Ben, birkaç parça anıyla,
Sarhoş oldum bugün.
Ve mutluluğum kaldı dağlar altında...
"Barış Alper, Barış Alper Yılmaz"Barış güçlükle konuşabilse bile İlkinin elini bir türlü hiç bırakmak istememişti. İlkinde Barış gibi kendini anın içinde kaybetmişti. İlkin ellerini birleştirip adını söylediğinde gözlerini Barışın elalarına sabitlemişti. Barışın elaları çok güzeldi, normal ela gözlerden farklıydı. Bu çocukta onu kendine çeken birşey vardı, ne vardı bilmiyordu fakat buna kapılmaya hazırdı.
Barışta sonunda gözlerini İlkinin açık kahvelerine dikmiş, tahmin ettiklerinden daha fazla bir süre bakışmışlardı, bu sırada da asla ellerini ayırmak akıllarının ucundan bile geçmemişti. Barış İlkini çözmek istiyordu, İlkin belli ki gizemli bir tipti, kendini birilerine öyle kolay açan biri gibi durmuyordu. Barış onu çözmek istiyordu. Belki de onu daha yakından tanımak istediğini kabullenemiyordu Barış.
İlkin bakışma ve ellerinin birbirini sıkıca kavramasından dolayı kızarmıştı. Bunu Barışa belli etmek istemiyordu. Bu yüzden hafifçe tebessüm ederek elini Barıştan çekmiş, yüzünü kapatmak istercesine saçlarını önüne almıştı. Barışta duyulabilecek bir tonla gülmüş, elini ensesine atmıştı.
"Eee şey ben tanıştığıma memnun oldum, yani seninle" Barış kurduğu cümlenin iğrençliğini fark ettiğinde utançla kafasını öne eğmişti. İçinden kendine saydırıyordu şuan, yeni tanıştığı bir insana rezil olmuştu, yeni tanıştığı bir kıza karşı rezil olmuştu. Kim bilir İlkin ne düşünürdü? Bu çocuk gerizekalı mı? Daha kızlarla nasıl konuşulacağını mı bilmiyor? Bununla arkadaş mı olunur?
Düşünmemiştir değil mi? Düşünmemiştir. Kendine gel Barış. O da senin gibi bir insan.İlkin Barışın kurmaya çalıştığı cümleye küçük bir kahkaha ile gülmüştü.
"Bende seninle tanıştığıma memnun oldum Alper, yani seninle"
Barış cidden şuan yerin altına girmek istiyordu. Allah kahretmesinki İlkin onunla dalga geçiyordu. Hem İlkin başta gülmüştü. Barış merak ediyordu, acaba İlkinin gözünde şuan çok gülünç durumda mıydı yoksa çok gerizekalı karşı cinsle konuşmayı bilmeyen biri durumunda mıydı?
"Alper, sen utandın mı yoksa bana mı öyle geliyor? "
Barış tam kafasını kaldırıp İlkine bakacaktı ki zilin sesini duydu, şükürler olsun ki zil çalıyordu. Barış yanındaki çantasını sırtına takıp İlkinin suratına bakmadan okula doğru koştu.
İlkin, kendini garip hissediyordu. Barış resmen sorusuna cevap vermeden kaçıp gitmişti. Ayrıca koskoca okulda onu bir daha nerede bulacaktı? Sınıfını bile bilmiyordu. İlkin hayal kırıklığının etkisiyle çantasını sırtına takarak okulun kapısına yürümeye başlamıştı. Tamda sevinmişti, bir arkadaşı olacaktı fakat onuda kaybetmişti. Bu çocuk hakkında bildiği tek şey adının Barış Alper olduğuydu. Kendisiyle yaşıt gibi duruyordu fakat bundan bile emin değildi. Hem bu çocuk sayesinde sabah yaşadığı olayı bile unutmuştu. Şimdi ise başına 10 kat kötüsü gelmişti. İlk gün için harika bir başlangıçtı. Gerçekten.
İlkin, öğretmen olduğu tahmin ettiği kadına müdürün odasını sordu. Üst katta olduğunu öğrenince hemen yukarı çıktı, odayı bulunca kapıyı çalıp içeri girdi.
İlkin yaklaşık 1 ders saati sürecinde müdüre kayıt işlemlerini tamamlattırmıştı. Birde birazcık sohbet etmişlerdi. İkisi birlikte İlkinin yeni sınıfına gitmek için dışarı çıkmışlardı.
Müdür İlkini hemen 2 yandaki sınıfa getirmişti. İlkin, kapı çalınmadan önce derin bir nefes aldı, elleriyle saçlarını düzeltti ve sabahki kızlarla aynı sınıfta olmamayı diledi.
