Bölüm 7

1 0 0
                                    

(...)

Yatılı Misafirlerimizin bizde kaldıkları günün sabahı daha sabahın beşi Rüzgar, sokak kapısından içeri girdi, direk bizim odaya çıktı. Bugün sanırım herkes erken kalkmıştı. Yukarı gelirken tam benim yatak odamın karşısında ki misafir odasında kalan Yankıyla karşılaşmış... Yankı ona Anıl'ın odasını sormuş, Rüzgar da ona "WhatsApp'tan yazsana uyanıksa sana yazar..." demiş. Yankı da odasına geri girmiş. Yatılı Misafirliklerde, ev sahibinden önce kalkmak eziyet insana resmen size gösterilen odaya hapis kalırsınız. Aslında Anıl da uyanmış, Yankıya hemen yanıt yazmış, Sonra da aşağıda salonda buluşmuşlar. Anıl, Yankı ve Melih normalde kendi yaptıkları planda bu pazar gününü AVM'de geçirmeyi tasarlamışlar. Bize ayıp olmasın diye bizi de dahil etmeye karar vermişler. Yani bizim kalabalık ve iç içe yaşantımız hepsini etkilemiş. Bu arada akşam ki konuşmamızdan sonra da Yankı, Onur ile yazışmış. Onur'u da AVM Programına davet etmiş. Kocaman bir arkadaş grubu yeniden. Ben de ne kadar kalabalık o kadar iyi diye düşünürüm hep. Onur, aşağı mahallenin altında ki otobüs durağına doğru yürürken Rüzgar, Yankıya, "Otobüs Durağında beklesin, 5 yada 10 dakikaya orada oluruz..." dedi. Yankıyı da kolundan yakaladığı gibi Rüzgar ile ikisi Onur'u almaya gittiler. Bu arada Anıl hemen mutfağa girdi ve muhteşem bir kahvaltı hazırlamaya girişti. 

Meriç, Ferhat ve Ersan ile Çağan Okul Takımıyla Yüzme yarışlarındaydılar. Bu yarışlar tam beş gün sürecekti ve bugün üçüncü gündü. Evde, Anıl ile ben kaldığımızdan ben de ona yardıma başladım, daha sonra da Melih aşağıya indi. Kokulara bayılmıştı. Gece aşırı rahat uyumuştu. odasından çok memnun kalmıştı. Melih'i Meriç'in odasında yatırmıştık. Normalde büyüdüğüm evde benim odam olan ön cephe uzun oda! Biz öyle laflarken Yiğit, kendi parmak iziyle sokak kapısını açtı, Ahmet Bey ile içeri girdiler. Biz Mutfaktan kapıya baktık, şaşırdık kaldık. Yiğit ve siyah renk altı adet bavulu, kapıda dikilmiş bize bakıyorlardı. Hemen kalktım, Yiğit'i buyur ettik. Ahmet Bey ile ayaküstü sohbet ettik. Yiğit, Anne ve babası yurtdışındayken evinde tek başına bir aydan biraz uzun dayanabilmişti. Bunu hemen başarı olarak nitelendiren yiğit, eşyasını toparlayıp her zaman yaptığı gibi bana taşınıyordu. Yiğit, odaları gezdikten sonra bayıldığı tavan arasına yerleşmeye karar verdi. Yiğit'in yerleşmesine ben bizzat yardım ettim. Yiğit'in kaldığı çatı katında merdivenden çıkınca hemen solunuzda banyoya kadar büyükçe bir kıyafet dolabı vardı. Oraya kıyafetleri yerleştirdik. Yani çatı katı bir yatak odasından çok vakit geçirilecek bir yer olarak tasarlanmıştı. Mesela bir yatak yoktu ama yerden yirmi santim yukarı kapılan bir platformun üzeri boydan boya kalın minder, yastık, minder ve örtülerle doldurulmuştu. Çatı katının neredeyse dörtte biri boydan boya yatak gibiydi. Bu alanın tam üstünde de skylight sağlam camdan çatı vardı. Gece yatarken yıldızların altındaydınız bir de yağmur da çok güzel oluyordu burada yatmak. Mesela bir çalışma masası yoktu ama Yiğit yatağında ders çalışabileceğini söylüyordu. Çatının dip tarafında ki dörtte birinde de banyo vardı. Duş, tuvalet, lavabo, banyo dolapları, her şey gayet rahat düşünülmüş ve yerleştirilmişti. Dörtte bir alanda bir oturma grubu vardı ve bu alan Çatının kapalı tarafında olduğundan şık sehpaların üzerine yerleştirilmiş abajur lambalarla aydınlatılmıştı. Üstte de tavan pervanesiyle aydınlatma vardı ve bu armatür uzaktan kumandalıydı. Merdiven kapağın dan kalan kızım ise kalın bir halıyla kaplıydı ve boştu. Sanırım buraya bir şey düşünülmemişti yada bilerek böyle boş bırakılmıştı. Çatı Katının karanlık tarafının solunda ki Banyo kapısının hemen sağ tarafında da dev ekran bir TV vardı. Skylight ve Çatının tepe birleşim yerinin altında ki yuvarlak pencereden giren ışıkla tüm ışık evin ön cephesinden geliyordu. Bir de fazla küçük olmayan ama normalden küçük bir kapıyla da bu sokakta her evin çatısında olan ama genelde ev sahiplerinin çanak anten yerleştirdikleri şu küçük iki şezlong, bir ufak sehpalık beton yere çıkılıyordu. Onun da etrafı kıza demir korkulukla çevrilmişti. Ryan evin tüm imkanlarını sanki oya gibi işlemişti. Bir insan burada stüdyo dire gibi çok rahat yaşardı ve Yiğit buraya bayılmıştı. Çatı katına çıkan hidrolik sistemli kapak merdiven biraz canını sıkıyordu yani sabit bir merdiveni tercih ederim diyordu ama yatak odalarının olduğu ikinci katın koridoruna inen merdivenin sabit yerde kalması sıkıntı olurdu. Sadece onu idare etmesi gerekecekti. Yiğit'i yeni odasına yerleştirdik. Sonra da aşağıya Salona indik. Yiğit, Melih ile tanıştı. İkisi ciddi ciddi ve uzun uzun sohbet ettiler. Birbirlerini iyice tanıdıktan sonra da Melih  ona bugünkü programdan bahsetti. Yiğitse direk Rüzgar da gelecek mi demişti. Bana şeytani bakışıyla bakıp, Rüzgar'a yapacaklarını hemen planlamaya başlamıştı bile ama bu beni çok güldürdü. Bu çocuk kaç yaşına gelirse gelsin, Rüzgar ile uğraşmaya hep bayılıyor olacaktı.

FIRTINA, Sezon XIIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin