1. Bölüm- İntikam Başlıyor

1.5K 66 24
                                    

\\Nazlı\\

Sabah annemin intikamını almaya başlamam gerektiğini düşünerek uyandım. Ben daha 6 yaşındayken gözümün önünde öldürmüşlerdi. Annemi öldürenleri bulmam gerek. Ama öyle kuru kuru intikam da olmaz. Bir plan bulmam lazım... İşte aferin nazlı süper bir plan buldun. Hemen bu planı anlatmak için mümtaz abi ve selimin yanına gittim. Onlar beni daha küçüklüğümden beri tanırlar. Zaten annem öldüğünde onlar bana baktı. Onlarla herşeyi paylaşırım. Neyse neyse daha kahvaltı yapmamış salonda oturuyorlardı.

"Ooo günaydın prenses" diye seslendi mümtaz abi.

"Günaydın mümtaz abi. Günaydın selim"

"Günaydın nazlı." Selim iyi çocuktur, severim onu. Mümtaz abi'ye döndüm ve "Kahvaltılık birşeyler almaya gidiyim mi? Size Anlatıcaklarım var." diye sordum.

"Aslında marketten birkaç birşey alman iyi olur. Selimle kahvaltı yapmak için seni bekledik. Anlatıcaklarınıda merakla bekliyoruz. Hatta selim de seninle gelsin." dedi mümtaz abi ve selime baktı.

"Gerçekten hiç gerek yok abi ben gide-"

Selim hemen söze atladı. "Sen üstünü değiştir ben kapıda bekliyorum." Ona 1 dakika işareti yaptım. Odama çıktım şu salak pijamalarımdan kurtuldum ve üstüme salaş bir tişört altıma da kot şort giydim. Selimin yanına indim ve "Gidelim" dedim. Selimin yüzündeki ifadeye bakılırsa giydiğim kıyafetlerden memnun değildi, benim bu konuda tartışmayı sevmediğimi bildiği için hiçbir şey söylemedi. Ama yanımızdan geçen erkeklere nasıl baktığını farkedebiliyorum. Dayanamayıp selimi durdurdum ve sordum.

"Selim, niye erkeklere öyle bakıyosun?" Bilmiyor gibi davranmaya çalıştım.

"Nasıl bakıyormuşum?" Selim meraklı gözlerle bana baktı. Galiba anladı.

"Yani neden öldürücü bakışlar atıyorsun?" Artık bende meraklı gözlerle ona bakıyordum.

"Sen beni mi izliyordun? :)" Oha! Yuh selim! Artık meraklı gözlerle değil de sinirli bakıyordum. Ona cevap vermeden arkamı dönüp hızlı yürümeye başladım. Koşarcasına yürüyordum. Çok saçma bir cümle oldu. Bu seferde kendimle kavga etmeye başladım. Taki selim kolumdan tutana kadar.

"Nazlı."

"Ne var selim!" Sert çıkıştım. Sonrasında ise sözüme devam ettim. "Nasıl böyle birşey düşünebilirsin?!"

"Nazlı" dedi selim. "Ben şakasına demiştim. Sinirleneceğini nereden bilebilirdim? Hatta senin de bu konularda tartışma sevmediğini bildiğim için birşey söylemedim. Bunu sende biliyorsun." Selimin yüzü asılmıştı. Galiba olayı ben büyütmüştüm.

"Selim. Galiba olayı ben büyüttüm. Özür dilerim. Ama yinede benim soruma cevabın bu olmamalıydı!" Dedim. Selimin yüzü gülmeye başlamıştı. İşte buna çok sevindim. Nede olsa benim kardeşim gibidir.

"Tamam, tamam. Özür dilerim. Ne desen haklısın. Biraz hızlı olalım yoksa mümtaz abi bizi öldürecek :D" Bu seferde selim hızlı hızlı yürümeye başlamıştı.

"Selim. Dur. Azcık. Yavaşla." Herbir kelimeyi dura dura söylemeye başlamıştım. Sonunda selim yavaşladı ve markete girip peynir, zeytin, domates gibi kahvaltılık birşeyler aldık. Kasada parasını ödeyip evin yolunu tuttuk. Tam eve bir sokak kala köpek kovalamaya başladı. Selim elimden tuttu ve koşmaya başladık. Her koştuğumda olduğu gibi güzel taşlardan (!) birine takıldım ve yere düştüm. Selimde yere eğilip bacağıma bakmaya başladı. Kanıyordu. Köpekde sağ olsun yanımda durdu (!). "Paşa!" diye bağıran birini gördüm. Yanımıza geldi, benden özür dileyip paşanın tasmasını taktı. Bacağımdaki kanları peçeteyle silmeye başladı ve benim ayağa kalkmamda yardımcı oldu. Selimin yüzündeki siniri gördüm. Ne oldu buna şimdi. Yakışıklı gencede teşekkür edip tekrar eve doğru yürümeye başladık. Yol boyunca selim benimle konuşmadı. Ben ne yaptım şimdi. Sonunda ayağım dışında sağ salim eve vardık. Mümtaz abi ayağımı sordu. Olayı ona bir çırpıda anlattım. Bahçeye basayı kurdum ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Selim çok birşey yemeden masadan kalktı. Onunla sonra konuşacaktım. Önce mümtaz abiye planımı anlattım. Mümtaz abi planı beğendi ve onunda bana yardım edeceğini söyledi... Bu seferde masayı toplayıp selimin yanına gittim. Kapısını çaldım. Saniyeler sonra "Gir...!" sesini duydum. Yavaş adımlarla içeri girdim ve ardımdan kapıyı kapattım.

"Konuşalım mı?" Bana olur decesine başını salladı. Sözüme devam ettim. "Neden surat astın bana?"

"Hiiiç..."

"Peki... Konuyu uzatmak istemiyorum. Sana anlatıcaklarım var. Beni dinleyecek misin?"

"Dinliyorum..."

"Bak şimdi plan şöyle...... Nasıl?"

"Mikemmel :D" Biraz durduktan sonra konuşmaya devam etti "Nazlı ben..."

Selam! Bu benim "SavNaz'lı" ilk hikayem. İnşallah beğenmişsinizdir. Kusurum olduysa affola. Yorumlarınızı merakla bekliyorum :).

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin