T A N I T I M

7 0 0
                                    

Herkese merhabalar.
Bu kitabı uzun zamandır yazmayı düşünüyordum. Sekiz ay gibi bir süreden bahsediyorum bu arada. Ciddi olmak benim için biraz zor açıkçası. Zaman ilerledikçe, aynı zamanda kitap ilerleyince de daha samimi olacağımızı düşünüyorum.

 Zaman ilerledikçe, aynı zamanda kitap ilerleyince de daha samimi olacağımızı düşünüyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben.
Alaca, Alaca Türkel.
Bugün evimden taşınacağım.

Tabi kaldığım yere ev denilirse...

Bugün özgür olacağım. Tamamen.

Bugün buradan taşınmam anı falan olmamıştı. Kendi isteğimle, kendi hür irademle.

Annem. Annem taşınmamı istemiyordu. Neden mi? Beni kaybetmekten korkuyordu. Ne kadar düşünceli ama, değil mi?
Ben bu düşüncelerin çok eskide kaldığını düşünsem de, o öyle düşünmüyor sanırım.

Nede olsa, beni çoktan kayıp etmişlerdi. Benim o evde cesedim vardı.

Daha fazla bunları düşünmek istemedim. Oturduğum soğuk, eskimiş mermerden kalktım.

Aile apartmanıydı. Ama fazlasıyla eskimiş, her an yıkılacak görüntüye sahiplerdi.

Kapı girişinde bulunan eşyalar benim eşyalarımdı. Kalın kapının arkasında annem vardı.
Ağlıyordu.
Ağlayan insanları sevmezdim.

Hele bide benim için ağlıyorsa, ondan soğurdum. çünkü tanıdığım insanların tepkilerini bilirdim. Bunlar gerçek değildi. Bu ağlayışlar gerçek değildi. Samimi değillerdi. Bunu anlayacak yaşta bir insandım. Bu yüzden bir kat daha içim soğudu. Her geçen gün, her geçen zaman içim daha fazla soğudu.

Ondan bakışlarımı çektim.

Abinin bakışlarının bana döndüğünü hissettiğimde, bende abiye döndüm.

“Hanımefendi, başka boşaltılacak oda varmı?
Sizin gösterdiğiniz odayı arkadaşlarla boşalttık.”

Abinin söyledikleriyle başımı iki yana salladım. “Başka oda yok abi. Teşekkür ederim. Ücret hakkında konuşmuştuk. İban atmıştın abi. Sana gönderdim. Tekrar teşekkürler.”

Abi teşekkürümü başıyla aldı. Adamlara baş işareti verdi.
Daha sonra mobilyaları sırtlamaya başladılar.

Derin bir nefes verip anneme döndüm.

“Allah'a emanet ol.”

Daha sonra hemen arkamı döndüm. Yüzüne daha fazla bakmak istemedim. Bu beni rahatsız etti.

Bir adım attım.

İki adım attım.

“Annene sarılmayacak mısın?”
Duyduğum sesle gözlerimi sımsıkı kapattım. Dişlerimi ağrıtacak kadar sıktım.

Arkamı dönersem kaybederdim.
O yüzden arkamı dönmedim.
Hızla yürümeye devam ettim.
Arkamda, yalan yıkılışlar  bıraktım.

Hızla aşağıya indiğimde, taşıma aracının kapısını kapatılırken  bulmuştum. Abi işlemlerin bittiğini söylediğinde, kendi arabama geçtim ve abiye konumu attım.

Şırnak/Silopi

Doktor arkadaşımla aynı yere görevimiz çıkmıştı.

Sevde ile lise yıllarımda tanışmıştık. Fazlası ile cılızdı biz tanıştığımızda. Hala görüşüyor olmamız ise bir mucize diye adlandırmıştık. Daha doğrusu o adlandırmıştı. Bana kalsa gerçek dostluktu. Çünkü biz dokuz kişilik bir arkadaşlık grubuyduk. Üç sene öncesine kadar öyleydik.

Sevdeyi aradım. İlk çalışta açmadı, ikinci çalışta açtı.

“Alo?”

“Alo, Sevde, benim. Alaca,”

Daha fazla konuşmama izin vermedi.

“Kızım! Sen beni deli mi edeceksin? Neden farklı bir numaradan arıyorsun? Sapık zannettim. Hem sen beni neden daha erken aramadın bakayım, bir şey mi oldu?” nefes almadan konuşmasına tebessüm ettim. Tatlı bir kızdı vesselam.

“Hey, sakin olur musun? Numaramı değiştirdim. Kaydet beni, seni aramak sonradan aklıma geldi. Zaten hemen aradım. Kafam allak bullak şu an. ” dedim yorgun sesimi saklama zahmetine girmeden.

“Ne oldu? Anlat hemen, dinliyorum ben seni Alaca. Baban bir şey mi dedi? Yada annen? Anlatabilirsin, içine atma Alaca.”

İçimdeki sıkıntıyı söylersem böyle olacağını tahmin etmiştim. Hemen her zaman bana soru soruyordu böyle olduğunda. Derin bir nefes verdim.

“Gelince konuşsak, olur mu? Sevde, inan bana yanına gelince konuşsak daha doğru olur.”dediğimde bu sefer o derin bir nefes verme sesi geldi.

“Tamam. Ben seni daha fazla meşgul etmeyeceğim. Gelince konuşalım, ama aramak istersen, yada buradan konuşmak istersen buradayım.”

Şu anlık tanıtım bölümünün bu kadar olacağını düşündüm...
Umarım bölümler uzun olur. Şu an böyle bir şeye heves ettim diyelim. Umarım düzenli, hepinizin beğenebileceği bir bölüm olur. Beğenilmesi ve benim yazmam... En istediğim şeylerden biri olabilir... Bana kalırsa çok klasik kitap olacak gibi... Yani türü değilde, böyle kutgular birbirine benzediğinde klasik demiyor muyuz?
Bu arada lütfen, oy, yorum. Lütfen. Sizden tek ricam bu. Bir gözden geçirmenizi istiyorum. Sevgilerimle...

Hemen bu kitaptan vazgeçmenizi istemem..

KANLI ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin