlık atıp hemen en yakınımda olan bir ağacın arkasına geçtim.Kolum çok kötü sızlıyordu ve ben inlememek için kendimi zor tutuyordum,ayrıca biliyordum ki bu yara birazdaha açık kalırsa ve temizlenmesse mikrop kapıcak ve kolum çok kötü olucak."Nereye gittin güzel omega?"duyduğum korkutucu ve kalın sesle ağzımı kapayıp ses çıkarmamaya çalıştım."Hadi,korkma çık ortaya.""Sky!,bırak şunu,eminim daha iyilerini buluruz,zaten vuruldu bizim bir işimize yaramaz."
Ard arda gelen sert bağırma seslerinden kavga ettiklerini anladım,ağacın arkasından yavaşça hareket ederek onlara görünmeden ormanın derinliklerine indim,nereye gittiğimi bilmeden.
***
"Namjoon bana oğlumu bul!!""Abi sakin ol,bulucaklar yiğenimi.""Evet Jin,bulucaklar oğlumuzu,hem benim askerlerim hemde Hoseokun askerleri bütün heryerde oğlumuzu arıyor,en kısa zamanda bulucaklar,bende birazdan onların başına gidicem."
Beni kendine çekip dudağıma kısacık bir buse kondurdu,ellerini yanaklarıma çıkarıp akan göz yaşlarımı sildi,kalbimde büyük bir yangın vardı,tek varisimin nerde olduğunu kimse bilmiyordu ve bu beni dahada tedirgin ediyordu.
Namjoon burnumun ucunu öpüp,alınlarımızı birleştirdi."Sana söz veriyorum,oğlumuzu bulmadan dönmiycem,sende ben dönene kadar ağlamiycaksın tamammı?"
Kafamla onaylayıp boynuna kollarımı doladım ve sıkıca sarıldım kaslı vücuduna,hayatta tek teselli bulduğum kişide oğlumuzu bulmak için gidiyordu,tanrıya içimden sürekli dualar ediyordum,umarım ikiside sağlıklı bir sekilde geri döner diye.
***
Akşam olmuştu ve ben hala ormanda yolumu bulmaya çalışıyordum ama içimden bir ses kaybolduğumu söylüyordu."Kurdum,yakınlarda bir şey hissediyor musun?"Şu an hayır tae,sadece çok güçlü bir enerji hissedebiliyorum,ama bu bir kurdun enerjisinden baya bir yüksek,bu başka birşey,sen ilerle,tehlike hissedersem sana söyliycem.
"Tamam."
Kurdumun dediği gibi ilerlemeye devam ettim,iyice karanlık çökmüştü ve ağaçlar o kadar sıktıki ay ışığı bile ağaçların arasından girmiyordu,ama kurdum sayesinde önümü görebiliyordum.
Saatlerce yürüdüm,artık yorgunluktan yürüyemiyordum,hem acıkmıştım hemde susamıştım,ayrıca kolumdaki yaradan dolayıda enerjim daha çabuk bitmişti,kurda dönüşsem yaralarım şimdiye iyileşmişti ama o kadar enerjimde yoktu.
Tam umudumu kaybetmişken,önümde koskocaman bir kale görmemle moralim birazda olsa düzeldi,en azından biri varsa bana yardım edebilirdi,hızlı bir şekilde kaleye yaklaşıp etrafına baktım,kapıya dokunduğumda açık olduğunu fark ettim,normalde girmez yoluma devam ederdim ama çok yorgundum ve yaramı temizlemem gerekiyordu.
Büyük ve geniş kapıdan içeriye girip etrafa baktım.Evin içi karanlıktı ama önümü görebilecek kadar ışık giriyordu içeriye,şimdiye yanıma birinin geleceğini tahmin ediyordum ama evde kimse yoktu,bu yüzden bende rahat olmaya karar verdim,zaten bir gece kalıp çıkıcam en fazla ne olabilirdi ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dragon King
FantasyOmega Kim Taehyung,ormanda yolunu kaybetmişken çok büyük bir kale görür,geceyi orda geçirmeye karar verir,eve girdiğindeyse yüzyıllardır uyuyan ejder kralı uyandırdığından habersizdir...