1

291 22 18
                                    

Yepyeni kurgu ve ben çok heyecanlıyım🥳

Gemi kaptanlığı ile ilgili pek bir bilgim yok sadece güzel bi meslek, değişiklik olsun dedim. O yüzden bazı yerleri kendi hayal gücüme bırakacağın öptümm😘😘

İlk bölümdeki yorumlarınız benim için çok önemli, bu yüzden satır arası yorum bırakmayı unutmayın lütfen❤️

***

"Kaptan, kara göründü." Gülümseyerek dümeni biraz sola çevirdim. Rusya'dan geliyorduk. Ben de bu koca geminin kaptanıydım.

Uzun yol gemi kaptanlığı yapıyor ve işimi çok seviyordum. Sürekli gözlerimi başka ülkelerde açmak çok güzeldi.

Rize'de 1 sene hazırlıkla beraber toplamda beş sene, Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği bölümü okudum. Sonrasında da birkaç yeterlilik sınavına girmiş ve onları da kazanmıştım.

İleri de hiçbir maddi sıkıntı çekmeyeceğimi biliyordum çünkü işimde gerçekten çok güzel paralar vardı. Euro bazlı çalışıyorduk zaten. Bu işi seçmemin de bir diğer nedeniydi buydu. Ailem bu yaşıma kadar bana bakmışlar, bir dediğimi hiçbir zaman ikiletmemişlerdi. Ben de karşılığında onlara bu şekilde teşekkür edecektim ki zaten tek çocuklarıydım. Bu yaşıma kadar hep bunun bilinciyle gelmiş, çalışmış ve çabalamıştım. Şu an da bu emeklerimin meyvesini yiyordum.

Annem ve babam öğretmen emeklisiydiler. Bu yaşlarından sonrasını artık huzur içinde geçirmeliydiler.

Mesleğimden ötürü pasaportum olsa da olmasa da istediğim ülkelere girip çıkabiliyordum. Daha bir pasaport problemi yaşamamıştım şu bir buçuk senede. Eğer çok uzun yol yapmayacaksam, çıkacağım seferlerde ailemi de yanımda götürüyordum. Çalıştığım şirket bu konu da çok bonkördü. Bu iki ayda bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyorlardı.

Her liman da başka bir aşkı bırakıyordum, dermişim.

Zamanında kalbim o kadar çok kırılmıştı ki, aşk işlerini girmeyeli belki de yıllar olmuştu. Bu işi seçmemin bir diğer nedeni de buydu zaten. Kendimi denizlere atmıştım. Denizler bana her zaman daha iyi gelmişti ama, okyanusların tadı daha bir başkaydı tabii.

Yaşadığım ilk kalp kırıklığından sonra, kendimi derslerime daha çok vermiştim. Hayatım olağan akışında devam ediyordu. Kendimi odalara kapatmak, dış dünyayla bağlantımı kesmek, beni üzenlerin karşısına geçip hesap sormayı çok istedim ama yapmadım. Yapamadığımdan değildi ya. Sadece o zamanlar onlarla uğraşmamış, egolarını okşamak istememiştim. Ben onları Allah'a havale etmiştim. Hak ettiklerini mutlaka yaşarlardı. Benim vicdanım rahattı.

Bu süreçten sonra kimiyle isteyerek kimisiyle de hatır için görüştüğüm birkaç kişi olmuştu ama onlarla da önce okulumu sonra da işimi bahane edip bir şekilde görüşmeyi kesmiştim. Kimseyi oyalamaya hakkım yoktu. Benim tek yapmam gereken şey, işimde en iyisi olmaktı.

Şu an da ise çoğu arkadaşımdan çok daha iyi yerlerdeydim.

Bölümüm gerçekten çok zordu. Başlarda okulu bırakmayı bile düşündüm hatta bir dönem okula bile gitmedim çünkü psikolojim gerçekten bozuldu. Ailem de bu dönemde bana çok destek oldular. Şu an bir şeyleri başarmışsam bu kesinlikle onların sayesindeydi.

Şimdi ise 6 aylık bir yolculuğun sonuna gelmiştik. Gemide 3 zabittik. Ben birinci zabit, Serdar ikinci zabit ve Eser'de üçüncü zabitti.

Dörder saatlik vardiyalarla, bu 6 ayı da devirmiştik.

Limana yaklaştığımız da gemiyi ustaca park etmiştim.

