BÖLÜM6:" KAÇIRMA"

48 4 0
                                    

Gece, hep düşünüp duruyordum. Bana dediği sözleri... O sözleri söylerken ki ses tonunu ve aynı zamanda - nasıl yaptığını bilmedigim- alaycı bakan gözleri... Cidden nasıl yapıyordu. Sesinde yumuşak bir ton varken aynı zamanda alaycı bir şekilde bakmayı. Eve gittiğimde aynanın karşısında denemeye çalışmıştım ama her seferinde başarısızlık ile sona ermişdi o gösteri.

Şimdi; pijamalarımı giymiş, dişlerimi fırçalamak için banyonun yolunu, tutturmuşdum beynime. Aynanın karşısına bu sefer dişler ön plana çıkmıştı. Dişlerimi fırçaladıktan sonra bir anlığına gözlerim aynada ki yansıması ile bir bağlantı kurdu ve şöyle dedi kendi kendine; sen kimsin dostum? Ne halt yiyorsun o çocukla. Bir de aşık oldun öyle mi? Sen bir aptalsın. Hemde tescilli bir aptal bunu unutma!! Dedi ve kafama bir şaplak geçirdim. Sinirlendim ve elimi yumruk yapıp lavabonun eğimli kısmına sert bir yumruk geçirdim. Daha sonra yere çömelmiş ağlıyordum.

Ben kim miydim? Ah doğru size kim olduğumu söylemedim değil mi? Gerçi kim olduğumu ben bile bilmiyorum o kadar gereksiz bir hayatım var. Belki de camii avlusunda bulmuşlardır, ne dersiniz? Ya da bi kadın beni bu lanet hayata sürüklemek için bile bile bu evin önüne koymuştur ve ben bu lanet hayatı yaşıyorumdur. Ben, annesini 4 yıl boyunca profesyonel kıvama gelecek şekilde aldatmış bir babaya sahip olan zavallı kızım. Annem ile babam ayrılıkların da hiç bir neden bulamamıştım. Demek ki nedeni buymuş. Aldatma konusunda profosyonel babamın annemi hiç sevmeyeşiydi. Daha sonra bunların çoğunda sessiz kalmış ben, sürekli yaramazlık yapmıştım. Annemin sözünü çoğunlukla dinlememiş ve kendi moralimi de bu şekilde bozmuştum. Babamda kalmaya gittiğim zaman babaannem ve babamın sözlerine maruz kalıyordum. Anneme karşı kötü şeyler düşünüyor ve söylüyorlardı. Annemde kaldığım zamanda annem aynı şeyi yapıyordu. Pekala annem haklıydı. Ama aldatmak konusunda Profosyonelleşme evresine gelmiş babam ve o salak anca dır dır konuşan babaannem. Onlar hiçbir zaman haklı değillerdi. Onlara içimden küfürler ediyor ve avaz avaz bağırıyordum ama hep bunlar içimde sonlanırdı. Babamın bir keresinde bana tabanca bile doğrultmuşluğu vardır. Ondan nefret ediyordum aslında ama nedenini bilmediğim bir sebepten olsa gerek birşey söyleyemiyordum. Söylemek istiyordum fakat korkuyordum. Beni döver de canımı acıtır diye her seferinde söyleyeceğim, kıracağım varsa da o doruk noktasına gelip ağzımı tam olarak açacakken o son saniye de geri yutkunuyordum. Şimdi işte babam o kadınla evleniyordu.ben, Queen'nin babamın bana aldığını zannederken meğersem o kadın almış. Ben duyunca sinirlendim, kızdım ama küçük köpeğimin ne suçu vardı ki o hep uyuyordu. Küçüğüm benim...

Bu arada Queen benim küçük köpeğim di. Onu çok seviyordum. Kimin aldığının ne önemi vardı ki.. ben köpeğimi seviyordum. Hemde çok. Onu bırakmayacakdım. Hiç hir şekilde bırakmayacakdım. O hep benimle olmalıydı. Benimle ve Kuzey'le olmalıydı. Bunları yıldızın tekine gözlerim sabitlenirken düşünmüştüm. Ve şimdi gözlerim aynı yere hala sebitken gözlerim yavaş yavaş kapanıyor du. Biraz daha....ve biraz daha... ve azıcık daha.... ve gözler kapanır ,rüyalar perdesi açılır.

Yine aynı o koyu kahverengi gözlere,gözlerim takıldı... bu gözler,bu kadar büyüleyici olmak zorundalar mıydı sanki? Her defasında beni baştan çıkaracak güce sahip oluyorlar dı.

"Duru.." dedi, o yumuşacık ve masum sesiyle. Gözlerini zar zor açık tutabiliyordu. Neyi vardı? Neden böyle kötü gözüküyor du. Onun iyi olması için yardım edebilirdim. Bunu bütün içtenliğimle yapardım.
"Yardım etmemi ister misin Kuzey?" Dedim. Bu sefer karanlık çöktü ve o güzel gözlerini göremez oldum. Ama hayal edebiliyor, o gözlerin hala orada olduklarını hissedebiliyordum. Düzenli nefes alış verişleri -ya da düzensiz- onun orada olduğunun kanıtıydı.

"Yanıma gel... ve -ağlamaklı bir sesle- sarılır mısın?" Dedi, bu masumluğa hayır diyemedim. Yanına geçtim ve kalp atışlarım hızlanırken ona bütün hücrelerimin onayı ile sarıldım. Kalbim inip kalkıyordu. O ise titriyordu. İstemsizce gözlerimden yaşlar süzüldü. Böyle olmasını sevmiyordum. Ona biraz daha sıkı sarılarak içine bir adım daha sokuldum. O da rahatlıkla bir adım attı ve güzel bir şekilde titremesi son buldu.

"Duru" dedi bir ses. Uykulu sesime mırıldandım.

"Hıı" dedim.

"Duru" bir erkek sesi. Bi bir saniye bu sesi tanıyordum. Gözlerimi hayalet görmüş gibi açtım. Ve karşımda tekrar o koyu kahverengi muhteşem olan mücevherleri gördüm.

"Kuzey"dedim. Sonra olayın ciddiliğine bakdım."B- be- ben nasıl geldim buraya?" Dedim, sesimdeki şaşkınlık hala kendini koruyordu.

"Artık burada kalmalısın senin için en güvenilir yer benim yanım."dedi, neyden bahsettiğini anlayamadım.

"Neler oluyor? " dedim şaşkınlığım az da olsa gitmişti ama hala bir miktar vardı.

"Anneni kaçırmışlar. Sana da bişey yapabilirler. Benimle kalmalısın. "

Aşk Gibi birşeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin