4.bölüm:SINIR

181 10 3
                                    

~~
"Ada abla" dedi nefes tekli koltukta bana bakarken, "Efendim canım" dedim tebessümle ona bakarken "Abimler döner, dimi" dedi, kalbim paramparça olmuştu sanki, bir kardeşten bunu duymak çok ağırdı.

Oturduğum L koltuktan kalkıp yanına doğru ilerledim, tekli koltuğun yanına geldiğimde önünde diz çöktüm, "Tabiikide dönecekler Nefes, abin ne zaman gidipte geri dönmedi? Bu seferde dönecek" dedim gülümsemi sabit tutmaya çalışırken.

Gözyaşlarım beni zorluyordu.

Timur gideli üç hafta olmuştu, ne aramış nede bir mesaj atmıştı. Merak etmemek elde değildi. Nefesin gözyaşının yanağına doğru süzüldüğünü görünce bende ağlamamak için zor durdum.

Uzanıp baş parmağımla yaşını sildim "Yapma böyle, geri dönecek" dedim tebessüm ederek, oda başını salladı burnunu büyük bir sesle çekerken, bu sesi ikimizde komik bulduğumuz için aynı anda kahkaha attık.

Tam bu arada telefonumun çalma sesiyle ayağı kalktım, telefonu elime aldığımda arayanın Zehra olduğunu gördüm, açıp "Efendim" dedim koltuğa otururken, fakat Zehra'nın telaşlı sesinin kulağıma ulaşmasıyla kaşlarımı çatmam bir oldu "Alo Ada, evde misin" dedi, Nefes evde tek kalmasın diye hastaneye gitmiyordum.

"Evet evdeyimde noldu, sesin telaşlı çıkıyor" dedim kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatırken, "Şu geçen geldiğimiz köy var ya, ordaki neybiye teyze fenalaşmış, ben hepsine yetişemiyorum, işin yoksa gelebilir misin?" dedi, hastaneye gelemeyen, uzak köylerde olan yaşlılara her ay iki üç kere uğrar, bir ihtiyaçları var mı diye kontrol ederdik.

Ben evde olduğum için bu işlemi Zehra gerçekleştiriyordu. Fakat tek başına halledilebilecek bir şey değildi. Gitmem lazımdı. "Tamamdır, bir saate ordayım" diyip telefonu kapattım.

Nefese döndüğümde oda bana sorgular bakışlarla bakıyordu, "Benimle gelmek ister misin" dedim, "Nereye" dedi bana karşıt olarak "Uzaktaki köylerde olan, hastaneye gelemeyen yaşlılara kontrole gidicem" dedim saçlarımı omzumdan arkaya arkaya atarken,

"ben gelmesem olur mu ya, hem orda size yük olmayayım" dedi, "Tabiikide olur canım" dedim tebessümümü korurken. Bende kaldığı bu üç haftada çok iyi anlaşıp, kaynaşmıştık.

Artık Nefesinde Aylin veya Zehradan farkı yoktu gözümde.

~~~~~
Yarım saat sonra yine boy aynamın önünde saçlarımı düzeltmekle
meşguldüm, altıma giydiğim siyah, vücudumu saran bir kot, üstümde ise siyah kotumla uyumlu yine siyah bir tişört vardı, siyah kotum ve siyah tişörtümün aksine bembeyaz bir bot giymiştim.

Saçlarımı sıkı olmayacak bir şekilde toplayıp odadan çıktım, salona girdiğimde Nefesin kucağındaki Dumanla birlikte televizyon izlediğini gördüm. Tatlı görünüyorlardı.

"Ben şimdi çıkıyorum canım, ben gelene kadar karnın acıkırsa dolapta yemek var, ısıtıp yersin, Aylin gece gelicek bu arada.
Kendi evinmiş gibi davran, hiç çekinme tatlım" diyip kapıdan çıkacaktım ki aklıma gelenle geri salona döndüm "Dumanın maması biterse benim odamda kapının arkasında mama var, koyarsın olurmu" dedim sol bileğimdeki
saatimden saate bakarken

13.34

"Tamamdır Ada abla koyarım, sende dikkatli ol" dedi Nefeste tebessümle, "Olurum canım, ben çıktıktan sonra kapıyı üç kere kitlemeyi unutma" dedim, üç uğurlu sayımdı, üç kere kitlemezsek olmazdı.

Kapıdan çıkıp sokağa indim, gri arabamın anahtarını cebimden çıkarıp kapıyı açtım. Arabaya bindikten sonra bütün eşyalarımı kontrol edip dikiz aynalarını ayarladım, elim radyoya gitti, yaklaşık kırk dakikalık bir yolum vardı, şarkı dinlemeden gidemezdim.

Ben Ve Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin