3- Tanışma

933 144 49
                                    

Hola bebeklerim umarım iyisinizdir şaşırdınız demi bölümü erken beklemiyordunuz:)

Bende beklemiyordum ama iki kızçe çok istedi:)

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum:)

Yıldıza basmayı unutmayın valla kafam bozulursa bölüm atmam 3 günde 80 beğeni almış 2 bölüm ben valla üzülüyorum tabi ki Wattpad erişime kapalı ama okuyan yine de çok ama okuyup geçiyorlar:(

Neyse bölümle baş başa bırakıyorum sizi:)
                                    
                                      ❄️

İnsan bir şeyi ne kadar çok dillendirirse gerçekleşirmiş derdi eskiler. Devrim sürekli dillendirdiği ve araştırmaktan geri durmadığı adamın sonunda karşısındaydı. Belki bu şekilde istememişti fakat sonunda Karanlıya ulaşmış onu bizzat yakından görmüştü..

Odanın içine dolan ve sözleri bilindik olmayan zil sesi ile Ömer Karanlı kavisli kaşlarını hafifçe çattı. Devrim geceyi andıran kara gözleriyle adamın gözlerine bakarken elini arka cebine attı telefonu çıkarmak için.

"O telefonu açarak kendi ölümünü getirmek istiyorsan aç ha yaşamak istiyorum diyorsan Ömer Karanlı'nın karşısında hal ve hareketlerine dikkat edecek önce onay alacaksın!" Bu sözlerin ağırlığı, Devrim'in elini yavaşça cebinden çekmesine sebep oldu. Ama yüzünde hiçbir korku izine rastlanmadı. Hala dik duruyor, içinde kıvılcımlanan korkuya rağmen cesaretini kaybetmiyordu. Dik duruşundan ödün vermeden neden buraya getirildiğini sordu.

"Beni neden buraya getirdiniz?"

Ömer, Devrim'in soru sorma cesaretine, alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi. Yüzünde silik, ama bir o kadar da tehditkar bir ifade vardı. Karşındaki kız ya çok zekiydi ya da çok aptaldı. Ama Ömer ilk şıkkı seçti.

"Sence?" Dedi Ömer, hala kızın gözlerine bakmaya devam ederken. "Sence neden buradasın Kılıçarslan?" Soy ismiyle hitap etmesi Devrimin garibine gitse de takılmadı es geçti.

Ama buraya niçin getirildiğini biliyordu. Şimdi ya bildiğini bilerek savunmasını yapacak ya da hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranacaktı. Ancak korkaklık ona göre değildi.

Devrim, içindeki bilmediği korkuyu bir kenara bırakıp, cevap verme konusunda tereddüt etmedi. "İnsan kaçırmak suç biliyorsun değil mi?" Diye sordu tek kaşını kaldırarak. Yüzünü açma gereksiminde bulunmadı.

Ömer'in yüz hatları sert ve keskin, bakışları ise tehditkârdı. Devrim, içindeki korkuyu bastırmaya çalışarak dik durmaya devam etti.

Ömer Karanlı, adımlarını ağır ağır atarak Devrim'e yaklaştı, aralarındaki mesafeyi neredeyse yok etti. Devrim, karşısında duran bu devasa adamın gölgesinde kalmıştı ama cesaretinden ödün vermedi Bu adamın karşısında eğilmek, geri adım atmak Devrim'in doğasına aykırıydı çünkü o, Mehmet Kılıçarslan'ın kızıydı.

"Şirket bilgilerine erişip silmekte suç küçük hanım!"diye aniden bağırdı Ömer, sesinin hiddeti, Devrim'in bedenini sarsan bir soğuk rüzgar gibi geçti. Devrim, bu beklenmedik çıkışla irkildi. Ömer'in gözlerindeki öfke, Devrim'i dar bir köşeye sıkıştıran bir güç gibiydi. "Aptalı mı oynuyorsun yoksa gerçek bir aptal mısın zira senin karşında koskoca Ömer Karanlı var. Sen kimsinde o küçük aklınla benim şirketime ait bilgileri çalıp sıfırlıyorsun canına mı susadın ölümün benim elimde mi olsun diye mi bu çaban arzun?" Ömer'in tekrar bağırması Devrim'in gerilmesine neden oldu.

KURŞUNİ(mafya) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin