BÖLÜM 11 : Ufuktaki Gökkuşağı

12 3 15
                                    

***

Gökyüzü neden mavi? Diye sorabilirdim mesela. Ama bu , gün batımında hakimiyet kuran kırmızı, turuncu renklerine haksızlık olurdu. Gecenin hükümdarı olan siyah ve lavicert renkleri için adaletsizlik olurdu. Elbet gökyüzü kırmızı , turuncu , mavi gibi renklere bürünmüştür. Peki siz hiç rengarenk bir gökyüzü gördünüz mü?

Evet evet . Doğru okudunuz. Rengarenk bir gökyüzü. Pembe, mor , mavi , kırmızı, sarı , yeşil . Hepsini gökyüzünde bir arada gördünüz mü hiç? Dazai görmüştü.

Deniz kenarında, kızıl saçlı partneri ile kumlarda otururken görmüştü. Daha doğrusu görmüşlerdi. Önlerinde sonsuza uzanan denizin görebilecekleri en son noktasından , ufuk çizgisinden sonra gökyüzündeki renkler başlıyordu.

Ufuğun biraz üzerinde mordan başlayıp sırasıyla kırmızı , turuncu, sarı , yeşil ve mavi yatay halde huzur veren bir görüntü sunuyordu . Açık renkli , dikkatli bakılmadıkça görülmesi mümkün olmayan renkler gökyüzünde yerini almıştı. Kısa bir şerit halindeki renklerden en sonuncu olan mavi çoğunluktaydı. Gökyüzünün sadece ufuğun üzerindeki kısmı kaplayan açık tonlu renkler Dazai'ye çok garip görünmüştü. Gökkuşağını gökyüzüne takılan bir taç misalı düzleştirip ufuğa yerleştirilmiş gibiydi. "Mavi saçlı gökyüzünün rengarenk tacı" diye düşündü Dazai.

Yine içindeki karamsarlığa engel olamadığı o günde kendini renklerin arasında kalmış siyah renge benzetti. Tüm bu iyimser havanın , denizin huzurunun yanındaki kötülük gibi hissetti.

Chuuya , Dazai 16 Yaşında.

Mafyadaki görevden sonra biraz dinlenmek için deniz kenarına gelmişlerdi. Kumlara oturan ikili bacaklarını uzatmış , kollarını geriye yaslamışlardı.


İkisi pek de yakın değillerdi. Arkadaş değillerdi hatta birbirlerinden nefret ediyorlardı . Ancak bazen Chuuya'nın anladığını düşünüyordu. İçindeki duyguları , o garip hissi anlayabildiğini düşünüyordu. Partneri zor biriydi ama bazen anlaşıyorlardı işte.

Chuuya ise bu garip bandajlı adamın görev sonunda sahile gelmeyi teklif etmesine şaşırmış ama itiraz etmemişti. Gökyüzünün bir kısmını kaplayan renkleri görünce büyülenmiş gibi gözlerini denize ve ufuğa dikmişti.

" Hey , Dazai! Böyle bir şey mümkün mü?! Yani baksana gökkuşağına benziyor . "

Akşam üzeri güneş batmaya doğru ilerlerken kumlar serindi. Kuşların cıvıltıları yaz mevsiminde olduklarını hatırlatıyordu. Etrafta kimse yoktu çünkü bugün deniz oldukça dalgalıydı. Sanki bir şeye sinirlenmiş gibi kumsala vurduğu her darbe git gide daha da güçleniyormuş gibiydi. Dazai kızıl saçlı partnerine baktı. Onun bu manzara karşısında büyülendiğini görünce hafifçe tebessüm etti.

" Demek ki mümkünmüş. Ayrıca gökkuşağının tüm renkleri burada yok. Bence gayet normal." Alay ederek omuz silkti.

Chuuya göz devirip parmağıyla ufuğun biraz üzerini gösterdi . Mavi gözler donuk bakıyordu ama sesi oldukça heyecanlıydı.

" Var işte. Sarıyla mavinin arasında yeşil var. En altta açık mor . Turuncu ile yeşil arasında sarı var. Dikkatli bak. "

Dazai söylediği yerlere dikkatlice bakınca doğruyu söylediğini gördü.

" Evet. Açık bir renk. Zar zor seçiliyor ama bir bakıma doğru söylüyorsun." Umursamazca konuşuyordu ama bir yandan da merak ediyordu. Bu manzaranın kendi içinde uyandırdığı hissi başkaları hissediyor mu diye merak etti.

" Bu güzel bir manzara. Bunu kalıcı hale getirmek isterdim" dedi Chuuya düşünceli bir sesle. Bir rüzgar esti o anda.

Esip geçti ve kim bilir nereye gitti . Nerede ortaya çıktı , nereye kadar uzanıp gidecek , hangi yaprakları uçuracak , kimin saçlarını bozup gününü mahfedecek ?

2383 KODHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin