4. bölüm

55 13 51
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum 🤨



Her insanın yaşadığı gibi, Jimin'in de çok zor günleri olmuştur. Kendini kötü hissettiği, ya'da ölmek istediği zamanlar...

Ama hiç bir zaman, kendini bu kadar aciz hissetmemişti.

Jiwan... Hayatını adadığı, yaşama sebebi olan çocuk ondan korkuyordu. Ağlayarak eşcinsel olduğunu, bir erkeği sevdiğini söylediğinde kendini öldürmek istedi, Jimin. Jiwan'ın gözlerindeki korku nefesini kesmişti. Oysa Jimin, onu yaşatmak için yaşamıştı..

Kendiyle gurur duyduğu tek nokta, iyi bir baba oluşuydu. Jiwan'la olan konuşmasından sonra fark etmişti ki, senelerce kendini kandırmışı. Jiwan asla ona yalan söylemezdi, babasından sır saklamazdı, asla karşısına o kadar çaresiz ve boynu bükük çıkmazdı. Jimin'den korkmazdı. Ama şimdi korkuyordu.

Oğlunun eşcinsel olmasını hiç istemezdi, Jimin. Güzel bir ilişkisi olsun ve doya doya yaşasın isterdi. İnsanlardan korkarak, gizli saklı bir ilişki yaşaması oğlunu yıpratırdı. İnsanların sözleri, bakışı onu yıpratırdı. Ama kalp kimin için atıyorsa, ona aitti. Uzun zaman önce, acı bir şekilde farkına varmıştı Jimin.

Tâbi bunlar Jimin'in isteğiyle olacak  değildi. Jiwan'ın kaderi ve gönlü kimden yanaysa, onu yaşayacaktı. Jiwan ve Sang-min, ikisi bir birini seçerek ve mutlu ederek yaşayacaktı. Jimin ise, seneler önce nasıl öldürdüyse, şimdi de yaşatacaktı.

Evet, Jimin bir katildi.

Kendisine aşık olan adamı öldüren bir katil. Woobin'in tek suçu, ona aşık olmasıydı. Ve Jimin, onu öldürmüştü. Senelerdir bunun vicdan azabını çekerken, şimdi kendi oğlunu yaşatacaktı. Sonunda ölecek olsa bile, Jiwan'ı yaşatacaktı.

"Jimin, hazır mısın?"

Daldığı düşüncelerden Hana'nın sesiyle çıktı. Sanki abisinin ölümü onun elinden olmamış gibi, Jiwan'ın cinsel yönelimini kabul ettiği için Jimin'e minnetle bakıyordu. Oysa Jimin, olması gerekeni yapmıştı.

"Hazırım canım, geliyorum."

Bugün hafta sonuydu ve Jiwan'ın erkek arkadaşını bekliyorlardı. Hana'nın isteği üzerine isminin Sang-min olduğunu öğrendikleri çocuğu yemeğe çağırmışlardı. Jimin, odadan çıkıp salona geçtiği anda kapı çaldı. Jiwan heyecanla yanından geçip kapıya koşarken gözleri kimseyi görmüyordu.

Jimin, Hana ile Jiwan'ın yanına geçtiğinde açılan kapıyla bir demet çiçeğin yüzüne tutulması bir oldu. Sang-min'in de elleri titriyordu ve nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu heyecandan. Hana başını çevirip gülüşünü saklarken, Jimin yüzünü ifadesiz tutmaya çalışıyordu.

"Sang-min..."

"Hoş geldiniz efendim-"

Daha fazla kendini tutamayıp kahkaha atan Hana ile birlikte diğerleri de gülümsedi. Heyecandan yanakları kızarmış ve kelimeleri bir birine karıştırmıştı Sang-min. Jiwan'da gülüşünü bastırmaya çalışırken derin bir nefes alıp kendini toparladı, Jimin.

"Hoş geldin evladım, içeri geç lütfen."

Başını salladı Sang-min, ayakkabılarını çıkarıp içeri geçtiğinde Jiwan'ın kapıyı kapatmasıyla baba, oğul öndeki ikiliyi takip etti. Salona geçip hazır olan masaya otururken Sang-min başını yerden kaldırmıyordu.

Masaya geçip sandalyelere oturduklarında yemekleri servis eden Hana'ya yardım eden Jimin ile hemen tabakları doldurmuş ve oturmuşlardı. Jiwan ve Sang-min bir birlerine kaçamak bakışlar atarken suyundan bir yudum alıp boğazını ıslattı, Jimin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Don't Hide Yourself Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin