Sonbahar/Chanbaek

four

Baekhyun ağır adımlarla çıktı tuvalet kabininden. Ellerini yıkamak için lavaboya ilerlerken duydu kapının açılma sesini.

Umursamadı, yıkamaya devam etti ellerini. Peçete ile kurulamaya başladığı sırada bakışları önündeki aynaya kaydı.

Kapının hemen önünde durmuş onu izleyen gözlerle göz göze geldiğinde ise duraksadı elleri.

Siwon onu izliyordu.

Tuvalette kimse yoktu. Onlardan başka kimse yoktu.

Elindeki ıslanmış peçeteyi yavaşça avucunun içine sıkıştırdı ve çöp kutusuna attı.

Ağırca döndü ona. "Kapının önünden çekilir misin?" Siwon iddia ile bakıyordu yüzüne. Çekilmeyecekti.

"Kim geldi bugün görüşe? Neden öyle uzun durdun?" Kollarını göğsünde bağladı Baekhyun. "Sana ne bundan?"

Siwon gözlerini kapattı ve derin bir nefes verdi. "Baekhyun." "Çekil kapıdan Siwon, çıkacağım."

Hızlı adımlarla ilerledi ve önünde durdu, yanından geçip kapıyı açmaya çalıştığında koluna sarılan elle irkildi. Hızla geriye çekildiğinde gözleri buluştu.

"Sakın dokunma bana." Ellerini teslim olurcasına kaldırdı Siwon. "Korkma." Diye mırıldandı. "Sana zarar vermem."

"Seninle konuşmak istemiyorum ben." Dedi Baekhyun hissettiği sinirle. "Seni görmek bile istemiyorum Siwon. Benim hayatımla ilgili hiç bir şey seni ilgilendirmez."

Yanından geçmeye çalıştı ama çekilmiyordu Siwon. "Sadece seni seviyorum." Kısıktı sesi, Baekhyun'a hiç bir şey hissettirmiyordu.

"Çıkışımı erteleteceğim. Sen buradan çıkana kadar kalacağım burada." Gözleri şaşkınlıkla irileşti Baekhyun'un. "Sen aklını mı kaçırdın?"

"Fark etmiyorsun ama seviyorum seni ben!" Bu kez isyan vardı sesinde. "Ne yapacağım buradan çıkıp? Senin olmadığın cennet benim için cehennem."

Yutkundu Baekhyun. "Siwon." Dedi sakin kalmaya çalışırken. "Bak, anlıyorum. Hislerin var tamam ama bazı hisler karşılık bulmaz. Hislerinin karşılığı bende yok. Ben, sevdiğim adam yüzünden düştüm buraya. Hiç kimseyi, sevmem artık. Kalbim seni görünce hızlanmıyor benim. Hızlansa bile seni hayatıma almazdım orası başka, anlatmak istediğim şey şu, hayatına benim için zarar verme. Buradan çıkıp düzgün bir hayat yaşa. Sırf sen istiyorsun diye karşındaki kişi de seni istemek zorunda değil. O kişi seni istemiyor diye ona zarar verdi demezsin. O kişi seni istemiyor diye, ona dokunmaya çalışamazsın. Bunları yapamazsın."

"Biliyorum." Dedi Siwon o sustuğu anda. "Özür diledim senden! Kendimde değildim o gün. Saçmaladım, biliyorum korkuttum seni ama ben öyle biri değilim."

"Öyle biri olmadığına inandıramazsın beni kusura bakma. Gördüm çünkü bizzat öyle biri olduğunu." Tüm korkusuna rağmen gözlerinin içine baktı Baekhyun. "Güçsüzdüm, yeni dayak yemiştim ve sen bundan faydalanmaya çalıştın. Seni uzaklaştıramaycağım ilk anda saldırdın üzerime ve ben bunu unutamam."

Titrek bir nefes aldı. "Gitmek istiyorum. Keninden daha fazla nefret ettirme de, çekil önümden." Gözlerindeki acının arttığını görse bile umursamadı Baekhyun.

Artık öğrenmişti ilk kendisini düşünmeyi.

"O mu geldi gerçekten?" Soru keskindi, yutkunamadı Baekhyun. "Sevdiğin adam, oydu dimi görüşüne gelen. Hayatının içine sıçmasına rağmen konu o olduğunda böyle bakabiliyorsun hala."

"Seni ilgilendirmez." Dedi yalnızca Baekhyun. Başını hafifçe salladı Siwon. "Evet ilgilendirmez ama ilgilendirecek. Ulaşacağım ona Baekhyun. Sen, sana yaptıklarının hesabını sormuyor olabilirsin ama ben soracağım. Mahvedeceğim onu."