-FLASHBACK-
"J-Jisung
Cümlemi yarıda kesen tanıdık sesle birlikte hemen başımı kaldırdım ve gördüğüm yüzle resmen nefesim kesilmişti.
"M-Minho?"
______________
~JISUNG~
Minho beni omuzlarımdan tutup kaldırdı. Dizlerimin acısıyla ağzımdan küçük bir inleme çıktı. Onun gözleri şişmiş ve kızarmıştı.
"Jisung" dedi bir kez daha ve bana baktı. " Sen iyi değilsin"
Diye devam ettirdi, ben ise sadece onun gözlerinin içine bakıyordum ve o an bir şey fark ettim. Onun da elleri titriyordu tıpkı benimkiler gibi...
"Minho" dedim titrek çıkan sesimle; "Sen de iyi görünmüyorsun" diye devam ettim.
Bu cümlemle birlikte gözünden bir damla yaş aktı. Bununla beraber daha fazla dayanamayıp ona sarıldım. İlk başta şaşırmış ve ne yapacağını bilememişti. Hemen sonra sanki sevgiye muhtaç kalmış bir çocuk gibi hızla kollarını belime doladı ve hıçkırmaya başladı.
Göz yaşları omzumu ıslatıyordu ama bunun benim için bir önemi yoktu. Sadece o ağlamasın istiyordum. Nedeni de yoktu gerçi...
"Jisung ben çok yoruldum" dedi hıçkırıklarının arasından. O her hıçkırdığında kalbimdeki boşluk daha da büyüyordu. Ve ilk kez bana içini döküyordu, bu duygu tarif edilemezdi.
"Ben istemiyorum Jisung, ben bu hayatı yaşamak istemiyorum"
"Ben hiç çocukluğumu yaşayamadım ki, ben hiç çocuk olmadım ki jisung" bir anda başını omzumdan kaldırdı, yüzüme baktı ve "Neden?" diye sordu.
"Neden kimsem yok benim jisung?"
"Ben varım ya Minho, ben kimsen olurum senin"
Dudaklarımdan çıkan bilinçsiz sözlerin etkisiyle bana öyle bir bakmıştı ki cümlelerimin altında ezildiğimi hissettim.
"Gerçekten mi?" Diye sordu küçük bir çocuk gibi.
"Gerçekten" dedim titreyen ellerini tutarak. Bu hareketimle öyle bir gülümsemişti ki
eğer ben ondan gidersem o gülüşün bir daha ortaya çıkmayacağına inandım. Ve o an
kendime bir yemin ettim. Artık Lee Minho'nun benden kurtuluşu yoktu..."Hey Minho-ya içip biraz kafa dağıtmaya ne dersin?"
Diye sordum büyük bir hevesle. O ise kafasını kaşıyıp gözünü kıstı. Sonra serçe parmağını benim serçe parmağına dolayarak;
"En çok içen istediğini yaptırır! Anlaştık mı?" Dedi çocuksu bir sevinçle. Ben de ona iddialı bir şekilde bakıp "Şimdiden hazır olsan iyi edersin Lee Minho"
"Göreceğiz Han Jisung "
"Madem öyle söyle bakalım nereye gidiyoruz?"
"İstikamet King Pug"
"Peki nasıl gideceğiz ben reşit değilim de?"
"Pıfff dert ettiğin şeye bak, sen o işi bana bırak " Elimi tuttu ve ardından;
"Bana söz verdin Han jisung ve bu sözünü tut. Çünkü benim bu eli bırakmaya hiç niyetim yok"
"Merak etme ben sözümle sana kendimi mühürledim zaten, artık benden kork, çünkü bu sincap başına bela olacak!"
"Diyosun"
"Aynen öyle,diyorum"
"Peki o zaman bu rekabeti sen istedin minik sincap! Bak bakalım kim kimin başına bela olacak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1934 Sokak •Minsung
Fanfiction-DÜZENLENİYOR!- Zaten yeterince zor bir hayatı olan jisung sınıfa yeni gelen ikilinin illegal işlerine şahit olur... İki kimsesiz birbirlerinin kimseleri olabilir miydi? ___________ -Yan ship içerir! -Tecavüz,küfür vb. rahatsız edici içerikler barın...