Eşcinsel Kurt Adam Prensi(Minsung)

WHICH OF THEM LIE TO ME?

"Burada ne yapıyorsun? Seni bu sabah göremedim ama beni almaya gelmişsin. Uzun süre mi bekledin?" diye sormak için ağzını açtı.

Jisung, siyah saçlı adama soru sorduğunda bu kadar nazik görünmek istememişti, ancak sesi Mansa ile konuşurken olduğundan daha yumuşak çıktı. İki adam onun hizmetkarlarıydı, ancak onlara karşı farklı görünüyordu.

"Evet, seni almaya geldim ama çok beklemedim," diye cevapladı kırmızı giysili adam,güneş gibi parlak bir şekilde gülümseyerek.

O gülümsemeyi görünce,Jisung diğer insanların yüzlerini onlarla konuşurken görebilmenin güzel olduğunu fark etti. Altın bir maskeyle yüzünü örten bir adamla konuşurken olduğu zamanın aksine, birinin yüzünü görebildiği zaman konuşurken kendini daha güvende hissediyordu.

"Majestelerini almak zorunda değilsin! Ben Majesteleriyle birlikteyim ve ben onunlayken Majestelerine eşlik etmene gerek yok!"  Mansa'nın kırmızılı adamı kıskandığı anlaşılıyordu.

Jisung, iç çekmeden önce bir kez daha yaşlı hizmetçiye baktı. Yasak Orman'dan döndükten sonra bile, iki hizmetçi arasındaki ilişki hala iyi değildi ve aralarındaki gerginliği nasıl azaltacağını bile bilmiyordu.

"Buraya geldim çünkü Han Jisung ile konuşmak istediğim bir şey var," diye cevapladı Lee Know ve hatta resmi ünvanını umursamadan Jisung'un sadece adını söyledi.

Mansa onun bu cesaretine öfkeyle baktı ve bunu duyduktan sonra sakinliğini koruyan Han Jisung'tan farklıydı.

"Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun? Eğer benimle konuşmak istiyorsan sarayımda beni beklemeliydin," diye cevapladı Jisung.

"Seni sarayında beklemek çok sıkıcı ve bu yüzden burada yürüyüşe çıkmaya karar verdim. Dahası, seninle tartışmak istediğim şey çok önemli ve sarayına dönene kadar sabırsızlanıyorum."

"Sarayımda sabırla beklemek yerine beni almaya gelmen kadar ne sebep oldu?"

Ve kırmızı giysili adamın sorusuna cevap vermesini beklerken, adamın Mansa'ya sanki gözleriyle bir şeyler söylemek ister gibi kasıtlı olarak baktığını fark etti ve Jisung o sessiz bakışın anlamını hemen anladı.

"Önden sarayıma geri dönebilirsin, Mansa. Ben burada bir yürüyüş yapmak istiyorum ve Lee Know bana eşlik edecek." dedi.

Niyetini dile getirirken bir kez daha taraflı görünüyordu ve beklendiği gibi, yaşlı hizmetçi emrini duyduktan sonra hoşnutsuz görünüyordu.

 "Ben sizin sadık hizmetkarınızım ve bugün sarayınızdan ayrıldığınızdan beri size eşlik ediyorum. Size eşlik etmesi gereken benim!Neden onu seçiyorsunuz?"

"Saraydan ayrıldığımızdan beri bana eşlik ettiğin için bir hizmetçiyi değiştirmeye karar verdim, Mansa. Yorgun olmalısın, değil mi? Bu yüzden önce sarayıma dönmeni istiyorum ki dinlenebilesin."

Esmer Prens, akıl yürütmesinde oldukça kurnazdı ve Mansa bir an tereddüt etse bile, genç Prens'e başını zayıfça sallamadan önce sadece derin bir iç çekti. Bundan sonra,iki gençten dikkatlice uzaklaştı.

"Yaşlı hizmetkarının biraz şüpheci olduğunu düşünmüyor musun Han Jisung?"

"Neden birdenbire Mansa hakkında soru soruyorsun?"

"Oh?Az önce bir şey mi söyledim?"

Kırmızılı adam masum gibi davranıyor gibi görünüyordu ve Jisung açıkça mavi gözlerini devirdi.

"Şaka yapmayı bırak ve bana neden aniden hizmetçim hakkında böyle söylediğini söyle!"

"Doğru. Az önce şaka yapıyordum, bu yüzden sözlerimi ciddiye almak zorunda değilsin," diye cevapladı Lee Know başını birkaç kez sallayarak.