Müdür kapıyı açıp dersi böldüğünde İlkinde yeni sınıfına ayak basmıştı.
"Yeni öğrencimiz İlkin çocuklar" öğretmen bunları söylerken müdür odadan çıkmıştı. İlkin hala sınıfa bakmamıştı, çünkü şuan kafasında nasıl bir kendini tanıtma konuşması gerçekleştirmesi gerektiğini düşünüyordu. İlkin bir kaç fısıldaşma duyunca kafasını kaldırıp sınıfa baktı. Öncelikle kapı tarafında oturan, sabah onu ittiren kızı görmüştü. İlkin ve o kız göz göze geldiklerinde kız küçümseyen bir şekilde İlkine gülümsemişti. İlkinde aynı derecede rahatsız verici olduğu düşündüğü gülümsemesini ona sunmuştu. Kız hemen yanındaki İlkinin ilk defa gördüğü kıza eğilmiş, İlkine sanki çöplükten çıkmış gibi bakarak heyecanla birşeyler anlatmaya başlamıştı.
İlkin kafasını yavaşça cam tarafına doğru çevirdiğinde, görmeyi en son beklediği şeyi görmüştü. Sabahki elaları. İlkin inanamıyordu. Sabah ondan kaçan çocuk, şimdi onunla aynı sınıftaydı. Barışın gözleri dümdüz İlkininkilere bakıyordu. Sanki İlkine hayran olmuş gibi bakıyordu. İlkinde bunun çok iyi farkındaydı. İlkinde aynı Barış gibi bakmaya çalıştı ona. Öyle büyüleyici bir andıki bu, İlkin diğerlerinin hakkında ne dediğini ya da ne düşündüğünü umursamıyordu. Çünkü şu an uğraşması gereken bir kumral vardı.
"Evet İlkin, kendini tanıt istersen? "
İlkin kafasını sallayıp bir adım öne çıktı. Barışla inatlaşırcasına gözlerini bu kısa anda asla ondan çekmemiş, kendini tanıtırkende ona bakmaya devam etmişti.
"Adım İlkin Aydın. Artvin'den geliyorum, 13 yaşındayım, gerçi 3 gün var ama olsun. "
İlkin hala Barışa bakıyordu. Barışta inatlaşmaya başlamıştı. O da dümdüz, artık yandan gülümseyerek onun gözlerine bakıyordu.
"Aramıza hoşgeldin İlkincim, sana bir yer bulalım"
İlkin de hala Barışa olan bakışlarını sürdürerek başını salladı. Gözlerini ancak öğretmeni konuşunca Barışın arka tarafına doğru çevirmişti.
"Barışın arkası boş, uygunsa seni oraya alabiliriz. "
İlkin bunu fırsat bildi, 32 diş gülerek öğretmenine olur cevabını verip Barışın arkasına doğru ilerledi.
İlkin tam Barışın sırasının yanından geçerken Barış o yandan sırıtışını hala bırakmamıştı. İlkin yanından geçerken kafasını çevirip ona bakmayan kıza baktı. İlkinde kendince oyun oynayarak Barışın yüzüne bakmayı reddetmişti. Barışın arkasına yerleştiğinde sırasını iyice öne doğru ittirmişti.
Barış İlkinin ne yaptığını çok iyi biliyordu. Aklı sıra sabahki durumdan sonra ondan intikam alıyordu. Fakat İlkinin bilmediği şey Barış utancını yitirmişti, İlkin hala öyle sansa da öyle değildi.
Dersin ilerleyen saatlerinde İlkin Barışın daldığını düşünerek arkadan onun kulağına yaklaştı. Barış bırak derse dalmayı, dersi dinlemiyordu bile. Şuan aklındaki tek odak İlkindi.
İlkin yaklaşıp Barışın kulağına doğru fısıldadı.
"Demekki yeniden karşılaşmamız gerekiyormuş, değil mi? "
Barış İlkinin tatlı sesini duyunca hafifçe yutkundu. İlkine şuan cevap vermeyecekti. Sadece İlkinin gördüğünü bildiği için hafif, sadece ikisinin duyabileceği şekilde kahkaha atmıştı.
Ya bölümü normalde asla burada bitirmezdim fakat bölüm yazacak vaktim çok az var, şimdilik bu kadar
yazabildim ve sizi çok çok özledimm!! 💙💙
Oy sınırı:30
Yorum sınırı koymuyorum fakat düşüncelerinizi bekliyorum.Düşünce, şikayet ve fikir kutusu:
Öpüldünüzz 🪄🪄💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni|İlkin~Barış|
Random"-Unutama beni Barış, olur mu? " "-Seni unutmak mümkün mü İlkin? "