ficin gidişatı konusunda meloşum (onlyrabbitandtiger) yardım ediyor bu bölümü de birlikte planladık💞
bu arada okunmalar artıyor ama oy ve yorum sayısı çok az... biraz olsun destek olursanız çok sevinirim ♡
-🐰-
dersin bitmesini bekliyordum. taehyung ders bitince benimle görüşmek için sınıfa gelecekti. gelmesini ben istemiştim. çünkü bir açıklamayı hak ediyorum.
yeonbin de aslında bir açıklama yapmalıydı ama şöyle bir düşününce o umrumda değildi. benim için önemli olan taehyung'du. taehyung'un yerinde başkası olsa yani başkası partideki şeyleri yapsa yine umursamazdım.
bir taraftan taehyung'u düşünüyordum. bir taraftan da sebebini bilmediğim bir şekilde karnım ağrıyordu. tam ağrı denemezdi, tam olarak karnım da denemezdi ama canım acıyordu işte.
zilin çalmasıyla gülümsedim. taehyung'un ne diyeceğini merak ediyordum. biraz kırgın, biraz da kızgın hissediyordum. sonuçta görüşmemi istemediği arkadaşımla iş birliği yapıp hiçbir suçu olmayan alfaya zarar vermişti.
"sana, ben yedek kıyafetlerimi almak için soyunma odasına gideceğim. sen dahyun ve yoongi'yi bekletme. siz gidin ben gelirim sonra"
normalde beklemesini istediğim için şüphelenmiş olmalı ki kaşlarını kaldırdı. "peki." sesi de şüpheli çıkmıştı ve omuz silkmişti. itiraf etmek gerekirse sana bir tık korkutucuydu.
ancak beyaz bir yalandan birşey olmazdı. taehyung'la olanları anlatsam önce taehyung'u sonra beni öldürürdü. sonra da tek omega arkadaşını elleriyle öldürdüğü için vicdan azabı çeker, kendini öldürdü. dahyun da sana'ya olan aşkından ölürdü.
yoongi de hepimiz ölmüşken yaşayan tek kişi olduğu için dışlanmış hisseder, bu yüzden bizimle birlikte ölürdü. işi garantiye alıp riske girmiyordum. böylece hepimiz yaşayacaktık.
son ders olduğu için sınıfta ki herkes dışarı çıkmıştı. bense sıraya kafamı koymuş, camdan dışarıyı yani ağaçları izleyerek taehyung'u bekliyordum.
çok geçmeden kapının açılmasıyla taehyung'un geldiğini anladım. başımı sıradan kaldırıp önümdeki sıraya oturan taehyung'a baktım. kahve feromonları çok güzel kokuyordu. manolya feromonlarımla kesinlikle uyumsuzdu. bunu düşünmek canımı sıkmıştı.
"yeonbin'in partisinde ne işin vardı?"
sesimi soğuk tutmaya özen göstererek konuşmuştum. mesafeli olmalıydım ama tuhaf bir şekilde taehyung'un feromonları karnımdaki ağrıyı arttırıyordu ve bu iyiye işaret değildi.
"jeongguk herşeyi anlatacağım güzelim ama feromonların neden bu kadar yoğun?"
işte bunu duymam da kızgınlığa girdiğimi anlamama yeterli olmuştu. bacaklarımı birbirine bastırarak yüzümü buruşturdum. kasıklarım acıyordu. sadece kasıklarım değil, kasılıp duran deliğim ve dokunmam için yalvaran penisimde acıyordu.
"taehyung... eve gitmem gerekiyor."
kızgınlığa girdiğimi anlamış olacak ki üstündeki ceketi bana verip kapalı olan kapıyı açmak için oraya yönelmişti. ceketine sımsıkı sarılıp feromonlarını soludum. ancak kahve feromonlarını taehyung'un bedeninden solumak varken taehyung'un ceketinden solumam kurdumun pek hoşuna gitmemişti.
"siktir, kapı açılmıyor."
cevap veremeyecek kadar canım acıyordu. penisime dokunmamak için kendimi zor tutuyordum ve ceket yetersizdi. üstelik buradan çıkamazsak taehyung'un üstüne atlabilirdim. hep böyle olurdu zaten. ne zaman kötü durumda olsam daha kötüsü olurdu.