Bölüm Şarkısı: Can Ozan-Ağlama ben ağlarım
Melek her şeyi anlatınca Batu bir hışımla kalktı ve koşmaya başladı...
Batu hem koşuyor hem de sövüyordu.
-"Senin ecdadını sikicem götüne anten soktuğum amına koyduğumun piçi..."
Kulaklarımmm. Ne günahımız vardıda bunları duydunuz.
Sen sanki hiç etmiyon da
Yine geldi ya kardeşim bir siktir git
Terbiyesiz
En olmadık zamanlarda, en saçma zamanlarda geliyordu.
Lan o benim motorumun sesi mi lan motorummmm.
Dışarı çıktığımda gördüğüm son şey Batu'nun hızla uzaklaştığıydı. Ananı şimdi gerçekten Berke'yi sikmeye gidiyor.
Hızla Batu'nun arabasının anahtarını aldım ve bende peşinden gittim. Olabildiğince hızlı gitmeye çalışıyordum olm bana motorumu verin ben bunu süremiyorum ya ben arabalara zorunda oldukça binmemiş ve hiç sevmemiştim.
Gittiğimde Batu çoktan gelmiş kapıyı yumrukluyordu. Kapı açıldığında hızla içeri daldık Batu önde ben arkada gidiyorduk. İçeri girdiğimizde Berke koltukta uzanıyordu. Batu tuttuğu gibi kaldırdı be benin önüme doğru fırlattı. Gerçek anlamda fırlattı nasıl yaptı bilmiyorum ama yaptı işte.
Bende üstüne oturup yüzünü yumruklamaya başladım. Allah kahretsin sinir krizi geçiriyordum ve herkes şuan bizi ayırmaya uğraşıyordu. Daha fazla dayanamadım Berke'yi Batu'nun önüne attım.
Arkadan milyolarca ses geliyordu ama en son duyduğum şey birisinin
-"Abim top oldu lan" demesiydi.
Sonrasından ayak sesleri ve Batu'nun bana seslenişi
-"Güzelim hadi kalk hadi kraliçem uyan."
Sert bir zemine düştüğümü hissettim, sonrası karanlık...
~Batu Anlatımı~
Erva'nın bayılamasıyla onu kucağıma aldım ve arabamın arka koltuğuna yatırdım bu sıralar sürekli bayılıyordu İnşAllah bir şeyi yoktur. Hızla en yakın hastaneye sürdüm. Düşerken kafasını vurmuştu İnşAllah bişey olmaz.
Hastaneye ulaştığımda hızla Erva'yı kucağıma aldım ve içeriye doğru koştum.
(Arkadaşlar böylede olmayabilir. Bilmiyorum, o yüzden sorgulamayın.)
Hemen bir sedye getirip bir yerlere koşturmaya başladılar. Bende peşlerinden gittim. Yoğun bakıma geldiler ve bundan sonrasına giremeyeceğimi söylediler. Hiçbir şeyi anlamıyorum daha sabah şakalasıyorduk şimdi ise ... yoğun bakımın önünde.
Aradan 1,2 saat geçince içeriden doktor çıktı ve
-"Erva KAYA' nın yakını mı?"
-"Evet."
-"Erva hanımın iç kanama olasılığından şüpheleniyorum o yüzden bir kaç test yapıcaz."
Ne Allah'ım nolur bir şey olmasın ona bir şey olursa ben yaşayamam Yarabbim lütfen
Doktorun uzaklaşmasıyla kalktığım yere yine çöktüm. Şimdi odasına giremem yoğun bakımda olduğu için izin vermezler. Girmeye çalışsam bir şey değişmez beni dışarı bile atabilirler hiç uğraşamam onlarla en iyisi beklemek. Bu sırada Nisa'ya mesaj attım:
-"Nisa Erva bayıldı şuan ...... hastanesindeyiz gelebilirseniz Meleği de alıp gelir misin?"
Onlara gerçekten ihtiyacım vardı. 10 dakika sonra Melek ve Nisa koridorun başında gözüktüler, benim oturduğum yere doğru gelmeye başladılar. Kafamı bacaklarıma yasladım ve beklemeye başladım yanıma biri oturdu bana sarıldı kim olduğuna bakmadım çünkü Melek'ti onu kokusundan tanıdım. Omzuna yaslanarak ağlamaya başladım , bir yandan söyleniyor bir yandan ağlıyordum. Evet erkek adam da ağlardı sevdiğini kaybetsin öyle bir ağlardı ki şok olurdunuz. Ağlamayan duygusuz şerefsizin tekidir.
-"Her şey benim yüzümden keşke gitmeseydim. Keşke onun yerine şuan ben olsam her şey benim yüzümden her şey."
Melek bir yandan belimi sıvazlıyor bir yandan beni sakinleştiriyordu. Ben zaten onun kokusunu duyduğum an sinirli olma imkanım yoktu öyle güzel kokuyordu ki o kadar kırılgan o kadar nadir duruyordu ki.
Yoğun bakımın kapısı tekrar açıldı ve içeriden az önceki doktor çıktı.
-" Erva hanıma bir kaç test yaptık iç kanamadan şüpheleniyordum şüphelendiğim gibi çıkmadı ve iç kanama yok ama malesef ki düşerken galiba kafasını sert vurmuş o yüzden kısa süreli hafıza kaybı geçirebilir."
Allah'ım şükürler olsun şükürler olsun ki onu bize bağışladın
Neyse bu da bir şeydir yaşıyor ya nolursa olsun isterse beni bizi hiç hatırlmasın ama yeter ki o yaşasın ben ağlıyım ama yeter ki o gülsün hep gülsün o bunları herkesten her şeyden çok hak ediyor.
Aradan geçen 1 saat içinde Erva normal odaya alınmış ve uyanmasını bekliyorduk. Melek saatte bir kalkıyor ve benim ona hediye ettiğim telefonla birileriyle konuşuyor du başka zaman olsa bunu düşünür kurcalardım ama şimdi bunu umursamadım.
Yaklaşık yarım saatin sonunda Erva yavaş yavaş uyanmaya başladı.
~Erva Anlatımı~
Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalıştım ama gözüme vuran ışıkla geri kapattım bir süre bekledikten sonra gözlerimi geri açtım. Odada üç kişi vardı bir erkek iki kız bunlar kimdi, ben neredeyim, burda ne işim vardı?
Bir hastane odasında olduğum belliydi. Konuşacaktım ki boğazımın kuruluşuyla ağzımı geri kapattım odada ki çocukta bunu farkettmiş olacak ki komedinin üstünde duran şürahiden su koydu ve bana uzattı, suyu alıp içtim sonra konuşmaya başladım.
-"Siz kimsiniz?"
(690 kelime)
Kestikkkk
Sizce diğer bölümde neler olacak?
Melek kim ile konuşuyor?
Erva acaba ne zaman hatırlayacak yoksa hatırlamayacak mı? Onu söyleyemiyoruz malesef :)
Oy vermeyi unutmayın!