The Truth

23 2 13
                                    

"Sensei, merkezdeki sığınağımızın yerini bulmuşlar. Nomuları salayım mı?"

"Gerek yok. Bu iş gittikçe eğlenceli olmaya başladı~"

"Peki ya Shigaraki ve Bakugo?"

"Onları buraya, yanıma getir Dabi, kahramanların istediklerini elde etmelerine izin veremeyiz. Arkalarında kimin olduğunu görsünler."

"Ama Sensei demiştiniz ki Shigaraki ve benim aynı ortamda olmam-"

"Ne söylediğimi biliyorum ama şu an başka seçeneğimiz yok Dabi. Getir onları."

Dabi onayladığı gibi Nomu kapsüllerinin olduğu odaya koştu. Bütün herkesin buraya ışınlanmasını sağlamalıydı. Küçük John neredeydi?!

"John-chan!! Derhâl buraya gel!"

Küçük John kapsüllerinin arasında kendisini gösterdi. Dabi onu kucağına alıp havaya kaldırdı.

"Dinle John-chan, saldırı altındayız ve herkesi buraya getirmene ihtiyacım var. Shigaraki ile diğerlerini buraya ışınla."

Küçük John birkaç homurtuya benzer garip sesler çıkardıktan sonra Dabi'nin dediği gibi LOV'u buraya ışınlamak için ağzından gri sümüksü bir sıvı akıttı. Tamam, her şey yolundaydı.. Diğerlerini getirdikten sonra Dabi de savaşabilirdi.

"Şimdi!!!"

Dabi bağırışın geldiği yöne bakamadan binaya kocaman bir kamyon gökten adeta yağdı! Yıkılmanın ve şiddetli çarpışın etkisiyle içerdeki bütün kapsüller patladı ve Dabi ile Küçük John patlamanın şiddetiyle kendilerini yerde buldular. Dabi'nin başı dönüyordu.. Etrafı toz bulutu kaplamıştı. O kamyon nasıl gökten düşmüştü??! Ne oluyordu?

Dabi Küçük John'a döndü ve bağırmaya başladı,

"John-chan, git ve Doktor'u bul! O sana bakacaktır-!"

Küçük John tekrardan garip sesler çıkardıktan sonra Dabi'nin dediği gibi ışınlanıp kaçtı. Dabi için nomuları önemliydi. Bir tanesinin bile yakalanmasını istemiyordu fakat burada şu an bütün odadakiler de tehlikedeydi. Hepsi besinsiz kalmıştı!

Kendisine geldikten sonra yalpalanarak da olsa kalkmayı becerdi. Arkasını döndüğünde ise AFO'yu görmeyi beklemiyordu. Suratına sanayi maskesini takmıştı. Bekle.. Bu maskeyi yalnızca savaşmadan önce takardı. Ne demek şimdi bu? Bu haldeyken savaşacak mıydı?!

"Sen iyi misin?"

"Savaşacak mısınız?"

"Çok mu battı sana savaşacak olmam? Elbette bunu yapacağım. Ayrıca ben neden hâlâ Shigaraki'yi burada göremiyorum?"

"John-chan fazla sarsıldı ve ona gitmesini söyledim."

"Nereye?"

"Doktor'un yanına.."

"İyi, orası güvenli. Neyseki oradaki sığınağı öğrenmemişler. Benimle gel. Bu nomuları artık kurtaracak vaktimiz yok."

"Ama onlara ben sahip çıkmalıyım-! Benim kuklalarım olduğunu söylemiştin hepsinin!"

"Hay- Senin neyin var Tanrı aşkına Dabi!!? Ne bu panik?! Duygusal davranmanın sırası mı şimdi?!"

Dabi ustasının ani yükselişiyle irkildi. Haklıydı, şu anda Dabi aynı Toya gibi davranıyordu.. Aşırı gerilmişti. Ya da...?

AFO iç çektikten sonra yıkıntıya doğru ilerledi. O kahramanlara gününü göstermeliydi. Dabi peşine takıldı ve açıklığa doğru ilerlediler. İkisinin bağırışlarını duymuş olmalılardı ki bir kahraman aceleyle AFO'nun takım elbisesini kontrol altına alıp onu bağladı. Bu Best Jeanist'ti. Ondan başkası olamazdı..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~GOD'S FORGOTTEN CHILDREN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin