Dilan'dan
Nerde olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu. Çok önemli de değildi aslında, şu an bir kefenin içinde bile olmaya razıydım.
Gözlerimi açmak istemiyordum ama yan tarafımdan bir cihaz sesi geliyordu, hastanelerden gelen garip kokuyu da alıyordum galiba hastanedeydim.
Vücudumda değilde kalbimin derinliklerinde açılan yarayı kapatırmıydı bu cihazlar? Sanmıyorum
Gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Her defa dövülüp getirildiğim hastanedeydim yine. Hiçbir değişim yoktu bu 19 yıllık hayatımda , hastaneye bu halde geldiğimi gören hiçbir doktor ses etmiyordu, hemşireler bile. Hastane babamın arkadaşınındı bu yüzden söz çıkmazdı hiçbirinden.
Kolumu dahi kaldıracak halim yoktu, canım o kadar çok yanıyordu ki ağlayamıyorum bile.
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?Sadece bir fark vardı ben ağlamıyordum ama dudaklarımda hiç gülmedi...
Dışarıda kimler vardı acaba, babam yoktur ondan eminim belki de abim ve ninem vardır her zaman ki gibi..
Annem beni hiç sevmedi ama Tanrı şahittir ya her buraya geldiğimde onunda burda olmasını istedim.
Nasıl ki abim, kardeşim sadece hasta olduğunda bile geceleri yatmayıp başlarında nöbet tutuyordu bana da yapabilirdi. Yanımda saatlerce oturmasını istemiyorum sadece halimi sorsaydı da yeterdi bana...
Ama asla yapmıyordu hiç yapmadı da zaten, ben sanki üvey evlatmışım gibi davranıyordu.
Kapının açılmasıyla kafamı çevirip kimin geldiğine bakmaya başladım.
Ninemdi yine ve her zamanki gibi
" Ahh benim kuzum kurban olduğum nasılsın?" ağladığı sesinden belliydi
" Nine çok yoruldum, ben çok yoruldum. İnsan 19 yaşında hayatından vazgeçip ölmeyi ister mi nine, ben is-istedim" ağlamaya başlamıştım yine.
Her zaman ki gibi yine onun yanında ağlıyordum.
" Nine'n kurban olsun sana boncuğum, gözümün işığı baban sana babalık yapmadı, annen annelik yapmadı en iyi ben bilirim, hepsini Allah görüyor yavrum hepsini görüyor bunların karşılığını çok güzel şekilde alacaksın"
"Nine ben karşılık istemiyorum, ben yaşamakta istemiyorum anlıyor musun? Bıktım ben artık, gittiğim evde de aynı şeyler olacak sen biliyorsun benim kaderim böyle " ninem uzandığım yatağın diğer tarafına oturup beni kendine çekip sarıldı ve saçlarımı okşamaya başladı..
" O nasıl söz öyle kız olmayacak öyle şey Baran iyi çocuktur iyi bakar sana "
" Nine bakmaz onun bana bakışlarını görmemişsin sen, bana iğrenir gibi baktı, seni kadınım olarak kabul edeceğim ama bundan fazlasını bekleme benden dedi , nasıl iyi baksın bana " ninem de benle beraber ağlamaya başlamıştı
" Nine ben ondan sevgi istemiyorum, ben artık hiçbir şey istemiyorum keşke ölsem de canım kurtulsa her şeyden" ninem beni yavaşça uzatıp sandalyede oturdu.
" Bir daha o sözü ağzından duyarsam kötü olur bak , çirkin şey seni " canımın o kadar yanmasına rağmen gülümsedim sadece o bile içimden gelmiyordu ama üzmek istemedim onu..
" Haa birde Baran oğlumun haberi var senin hastane de olduğundan, o kadar aramış aramış telefonu kimse açmamış, o da yeniden konağa gitmiş hizmetliler kendini rahatsız hissetti diye hastaneye götürdüler demiş"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROJİNAMIN ( Doğan güneşim )
Teen FictionDilan Mustafaoğlu 19 yaşında berdel'e kurban giden bir kız... Kendi ailesi tarafından sevgisiz büyüyen kız bir ağa tarafından bebek gibi sevilirse hayatı nasıl olurdu acaba... Dilan Mustafaoğlu'nun hayatını hepimiz birlikte okuyalım o zaman. . . . ...