(1) Hızlı Kalp

7 2 43
                                    

İnsanlar gerçekten insan mıydı?

Cidden, aramızda gerçekten insan olan var mı? Temiz insanlar dünya da var mıydı?

Günahsız, suçsuz, gözü kan görmemiş insanlar var mıydı? İnsanlığını en iyi şekilde yapan kişilerden bahsediyorum, yalan dahi söylemeyen bir kesimden.

İmkansızdı, her insanın günahı vardı, her insanın küçük bile olsa suçu vardı, her insan kan görmüştü, her insan yalan söylemişti, belki de bazıları bunlarla büyümüştü.

İnsan hatalı kuldu, bu değiştirilemez bir gerçekti.

Hatalı kullar her yerdeydiler, saliseyle yanından geçtiğiniz bir insan belki de bir katildi? Belki de bir tecavüzcü, bir hırsız, dolandırıcı, uyuşturucu satıcısı? İnsanın insanı anlamasını bekleriz değil mi? Bu bazen mümkün dahi olmazdı, işte bu değiştirelemez bir gerçekti.

Bir tecavüzcü karşısındaki insanın ne hissettiğini düşünür müydü, bir hırsız çaldığı eşyanın sahibinin ne duruma düşeceğini düşünür müydü, bir dolandırıcı dolandırdığı insanın halinden anlar mıydı, bir uyuşturucu satıcısı uyuşturucuyu sattığı kişinin sattıktan sonra ne hâle geleceğini umursar mıydı?

Bir katil, öldürdüğü kişiye acıyıp canını bağışlar mıydı?

Yapmazlardı, karşısındaki insanı çöpe attığı bir şey olarak görürlerdi. Tecavüzcü zevkle yaptığı şeye devam eder, hırsız çaldığı eşyanın keyfini sürer, dolandırıcı kazancıyla böbürlenir, uyuşturucu satıcısı ettiği kârla hayatına hiç birşey olmamış, uyuşturucuyu sattığı kişinin hayatı sattığı şey yüzünden kaymayacakmış gibi devam eder, katil ise öldürmenin ona verdiği zevkle, hazla, iştahla yeni yeni insanları öldürmeye devam ederdi.

Şuan ise tam olarak bir insanın ne kadar canileşebileceğini kendi gözlerimle canlı olarak görüyordum. Sunucu kadın olay yerinin birkaç metre uzağında durmuş cinayet hakkında bilgi verirken ben donuk bir şekilde kadını dinliyordum. "Cinayet dün akşam olmuş, sayın ekran severler. Arkamda görmüş olduğunuz evden tam olarak üç ceset çıktı fakat katil maalesef ki ustalıkla kaçmayı başarmış. Polisler çalışmalara devam ediyor fakat çalışmalara başlayalı beş saat olmasına rağmen hiç bir sonuç, iz, ip ucu bulunamadı. Tek tahminimiz geçen günlerde yaşanan cinayetin katiliyle bugün yaşanan cinayetin katilinin aynı kişi olması-"

Elimdeki kumandanın güç kısmına sertçe bastım ve televizyonu kapattıktan sonra kumandayı koltuğa bıraktım.

"Sanırım taşınma hediyem bir yığın ceset." diye söylendim ve ayağa kalktım. Saate baktım ve saatin on biri göstermeye yaklaştığını gördüğümde hızlıca yukarı kata doğru çıkmaya başladım.

Baştan başlayalım, ben Brook. Brook Walker. Üçüncü sınıf üniversite öğrencisiyim ve daha dün şuan bulunduğum kasabaya taşındım. Ailemden uzaklaşmak isteyip geldiğim bu kasaba gelişimi çokta hoş karşılamasa da sanırım buranın havasına alışabilirdim. Hayatımın tehlikede olması sanki hiç önemli bir şey değilmiş gibi konuştuğuma bakmayın, bu cinayet işi yıllardır devam ediyormuş.

Katilin merhametli olmasını umuyordum.

Yukarı kata çıktıktan sonra odama girdim ve çantamı aldım. Bugün kasabanın en iyi üniversitelerinden birine kaydolmaya gidecektim. Kasabaya hızlıca alışmak ve ne kadar mümkün olacak gibi durmasa da normal bir hayat sürmek istiyordum.

Sonuçta normal bir hayat yaşamak isteyipte ölmek istemezdim.

Çantamı alıp dışarı çıktıktan sonra otobüse bindim ve üniversiteye gittim. Otobüsün camlarından dışarı bakarken aklım bu kadar iyimser gözüken bir kasabanın nasıl aslında katillerin bulunduğu bir kasaba olduğunu düşünüyordum. Hava sıcak, güneş yukarıda, insanlar şakalaşıyor, çiftler el ele, öğrenciler üniversiteye gidiyordu fakat nasıl onca aydınlığın içinde bir karanlık var anlam veremiyordum. İnsan burada dururken nasıl katil olurdu ki, herkes çok sıcak kanlı gözüküyordu. Sanki iyimserlikleri bulaşıcıydı, gülümsemeleri bile etrafa sıcak hava dalgası yayıyordu.

Giz 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin