canavarlarada lanet

7 2 0
                                    

Beni ondan ayıran herkese lanet olsun. Duyuyormusun tanrı? Hepsini lanetliyorum. O narin bir çiçek tüm bunlara nasıl katlanıcak? Benim için endişelenmiyecek mi?

Ağrılarım dünden kalma yaralarım. Zihnimi döktüğüm defterimi istiyorum. İlaçlarımı istiyorum. En başta da Alvin'i tekrar görmek istiyorum.

"Minik prenses. "

Sonra kayboldu görüntü. Ama ben bunu gerçekle ayırt edebilecek hâlde değildim. Uykuya daldım çünkü yoruldum.

Tanrım beni burda unuttun. Herkes gitti ve ben burda tek kaldım.

Kapı birden açıldı. O sarhoştu ve ben çok öfkeliydim. Bir tekme çenesine atmaya çalıştım ama ıskaladım ve bu beni daha da çok öfkelendirdi. Parmaklarımla gözlerini acımadan oydum. O acı acı bağırırken ben daha da fazla ona eziyet ettim. Yoruluncaya kadar vurdum. Onuda yere yıktım. Oysaki benim sadece tek düşmanım kendimdi. Kimseden nefret etmiyorum. Çünkü hissetmiyorum. Ağrılarımı öfkeden unutmuştum ama yorulunca tekrar geldi ağrılar.

Delinin ruhundan kim anlar Tanrı?

Natali'yi şiddetle bagajdan çıkardım ama çöp poşetinin içindeki kız kimsenin umrunda değildi. Sürükleyerek asansöre götürdüm. Belim ağrıyordu ama sorun değildi. İlaçlarımı alıp içtim. O ise ölmemiş çırpınıyordu. Saldım kızı. Alvin'e mesaj attım.

Ben: Alvin, ben iyiyim.

Buraya gelince bana sarıldı. Özlemiş sanırım. Ben onu arayıp anlattım herşeyi.

Yazdım duvara yerdeki cesedin kanıyla

Biz kendimizden vazgeçmişiz be.

Onu hırsla burda öldürücektim ama yapmadım. Saldım gitti. Tam kapıdan çıkıcaktı dudaklarıma yapıştı şiddetle öptü beni.

Kekeleyerek adını söyledim. "Natali."

Sıcacık öpmüştü beni. Alvin, hiçbirşey söylemedi. Her zamanki gibiydi.

"Bunu neden yaptım bilmiyorum ama bir an gözüme o kadar tatlı gözüktün ki. "

Ardından kadınım kendini dışarı attı ve kendini merdivenlerin demirlerinden aşağı attı. Ama neden? Neden herkes bu kadar çabuk terk ederdi beni? Ellerim ayaklarım titreyerek baktım manzaraya ve Alvin buz kesmişti. Titrercesine karşımdaki çocuğa baktım. O benim gözümde günahsızdı. O yüzden onu masum çocuklara benzetiyorum. Onun benim gibi günahları yoktu ve o sadece kalbinin ateşine koşuyordu. O da mı günahtı? Peki Tanrı onu cehenneme atarmıydı?

Karanlığın içinde peşinden gittiğim tek şey tutkularım ve arzularımdı. Fazla mı aptaldım acaba?

Tam o esnada derinlerden bir ses "evet sen aptalsın. " dedi. Bu tanrının sesimiydi yoksa beynim mi konuşuyordu? Ben çok fazla soru sorarım ama şimdi ilaçlarımı almaya gidicem. Ben biraz daha normalleştim ama karşımdaki ağlıyordu. Bu yüzden önce ona sarıldım. "Merak etme o şimdi iyidir. Çoktan ölmüştür ve acıları bitmiştir bile. " dedim. Bunu derken ben sakindim ama o üşümüştür bile.

"Uyku ilacı almak ister misin Alvin? Uyumak birazcık sana iyi gelir ve bende o sırada markete giderim ve bir şeyler içeriz. "

"Darlin, anlamıyorsun. Hasta ruhumu iyice hastalaştırıyorsun. "

"Biz zaten kafayı yemek için burada değil miyiz? Dünyanın amacı zaten bize acı vermek değil miydi? "

"O gittiğinden beri hasta hissediyorum. " derken daha çok ağlamaya başladı.

Bunu dediğin an beni öldürdün ama anlamayan sensin. Beni asla anlamadın zaten. Karanlığın içinde yalnız olmak nasıl bir duygu bilmiyorsun. Senin gözünün önünde kimse kendini parçalamamış.

//Kızın Esiri// +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin