Sabah olmuştu. Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey Semih'in yüzüydü. Beni izliyordu. Kafasını hızlıca önüne çevirdi.
Barış: "Noluyo lan? Beni mi seyrediyordun sen?"
Semih: "Ne alaka abi ya. Bende az önce uyandım zaten"
Barış: "Aynen kesin öyle olmuştur"
Semih: ...
Barış: "Seyretmediysen yemin etsene"
Semih: "Hayır"
Barış: "Niye"
Semih: "Durduk yere yemin edilmez çünkü"
Barış: "İyi de yemin etmek zaten insanın kendisini yaptığı veya yapmadığı birşeyi ispatlamak için söylediği bir söz değil midir?"
Semih : "Evet öyledir"
Barış: "Eee?"
Semih: "Of uğraşma benimle abi ya"
Abini sikiyim çocuk senin.
Barış: "Tamam. Senin dediğin gibi olsun"
Semih: "Şaka maka bir yana. Dün gece uyuduğum en iyi uyku olabilir biliyor musun?"
Barış: "Niye?"
Semih: "Bilmem. Garip"
"Seni öptüğüm içindir" diye mırıldandım sırıtarak. Umarım duymamıştır.
Semih: "Ha?"
Barış: "Yok birşey. Hadi çıkalım artık"
***
Çıkış işlemlerini hallettikten sonra odaya çıktım. Semih ayağa kalkmaya çalışıyordu.
Hemen koşup yardım ettim. Belinden tutarak kaldırdım onu. Anlam veremediğim gözlerle bana bakmaya başlamıştı.
'Ne oldu?' dercesine kafamı salladım.
Semih: "Üstümü kendim giyinmicem heralde"
Siktir. Çok doğru. Benim giyindirmem lazım. Buna kalbim dayanır mı bilmiyorum ama deneyeceğim.
Önce üzerindeki ameliyat kıyafetlerini çıkarmalıydım. Çıkardıktan sonra gördüklerimle birlikte kalbim hızlanmaya başladı. Yutkunamadım.
İç çamaşırı vardı tabi ki. Ama onun beyaz teni karşısında büyülenmiş gibi hissediyordum. Kasları beni benden almıştı. Vücudunun her bir parçası sanki dünyanın en güzel şarkısının notalarıymış gibiydi. Gözümü kırpmadan baştan sona süzüyordum onu. Kaç saniye, kaç dakika geçti bilmiyorum. En sonunda Semih'in sesiyle irkilip kendime geldim.
Semih: "Abi sana diyorum"
Barış: "Ha? Noldu?"
Semih: "Telefonun çalıyor"
Kulağımı verip dikkatlice dinlediğimde çantamın derinlerinde çalan telefonumun sesiyle tüm dikkatimi ona verdim.
Hassiktir. Arayan Montella'ydı. Böyle bir anda açmak istemezdim. Ama açmalıydım. Çünkü o acil birşey olmadıkça aramazdı. Hâl hatır sormak için aramadı heralde.
Barış: "Ben gelmeden birşey yapma. Hemen gelirim zaten"
Semih: "Tamam abi"
Kapıyı açıp koridora çıktım. Çalan telefonumu kulağıma koyup dinlemeye başladım.