"Hyung şimdi ne yapacağım ben?"
"Seungmin ağlamayı kes artık."Minho sinirle söylenirken ellerini saçına geçirdi. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Üstelik ağlayan Seungmin de işini oldukça zorlaştırıyordu.
"Bağırma artık bana!"
"Nasıl bağırma? Hem çocuk yapıyorsun hem de boşanmaya çalışıyorsun. Sence Hyunjin peşini bırakacak mı çocuğu duyunca?"Seungmin iç çekmeye devam ederken Chan yanına oturup onu kollarının arasına aldı.
"Minho sakin ol artık. Bunda yanlış bir şey yok. Olmuş bir hata bunu konuşacağımıza ilerisini konuşsak daha mantıklı."
Minho, kendini yanındaki tekli koltuğa attı. Aşırı tepki verdiğini anlasa da kardeşinin daha fazla mutsuz bir evliliğin içinde olmasını istemiyordu. Bir an önce boşanıp hayatına odaklanmasını istiyordu.
"Seungmin bebeği doğurmak istesen de istemesen de bunu Hyunjin'e söylemen gerekiyor biliyorsun değil mi bebeğim?"
Chan'ın şefkatle sorduğu soruya başını salladı Seungmin. Tabiki hamile olduğunu saklayamazdı. Bunu öğrenmek Hyunjin'in de hakkıydı.
"Peki sen doğurmak istiyor musun bebeği?"
Abisinin sorduğu soruyla gerildi. Sevdiği adamdan çocuğu olsun ona güzel bir aile olmak isterdi. Ama artık ne Hyunjin sevdiği adamdı ne de bebeğe sıcak bir aile ortamı sunabilirlerdi.
Bi yerde daha gelişmemiş embriyoya çok sinirlenmişti. Hyunjin bebeği aldırmak istemezse işler çok zorlaşacaktı.
Tek başına bebek büyütemez ona yeterli bir aile olamazdı. Aynı zamanda Hyunjin ile tekrar barışamazdı.
"İstemiyorum hyung. Ne tek başıma baba olabilirim ne de tekrar Hyunjin ile barışabilirim."
"Güzel ben de öyle düşünmüştüm. Hyunjin'e de söylersin aldırmak istediğini o zaman."
"Hyunjin bebeği isterse ne olacak?"Minho tekrar sinirlendiğini hissederken Chan bunu farkedip olaya el koydu.
"Tamam bunları gerçekten Minho sakinleşince konuşalım olur mu? Gel Seungmin seni yatıralım zaten rahatsızdın. Sabah konuşalım gerisini."
Seungmin de onaylayıp misafir odasına gitti. Abisinden böyle bir tepki beklemiyordu. Belki gecenin bir yarısı uykusundan uyandırdığı için de sinirlenmiş olabilir diye düşündü.
Seungmin uykuya dalmaya çalışırken Chan da eşini azarlıyordu. Kardeşine boş yere yükselmişti. Seungmin ne kadar üzüldüğünü kendi gözleriyle görünce içi cız etmişti.
Abisi onun tek ailesiydi ve haliyle destek beklemişti. Azarlanmayı değil.
"Neden bağırıyorsun çocuğa, onun suçu ne?"
"Seungmin'in suçu mutsuz evliliğine rağmen korunmaması. Sonuçlarının bu olacağını elbette biliyordu. Bir mucize olmasını mı bekliyordu anlamadım."
"Ne kadar üzüldü görmedin mi? Ne var destek olsan? Tamam sinirlendin bari yansıtma."
"Feromonlarımdan anlamayacak mıydı ne hissettiğimi?"Chan bir şey demeyip yatağa girdi. Betanın bu tavırları onu sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu.
Seungmin'in şu an ne kadar yalnız hissettiğini düşünebiliyordu. Ve bu duygusal olan alfayı daha da üzüyordu.
Minho ise evdeki iki farklı kişiden de aldığı üzgün feromonlarla kötü hissetmeye başlamıştı. İsteyerek ikisini de üzmek istememişti ama haklı olduğunu düşünüyordu.
Bir yandan da eşinin kardeşi için üzülmesi çok tatlı gelmişti. Ona sırtını dönen alfaya yaklaşıp sarıldı ama beklediği şey itilmek değildi.
"Hadi ama Chan ne zaman küs uyuduk."
"Küs değilim kızgınım değdi mi onu üzdüğüne, hissetmiyor musun hiç?"
"Haklısın güzelim değmedi."
"Özür dile çocuktan."
"Aklımda."Chan beklemediği cevapla hemen eşine döndü. Geri adım atmayacağına emindi ama yanılmıştı.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten. Ben de memnun değilim kardeşimi üzmekten."
"Hadi git dile o zaman."Minho güzel eşinin sabırsız hallerine dayanamayıp güldü. Ardından da küçük bir öpücük.
"Yarın bebeğim şimdi değil."
"Peki o da olur. Yeter ki özür dile."...
Seungmin
Hyunjin konuşmalıyız.Ayyyy özür dilerim geciktimmm 😭😭😭😭😭

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear My All
FanfictionSeungmin, Hyunjin ile olan çalkantılı evliliğinden bunalmıştı. Dahası bu bunalma bebeğe de zarar veriyordu.