Bütün ekiple vedalaşıp gemiden ayrıldım. Üzerimde beyaz üniformam vardı. Gemiden inip limana geçtim. Etrafımızda muazzam bir kalabalık oluştu. Herkes meraklı gözlerle gemiyi izlerken, ben de onları izliyordum. Bu görüntüyü gerçeken seviyorum.

Mesleğimde kadın personel pek yoktu. Ama biz kadınların da, isteyip de başaramayacağı hiçbir şey yoktu. Mesela ben. Çok zorlu yollardan geçmiştim ama bu yolun sonu çiçek bahçelerine açılmıştı.

Birkaç kişinin isteği üzerine fotoğraf çekindik. Az buçuk bir tanınmışlığım vardı. Sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapıyordum.

Sosyal medyada bazı gruplarımız vardı. Orada da çok aktiftim. Hatta birkaç kız da benim bölümümü okumak istediklerini söylüyorlardı. Umarım bu isteklerini gerçekleştirirler ve biz de bir gün kız kıza seferlere çıkardık. Bunu her şeyden çok isterim.

Kalabalıkla vedalaşıp, kordon boyu yürümeye başladım. Artık evime gitmek istiyordum. Kalan işleri öbür arkadaşlar halledeceği için rahattım. Bu yüzden çok oyalanmamıştım.

Ailemin geleceğimden haberleri yoktu. Yani vardı ama 1 hafta sonra geleceğim diye biliyorlardı. Sürpriz yapmak istemiştim. Bu geçen 6 koca ayda, onları çok özlemiştim!

Biraz sağa sola göz gezdirdikten sonra köşedeki ATM'ye ilerledim. Biraz nakit para çektim. Şu an İzmir'deydim. Şirketimiz bize kalacağımız yerleri çoktan ayarlamıştı.

Bundan sonraki sefer ne zaman olursa o zamana kadar izinliydim. Biraz daha etrafı dolaştım ve kalacağım otele geldim. Resepsiyona gerekli bilgileri verdim ve oda kartımı aldım.

Odama çıktıktan sonra, önce güzel bir duş aldım. Daha sonrasında kendime bir kahve yaptım ve denize sıfır bakan balkonuma geçtim.

Ailem Rize'de yaşıyordu. Benim de ayrı olarak İstanbul'da bir evim vardı ama izinlerimin çoğunu Rize'de geçiriyordum. Telefonumdan Rize'ye en yakın uçak biletlerine baktım. Yarın saat 10.15'e vardı. Hemen business class'tan bir koltuk seçtim ve ödemeyi yaptım. Bu kadar hakkım olsundu artık.

Kahvemi yudumlarken bu sefer annemi aradım. Sanki sabah konuşmamışız gibi. Çok özlüyordum annemi ama her şey onlar içindi.

Ailemden gizli, onlar için bi banka hesabı açmıştım ve oraya sürekli aktarım yapıyordum. Bu sefer ki primimi direkt o hesaba atmıştım. Duyduklarında çok kızacaklardı belki ama bu umurumda değildi. Gittiğimde bu konuyu detaylıca konuşmam lazımdı. Bunu da aklımın bir köşesine not ettim.

"Buğlem, kızım."

"Annem nasılsın?"

"İyiyim çok şükür annecim, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim anne bildiğin gibi işte, iş güç." Şimdi pat diye söyleyecektim ben Türkiye'deyim diye, az kaldı.

Buğlem, kızım tut çeneni.

"Aman dikkat et annem, üzerini sıkı giy." Dediği şeyle gülümsedim. Anne her yaşta anneydi gerçekten.

Annem sürekli bana TikTok'tan videolar atıyordu. Videoların çoğunda uzun yol gemileri vardı. Yakalandıkları fırtınaları çekip atmışlar. Öyle zamanlarda okyanusların o ürkütücü görüntüsünü seviyordum. Bana kendimi hatırlatıyordu. Kimi zaman sessiz sakin, kimi zaman ise hırçın ve öfkeli.

"Giyerim annecim, merak etme sen."

Kısa süren muhabbetin ardından vedalaştık. Balkondan kahve fincanımı alıp odaya geri geldim. Fincanı yıkayıp kaldırdıktan sonra, ışığo kapattım ve kendimi yatağa attım. Sabah 7'ye alarmı mı kurduktan sonra telefonumu bıraktım ve gülümseyerek gözlerimi kapattım. Bu sefer bir başka heyecanlıydım. Bakalım beni neler bekliyordu?

***
Off bayılacağım heyecandann...

Önce biraz Buğlem'i tanıyalım dedim. İlk bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?

Kayıp İddia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin