One

67 14 3
                                    

Baekhyun bakışlarını önündeki duvardan ayırmazken demir kapının açılma sesi duyuldu geniş alanda. Kısık uğultu anında kaybolurken neredeyse herkes içeriye giren görevliye dönmüştü.

Baekhyun dönmüyordu, onu ziyarete gelecek hiç kimsesi yoktu. Aylarca bir kez bile onun ismi söylenmemişti.

Derin bir nefes aldığı sırada hiç beklemediği o şey oldu. Adamın dudaklarının arasından onun ismi döküldü. "Byun Baekhyun, ziyaretçin var."

Bakışlarını hızla duvardan ayırdı, şaşkınlık doluydu gözleri. Kim gelmişti?

Ailesi, onun ismini bile duymak istemiyor olmalıydı. O, çoktan ülkeyi terk etmişti.

Kimi vardı başka? Kim gelirdi buraya?

Hızla doğruldu oturduğu yerden. "Emin misiniz?" Diye sorarken buldu kendisini. "Bana mı?"

Adamlardan biri bayat bir kahkaha ile güldü. "Dikkat et Baekhyun, dolandırdıklarından biri gelip boynuna sarılmasın."

Gözlerini devirdi Baekhyun. "Görüşmek istiyorsan kalk, seni mı bekleyeceğim ben?" Görevlinin ters sesiyle ayaklandı hızla.

Kimin geldiğini bilmiyordu ama aylar sonra farklı bir yüz görme ihtimalini çöpe atacak değildi.

Hızlı adımlarla takip etti adamı ve çıktılar oradan. Koridor oldukça sessizdi. Görüş için ayrılan alana girdiklerinde sandalyede oturan adam hızla ayaklandı.

Baekhyun'dan uzun değildi, çok yapılı da durmuyordu. Üzerinde sıkıcı bir takım elbise vardı. Büyük ince çerçeveli gözlükleriyle oldukça zeki görünüyordu.

Görevli yanından ayrılmadan önce "on beş dakika, temas yok." Dedi yalnızca. Kapının yanına ilerlediğinde Baekhyun'da onu ayakta bekleyen bedenin yanına ilerledi.

Sandalyeyi çekti ve oturdu hızla. "Kimsin sen?" Karşısındaki adam hafifçe gülümsedi ve o da hızla karşısındaki sandalyeyi çekti.

"Adım Kyungsoo." Diye başladı. "Sizin yeni avukatınız olmak istiyorum." Yanındaki sandalyenin üzerine bıraktığı çantanın içinden hızla bir kaç evrak çıkarıp koydu masaya. "imzalayacağınız evrakları getirdim."

Kaşları çatıldı Baekhyun'un. "Davam bitti." Diye mırıldandı. "Öylesine devam ediyor, cezam kesinleşti sayılır. Neden avukatım olmak isteyesin ki? Kaybedeceğin bir dava mı alman gerek?"

Yine güldü karşısındaki adam. Sinirlenmeye başlıyordu. Bunda gülünecek ne vardı?

Hayatı bitmişti. Kurtarılma şansı olmamasına mı gülüyordu karşısındaki avukat?

"Bir ihtimal var." Dedi saniyeler sonra Kyungsoo. Ellerini masanın üzerinde birleştirdi. "Kurtarabilirim seni."

"Nasıl olacak peki bu?" Diye sordu Baekhyun alayla. Hafifçe yaklaştı. "Bunu bana yapanlar bizzat ailemken. Nasıl kurtaracaksın beni?"

Boğazını temizledi Kyungsoo. "Chanyeol'dan öğrendiklerim yeterli." Duraksadı Baekhyun. Tüm her şey bir kaç saniyeliğine sustu.

Küçük bir kahkaha attı ardından. Acısını bastırmak adına alaya sığındı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Öfke doluydu sesi. "Siktirip gitti aylar önce o. Kaçtı ülkeden, kaçtı. Ne anlatmış olabilir sana? Tüm bunların sebebi oyken, onun anlattıklarıyla mı kurtaracağını söylüyorsun beni?"

Sinirle vurdu masaya. "Sakın bana bir daha onun ismini anma. Sakın." Ayaklandığında hızla kalktı Kyungsoo oturduğu yerden. "Bilmediğin şeyler var."

Sonbahar/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin