görmeyelden yüzünü ben ki nigârım, sensedim.
âh-u zâr ile geçer bu rüzgârım sensedim.....
Kalçası avuçlarından aldığı destekle hafifçe yükselmiş sert yüzeye rahat edebileceği düşüncesiyle yeniden kurulmuştu. Başı geriye düşmüş zifiri karanlığa bürünen geceyi seyrederken tek tük ışıldayan yıldızlar nefes alması gerektiğini hatırlatmıştı genç oğlana.
Soğuk hava verdiği nefeslerde dışarıya duman görünümü sağladığında düşüncelerin sinsice zihnine yayıldığını hissetti, adeta bir duman gibi. Göz kapaklarını gecenin karanlığına inat örtmüş, kendisini iyiden iyiye karanlığa bırakmıştı.
Sahi, Jeongguk zaten karanlıklarda değil miydi? Yaşamı için atılan adımda annesinin rahmine düşmüş ilk karanlığını orada bulmuştu. Doğduğunda öksüz kalarak ikinci karanlığı, baba nefretiyle büyüyerek üçüncüyü, cesaretli yüreğini kaybetme korkusu yaşayıp evden kaçtığında dördüncüsü ve neredeyse hapis tutulduğu eve tıkılıp içini yangına çeviren adama sevgiyle tutuştuğunda sonuncuyu...
Karanlığın nedeni, kendi sanıklığına binaen, annesinin ölümüne sebep olmaktı. Yaşama tutunduğunda ciğerleri nefes dolmuş, canını yaşamdan almıştı.
Adeta biçilmiş kaftandı karanlıklar. Dünya üzerindeki günahıydı, canını yaşamdan alma cabasıydı.
Hayatı boyuncaki tüm karanlıkları içine gömmüştü Jeongguk. Ancak bir karanlığı yuva bilmiş, ona sığınmıştı. Gece gündüz demeden, mutlu mutsuz demeden, en çok da yalnızken Taehyung'a ait karanlığı evi bilmişti.
"Ömür esintisi," rüzgarın taşıdığı sesi işittiğinde avuçları araba kaputuna göçtü. Gelmişti. Saatler önce karanlığında yalnızken şimdi büsbütün karanlığı yanı başındaydı. "Sisu," hitabı Taehyung'u gülümsettiğinde bakışları iki et parçasına takıldı. "Adını kendine yamaladığın tepeye geldim," diye soluduğunda genç olan bir an buradaki varlığına neden bulamadı.
"Sene 2023 yine kış ayları, ayaz fena, sen ayazdan daha fena." adımları Taehyung'a ulaştığında durmuş ileride kalan şimdi dalları yapraksız elma ağacını işaret etti. "Şu ağacın dibinde sefilce âşkını itiraf eden ben. Karşılık bulacağını sanarak midesini kontrol edemeyen, Jeongguk. Sahiden Taehyung, öyle emindim ki sana ait olmama izin vereceğine, kendinden emin söylediklerin yıllarıma resmen yanan kibrit olmuştu." sözleri esmer olanı uyuşturuyordu.
"'Yeontan'ın bir babaya daha ihtiyacı yok. Bundan sonra sen de kalmasın. Olmaz, asla.' ve bum! Çeker gider..." Jeongguk'un gözleri Taehyung'un arkasında kalan arabaya takıldı. "Bak işte onunla," diyerek arabasını işaret etti. Esmer olan elini Jeongguk'un koluna sardı. Ancak Jeongguk geri adım atarak sıyrıldı elinden. Sıcaklığını hissedemezdi. Varlığı dahi boğazını yakıp cümlelerini yok ediyorken yapamazdı. "Eh, her zamanki Taehyung, günlerce yüzümüze bakmaz, aramaları açmaz, sokakta karşılaşsa yokuş olsa bile yol değiştirir. Artık canıma tak etmişti biliyor musun? Ziline... Ziline basma kararı aldığım gün," Jeongguk soluklanma ihtiyacıyla doldu. Göğsü yükselirken esmer olan bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
come to love | taegguk
Fanfickalbimi çaldın bir anda kaçmamı beklemedin sen belki de hep zile basıp da kaçmayı sevdiğinden