Hekimoğlu dizisi oyuncularından uyarlanmıştır,
+18 sahneler vardır rahatsız olanlar için önceden uyarı
Kısa ve birbirinden bağımsız hikayeler yer almaktadır.
- İPEK'İN AĞZINDAN - Kapı sesiyle uyandığımda uykulu gözlerle ateşin yastığının boş olduğunu gördüm. Göz devirip derin bir iç çektim. Hala bir işler çevirmeye devam edip benden gizleyerek böyle gizli saklı gitmeler telefonla konuşmalarına artık alışkın olmuştuk orhanla.
Yataktan kalkıp üstüme sabahlığımı giyerek odadan çıktım. Kapıya baktığımda gelenin orhanın olduğunu gördüm. Elindekileri vestiyere bırakırken Göz göze gelmiştik "günaydın canım" "Günaydın, ateşi gördün mü?" "Ben içeri girerken o çıktı şimdi, kapının önünde dolanıyor elinde telefonla yine" dediğinde derin bir nefes aldım. "Sen nerden geliyorsun" "Spordan, mağlum son zamanlarda çok saldık kendimizi" diyerek banyoya doğru yöneldi. Haklı olduğu için başımı evet anlamda sallayıp kapıya yöneldim.
Ateşin, şuanki kaldığımız evi sahil kenarında olduğu için kapının önüne çıktığımda denizin dalga sesleriyle beraber gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp ciğerlerime dolan o huzurla gülümsedim ve tekrar gözlerimi açtım. Dışarıya neden çıktığımı hatırlayıp hemen etrafa baktığımda çıplak ayaklarıyla küçük adımlar atarak deniz kenarında yürüyerek telefonla konuşan ateşi gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yine beni görüp teleşla telefonu kapatmasın diye yavaş adımlarla ona yöneldim. A; kimse görmedi sizi dimi emin siniz M; eminiz hocam hatta kameraları bile hallettik gücenseniz mi artık siz bize A; güvenmeseydim şuan orda olmazdınız dimi M; gözlerim yaşardı şuan Dediğinde emre mehmet aliye gülmüştü. A; memoli bırak şimdi zevkzekliği kağıtları imzlattınız mı imzalatmadınız mı E; hallettim hocam M; yanlız bu adam peşimizi bırakmaz hocam haberiniz olsun A; bir şey mi yaptı size M; hocam parayı bu kadar seven bi adama bunları yaptığımızda bizi teprik etmesini beklemiyorsunuz heralde E; hırsız gibi gecenin 2 sinde şirketine girdik adamın. Kameralarını bozduk, istediğiniz o ilaçları, belgeleri aldık.. istediğin her şeyi aldık hiç bişi yapmamışız gibi oturup bizi izlemez heralde A; amma korktunuz ha alt iki dakikalığına casus oldunuz ulan bi muzo kadar olamadınız, yedi yirmi adamın peşinde takip ediyor siz hemen kocasını sevmeyen karılar gibi dırdır etmeye başladınız
Hem denizin dalgalarından kuşların sesi yüzünden hem de ateş kısık sesle konuştuğu için duyamıyordum. Arkasından dahada yaklaştığımda birden arkasını döndü bu beklenmedik hareketle göğüs göğüse çarpıştık. Çarpışmayla beraber ateş hızlı bir refleksle sağ elindeki bastonunu bırakıp elini belime atmıştı.
Göz göze geldiğimizde elimi telefonuna attığımda hemen eliyle telefonu havaya kaldırıp "hayırdır patron, ne diye arkadan böyle sinsi sinsi geliyorsun" dedinde havaya kaldırdığı eline uzanmaya çalıştım "versene sen şu telefonu bana bide ben konuşayım biraz" diyerek telefonu elinden almaya çalıştım ama ne fayda, eski basketbolcu sonuçta adam boylu poslu maşallah nasıl elinden alabilirdim o telefonu.
Ateş benim çırpınışlarıma kırkırdayarak "çok tatlı görünüyorsun" dediğinde sert gözlerimi ateşe diktim. "Ateş gülme ver şunu dedim" dediğimde telefonu elime verdi. Hızlıca alıp incelediğimde son aramalar ve mesajlar silinmiş sadece şuan mehmet aliyle konuştuğu son arama kaydı vardı. Ne bir mesaj ne başka bir şey vardı. Benden bir şey sakladığı apacık ortadaydı ama ne. Mehmet Aliyle de ne konuşmuş olabilirdi ki?
