7.bölüm

86 15 1
                                    

🍁 Tristan 🍁

"Tekrar evlendiğini duyduğumda çok şaşırdım."

Kendimi huzursuz hissettiğimde ya da kendi düşüncelerimde boğulduğumda çoğu zaman evimin arka bahçesinde yer alan labirentte yalnız başıma dolaşırdım. Ancak görünen o ki bu gün pek yalnız dolaşamayacaktım. "Geldiğini bilmiyordum."

"Bende evlendiğini bilmiyordum." Erwin her zamanki gibi bu günde fazlasıyla şık giyinmişti. Özel dikim siyah dore ceketi ve yüksek yaka beyaz gömleğiyle ve dizine kadar olan siyah botları ile adeta ışık saçıyordu. Heybetli çekici fiziğini de hesaba katarsak genç kızların ona karşı olan özel ilgisini anlayabiliyordum.

"Emin ol bende son evliliğimden sonra tekrar evleneceğimi bilmiyordum," diye cevap verdiğimde amcamın tek çocuğu ve benimde tek erkek kuzenim olan Erwin'e yorgun bir bakış yollamıştım. Erwin aynı zamanda benim tek arkadaşımdı. Korkunç sırrımı bilmesine rağmen benimle arkadaşlık kurmaya devam edebilen tek insan. "Sen neden beni ziyarete geldin? Bu gün özel bir gün de ben mi unuttum?"

Erwin sanki çok kötü bir şey söylemişim gibi dudaklarını aralayarak eliyle kapattı. Aklınca hayal kırıklığına uğramış gibi bir hareket sergiliyordu. "Ah Tanrı aşkına Tris! Kuzenimin yeni izdivacını kutlamaya geldim diye neredeyse beni sorguya çekeceksin!"

Erwin çoğu zaman bana adımı kısaltarak seslenirdi. Yorgun bir gülümseme yolladım. "Sanki gerçek bir evlilik yapmışım gibi konuşma," diye neredeyse homurdanmıştım. Ellerimi arkada birleştirerek ağır adımlarla iki metrelik çalı duvarlardan oluşan labirentte ilerlemeye devam ediyordum. "O kızı da diğerleri gibi sonunda bırakacağım, bunu biliyorsun."

Erwin'in acıma dolu bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Sanki onun bakışları benim sırtımı bir hançer gibi delip geçiyordu. Tanrı aşkına, bana acımalarından nefret ediyordum! İşin iğrenç yanı onların yerinde ben olsaydım bende kendime acırdım. Acınası, zavallının tekiydim ve bunu bilmem canımı yakıyordu. Hiç bir şeye aklı ermeyen bir aptal olmayı ne kadar çok isterdim...

Erwin iç çekerek "Dostum bence hemen böyle umudumu yitirme!" dedi. "Aslında bunu sana daha sonra söylecektim ama... Ben geçenlerde bir şey duydum. Şu herkesin korktuğu klan var ya... Kimura! Klanın adını korkunç büyülerle anıyorlar."

Ben hâlâ yürümeye devam ediyordum. Konuşma seyiri nasıl devam edecek biraz merak etmiştim. Kimura klanı Daemonium klanından sonra ülkede en korkulan klanlar listesinin ilk sıralamasında yer alıyordu. Klanın kadınlarının cadı olduğuna dair korkunç dedikodular vardı.

Ülkede cadılarda yaşabilir, diğer insanların sahip olduğu tüm haklara da sahip olabilirdiler. Ancak halk kara büyü yapıp, insanları lanetleyebilen cadılara karşı pek sıcak  bakmıyordular. Onlara her zaman korku aşılamıştı. Bu yüzden çoğu cadılar insanlardan uzak, ormanlık alanlarda kendi köylerinde yaşamayı tercih ederdiler. 

Erwin anlatmaya devam ediyordu. "İşte o klanda duyduğuma göre çok güçlü bir büyücü varmış."

Bir an duraksayarak omzumun üzerinden kuzenime baktım. "Cadı demek istedin sanırım..?" diye düzeltmede bulundum.

Erwin sırıtmıştı. "Eh, olabilir," dedi saçlarını karıştırarak. "Son derece ateşli bir cadıymış üstelik."

"Peki senin bu son derece ateşli cadından bana ne?"

"Tris yapma!" Erwin oflayarak devam etti. "Diyorum ki o kadınla görüşmen gerekiyor. Belki senin bu durumuna yardımcı olabilir. Eğer duyduklarım doğruysa kadın lanetleri bile yok edebiliyormuş."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kont Vermillion ve onun son GeliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin