7.bölüm

16 1 0
                                    

Saat çoktan 01.30 olmuştu bile. Çok uykum vardı ama Sunghoon'un işi hala bitmemişti. Onu beklerken uyuma kararı aldım ve odadaki koltuğa kıvrılıp yattım.

"Sunghoon."

"Hm?"

Kafasını dosyadan kaldırmadan konuştu.

"Ben uyuyorum işin bitince uyandırırsın eve gideriz."

"Tamam. Uyu sen, dinlen."

Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. Zaten çok uykum olduğundan dolayı hemen uykuya daldım.

Sunghoon'dan

Sunoo'nun uyumasının üstünden yaklaşık 1 saat geçmişti tek bir dosyam kalmıştı. Deli gibi uykum vardı ama bunları bitirmeliydim. 3 saattir kaldırmadığım kafamı kaldırıp Sunoo'ya baktım. Çok tatlı uyuyordu ama biraz üşümüşe benziyordu. Ayağa kalktım odamdaki askılıktan bulduğum en uzun ceketi üstüne örtmek için aldım ve örttüm. Yüzüne gelen saçlarını önünden, kulağının arkasına doğru taradım.

Sunoo'yu örttükten sonra işimin başına geri döndüm. Tüm dosyayı okudum, okudum ama tüm bu dosyaların sadece yarısını anlıyordum ama imzalamam için okumam lazımdı bu yüzden okuyordum. Bu dosya biraz kısaydı yani yarım saat,bir saat ya sürer ya sürmezdi.

İşime iyice odaklandığım sırada Sunoo'nun sesini duydum. Sesi mırıldanıyormuş gibi çıkıyordu.

"Sunghoon.."

"Efendim?"

"Bitmedi mi işin daha?"

"Son dosya. Yarım saate biter ama bende yarım saate biterim."

Dediğim şeye biraz kıkırdadı daha sonra ayağa kalkıp esnedi. Ona baktım parmak uçlarının üstünde duruyordu ve kollarıyla yukarı doğru esniyordu. Beli incecik gözüküyordu. Ona baktığımı farketmiş olucakki bana baktı, gözgöze geldik. Sonra önüne döndü ve onun üstüne örttüğüm ceketi askılığa astı. Sonra bana tekrar baktı ve konuştu.

"Sunghoon ben bu odada çok sıkıldım.  Zaten şirkette kimse kalmadı biraz dolaşsam olur mu?"

"Tabiiki dolaşabilirsin ama bu katla bi alt katta dolaş diğer katlar karanlıktır korkarsın."

"Tamam teşekkür ederim"

"Telefonu sesliye al. İşim bitince ararım."

"Tamam alıyorum"

Telefonunu çıkardı ve sesliye aldı daha sonra ekranı kapatıp telefonunu cebine koydu.

Sunoo'dan

Odadan çıkmadan önce son kez ona baktım kafasını eğmişti, saçları önüne geliyordu ama böyle çok yakışıklı gözüküyordu. Ondan bir aralar nefret ediyordum ama şuan ona karşı yumuşamıştım. Eskiden tek amacım onu geçmekti çünkü rakiptik ama şuan öyle bir zorunluluğum yoktu. Bende o yüzden herşeyi oluruna bıraktım. Zaten biz evlenince babalarımız şirketin başına Sunghoon'u geçirdiler. Bana sormadılar bile. Ama bu konuda onun suçu yoktu.

Önüme döndüm ve kapıdan çıktım. Daha önce 2 yada 3 kere geldiğim şirketi hiç gezmemiştim. İlk önce bu kattan başladım. En üst kattaydım. Burda sadece Sunghoon'un odası, tuvaletler, onun sekreterinin odası ve  iki tane toplantı odası vardı. Toplantı odalarından birine girdim. Normal bir toplantı odasıydı. Ortada kocaman bir masa, masanın etrafında sandalyeler,duvarda beyaz bir tahta, ve tavana asılı bir projektör vardı. Masanın altında bir çöp kovası vardı. Gözümün ucuyla çöpe baktığımda üstünde yazılar yazan bir kağıtta adımın yazdığını gördüm. Biraz iğrenerekte olsa çöpten o kağıdı aldım ve açıp okumaya başladım. Notlaşmadan anladığım üzere iki kişi konuşmuşlardı bunu.

Arranged Marriege | SunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin