Bir tane daha...
Bir tane daha...
Bir tane-
"Jisung! Annecim kaç saattir lavabodasın haberin var mı? Hadi yemek hazır çık artık oradan."
Anne, ben şişmanım yemek yiyemem ki?
Yemek yemek yok.
Şu anda tek sorunum burayı nasıl temizleyeceğim?
-
"Sorusu olan var mı?"
Sınıftan çıt çıkmamıştı.
"Peki öyleyse-"
Kapı açıldı. İçeriye müzik hocası girmişti. Herkes etkinlik olacağını anladığı için aralarında konuşmaya başlamıştı.
"Hocam böldüğüm için üzgünüm, arkadaşlar bir şarkı yarışması yapacağız. 2 gün sonra düzenlenecek. Katılmak isteyenler hocanıza verdiğim kağıda adını, soyadını ve okul numarasını yazsın. İyi dersler hocam."
"Pışt tipsiz!"
Minho'nun çağırmasıyla arkamı döndüm.
"Herkes adını yazdırıyor, sen neden adını yazdırmıyorsun?"
Yapma, artık dayanamıyorum...
"Aaa doğru ya, sen konuşamıyorsun bile, şarkıyı nasıl söyleyeceksin ki?"
Minho'nun kahkahasıyla birkaç kişi bakmıştı.
Nefret ediyorum. Biliyorum, bu cümleyi sürekli söylüyorum ama, nefret ediyorum.
Bu histen,
Bu durumdan,
Konuşamamamdan,
Minho' dan...Her şeyden nefret ediyorum.
"Neden kafanı eğdin? Kaldırsana."
Saçından tutup kafamı kaldırdı.
"Rahat bırak artık Jisung'u!"
Minho ellerini sertçe saçımdan çekip Jake'e döndü.
"Sana ne oluyor Jake? Bu aralar pek ilgileniyorsun Jisung'la?"
"O benim arkadaşım."
"Sürtüğüm demiyor da."
Jake ters ters Minho'ya baktıktan sonra önüne döndü. Herkes adını yazdırmıştı neredeyse. Hoca dersi anlatırken Jake elini kaldırdı.
"Hocam yerimi değiştirebilir miyim?"
Hocamız sınıf hocası olduğu için karar verebilirdi.
"Nereye oturacaksın? Pek yer yok."
"Jisung'un yanına."
Jake'e şaşırmış bir surat ile döndüm. Gülümseyip göz kırptı. Gülümsedim. Utanmıştım.
"HAYIR!"
Minho'nun gürültülü sesi sınıfta yankılanmıştı.
"Minho ne bağırıyorsun!? Geçebilirsin Jake."
Jake yanıma oturmuştu. İkimizde birbirimize bakıp gülümsüyorduk.
Jake fısıldadı.
"Çok güzelsin..."
Utanıp önüme döndüm. Hocayı dinlerken birden saçımın çekilmesiyle ufak bir ses çıkarttım.
"Igh!"
"Bana bak sürtük! İkiniz bu kadar yakın durmamalısınız bence, sonucu kötü olabilir anlatabiliyor muyum? Konuşmayın ve şu siktimin dersini dinleyin!"
Minho'nun kulağıma söylediği şeyler gözümün dolmasına sebep oluyordu.
Onu gerçekten seviyordum.
Neden birden değişmişti ki?
Sebebi neydi?
Jake Minho'ya döndü.
"Bulaşıp durma çocuğa!"
"Sen çok olmaya başlıyorsun!"
Jake ve Minho atışırken araya hoca girdi.
"Çocuklar yeter! Hergün sizi müdür odasına götürmekten bıktım! Çıkın tahtaya!"
İkiside oflayıp tahtaya çıktı.
"Aranızda alıp veremediğiniz ne var!?"
İkiside susup başını yere eğdi.
"Soruma cevap-"
"Jisung."
Minho'nun cevabı ile gözlerim açıldı.
"Ne? Jisung'la ilgili mi kavgalarınız?"
"Jake sürekli Jisung'a bulaşıyor."
"Jake?"
"Hocam iftira atıyor! Dedikleri doğru değil!"
"Hocam isterseniz sınıfa soralım?"
Hoca sınıfa döndü.
"Jisung'a Jake mi bulaşıyor Minho mu?"
Kimseden cevap gelmemişti. Minho'nun öksürmesiyle sesler yükseldi.
"Hocam Jake bulaşıyor!"
"Minho haklı!"
"Jake suçu Minho'ya atıyor!"
"Minho doğru söylüyor hocam!"
"Tamam susun! Jake çantanı alıp şu sıranın en arkasına geçiyorsun!"
Bana sorulmadı.
Olay benle alakalıydı ama kimse bana söz hakkı tanımadı.
Jisung sus.
Sen konuşamıyorsun, neden sana sorsunlar ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚆𝚑𝚢? / 𝐌𝐢𝐧𝐬𝐮𝐧𝐠
FanfictionKonuşma engelli Han Jisung, engeli yüzünden Lee Minho'dan zorbalık görmeye başlar. [Yarı texting yarı düz yazı]