Apartman | BARSEM

dert

Son günler Barış için çok zorlu geçiyordu. Hem dersler hem Semih üst üste geliyordu. Son günlerde sürekli içiyordu. Akşamdan kalma haliyle ertesi gün okula gitmek zorunda kalıyordu

Bu akşam yine böyle geçecekti. Yine içecekti. Bu sefer tek değil her zaman gittiği mekana gidecekti. En son Semihlerle beraber gittiği mekana....

Mekana geçtiğinde yine iğrenç bir kokuya maruz kalmıştı. Yüzünü buruştursa bile rastgele bir yere oturdu. Birkaç bir şey sipariş etmek isterken Miray'ı gördü

"Oo Barış. Ne arıyorsun lan sen burada?" Miray Barış'ı görmeyi hiç beklemiyordu. Mekanın garsonlarından bir tanesiydi Miray. Normalde garsonlar müşteriyle iletişime girmezken Miray dış görünüşü yüzünden her gün müşterilerle muhattap olmak zorunda kalıyordu

"Dertliyim Miray. Bana ordan bir Carlsberg versene"

"Dertlisin ve Carlsberg mi içiyosun? Sana özel bir şey hazırlayayım. Benden olsun"

"Sağ ol ya"

Miray yanından ayrılırken Barış etrafa baktı. Tanıdık kimse yoktu. Tanıdık birisinin olmaması onun için daha iyi oluyordu. Birkaç dakika sonra Miray elinde birayla geldi

"Al bakalım. Beğendin mi?" Barış'ın ilk yudumundan sonra ağzından çıkan sözler buydu

"Sert biraz"

"Ee dertlisin. Bir zahmet. Ee derdini anlat bakalım. Dinliyorum"

"Miray. Geçen anlattığım çocuk vardı ya"

"Evet?"

"Biraz garip olaylar oldu aramızda"

"Ee bu tarz olaylar olmasa aranızdaki ilişki gelişemez ki. Böyle olaylar oldukça aranızda bir ilişki olucak. Evet dinliyorum olayı"

"Ya biz bununla aynı okuldayız. İşte ben dersten çıkıp kantinden bir şeyler yiyecektim. Bir baktım bir çocukla sarılıyor. Ama böyle zıplıyor falan"

"...."

"Neyse görünce içimde bir his oluştu. Eve geç-"

"O hissi çok iyi biliyorum. Kıskanıyorsun işte. İnsan sevdiğini kıskanır zaten Barış. Moralinin bozulması çok normal"

"Kıskançlık mı? Galiba evet kıskandım. Hatta çok kıskandım. Benim dokunamadığım bedene konuşamadığım insana başka birisinin dokunmasını çok kıskandım. Belkide birileri birisiyle rahatça konuşurken diğerlerinin o birisiyle konuşması onun hayalidir" birasından bir yudum daha aldı

"Neyse eve geçip içtim. Ama baya içtim yani. Kafam allak bullak olayı hatırlamıyorum bile. Olayı hatırlamadığım için korkuyorum. Yanlış bir şey yapmamdan korktum Miray. Anlayabiliyor musun? Şu an şu dediklerimi anlamicaksın ama Semih'e suç atmamın sebebi tamamen korkmamdı. Ben çok kötü birisiyim ya" Barış'ın sesi sonlara doğru titremişti.

"Olayı anlat. Daha sonrasında yorumlayayım. Eğerki Semih için gelip bana dert yanıyorsan bu Semih'i umursadığını gösterir. Kötü birisi olduğunu değil aksine iyi birisi olduğunu gösterir. Dert etme bu kadar. Ayrıca çözücez olayı tamam mı? Sakin ol ve anlat bana"

"İçtikten sonra Semih'in evine gittim. Zile bastım ve Semih çıktı karşıma. Bana öyle bir baktı ki. Yani gördüğüm en güzel bakıştı. O kadar masumdu ki. Bütün duygularını gözlerinden okudum. Daha sonra öptüm onu"

"Ne güzel işte. Sorun göremedim ben?"

"Karşılık verdi. Dudağından ayrılıp hesap sormuşum sarıldığı çocuk hakkında. Daha sonrasında tekrar öptüm. Sonrası yok. Semih sevişmediğimizi söyledi. İşte bu sevişmediğimizi daha sonrasında öğrendim ben" Barış iki elini yüzüne koyup eğilmişti yere doğru. Kendisinden nefret ediyordu. Aynı zamanda kafası iyiydi. Ağlayası vardı ama ağlayamazdı. Derdini dökmesi gerekiyordu