2

160 33 10
                                    

"devriiim nasılsın kuzum?"

aniden önüme çıkan büyük gözlükleri olan teyze ile irkilip ona baktım. yeni geldiğimiz için isimleri henüz ezberleyememiştim bu yüzden "iyiyim teyzecim sen nasılsın?" dedim.

bunu sormamı bekliyormuş gibi anında gelininden ve kocasından dert yanmaya başlayınca gülmemek için çok zor tutmuştum kendimi. üzgünmüş gibi yapıp "allah kolaylık versin teyzecim, ben markete uğrayacağım istediğin bir şey var mı?" demiştim.

kocaman sırıtıp "yok kızıım allah'a emanet ol." diyip kolunun altında ki küçük yastıkla sokağın başında oturan teyzelerin yanına gitmişti. onun arkasından gülerken başka teyzelere yakalanıp oyalanmayayım diye hızla ilerlemeye başladım.

bir yandan da iki gündür taşındığımız bu mahalleyi inceliyordum. çok tatlı insanlar vardı, komşuluğu tam anlamıyla hissediyordum bu mahalle de.

"abi kasaları getirsene!"

duyduğum sesle kapısı açık olan eve takıldı gözlerim ve geçenlerde tanıştığım ama adını hatırlayamadığım manavcı abi ile göz göze geldik. "devrim, nasılsın kardeşim?" dedi yorgun bir sesle.

"çok şükür iyiyim abi, siz nasılsınız?"

"n'olsun işte çalışıyoruz biz de, iyiyiz çok şükür. yerleşebildiniz mi? bir şeye ihtiyacınız var mı?"

"allah razı olsun abi yerleştik hallediyoruz her şeyi yavaş yavaş."

o bir şey diyeceği sırada garaj kapısı büyük bir gürültü ile açılmış ve içeriden çıkan kumral çocuk "abi şu manyağa bir şey söyle elimde kalacak bir gün." diye sitemle bağırmıştı, onun arkasından da aslı çıkmıştı.

daha fazla durmamam gerektiğini düşünüp sessiz sedasız gidecekken kumral çocukla göz göze gelmiştik. abisinin yanından sıyrılıp hemen karşıma geldi ve "merhaba" dedi. az önce ki siniri uçup gitmişti sanırım.

"merhaba" dedim gergin bir sesle. o bir şey söyleyeceği an aslı yanımıza gelip onu kolundan itmişti. "emir çekilsene kızın dibinden. daha iki gündür buraya gelmiş seni tanımıyor bile, niye durduk yere geriyorsun onu?"

emir sinirle gülüp saçlarını dağıttı "aslı seni öldürürüm."

duyduklarım bende şok etkisi yaratırken "öldürme!" diye çıkıştım telaşla. ikilinin de bakışları hatta üçünün de -abileri de hâlâ buradaydı- bana dönerken "öldürme çünkü bana daha marketin yolunu göstermedi!" dedim.

yalan.

hem de düpedüz yalan.

bu mahallenin bi on sokak aşağısında on yıl boyunca kalmıştım ve bu semtin her bir karışını ezbere biliyordum, ancak onların bundan haberi yoktu. ikilinin abisi -sanırım adı mustafa'ydı çünkü bir kadın balkondan mustafa diye bağırmıştı ve sese dönen o olmuştu- hemen "evet evet hadi aslı sen devrim'e yolu göster." dedi.

aslı "ama-" diyecek gibi olduysa da mustafa abinin bakışları ile sözünü bitiremeden başını salladı. sanırım hepsi mustafa abiden çekiniyordu.

biz aslı ile mustafa abi ve emir'i geride bırakarak sokaktan caddeye çıktığımızda derin bir nefes aldım. telaşlı bakışlarım suskun kızı bulduğunda "sana bir şey yapmaz değil mi?" diye sordum.

alayla güldü "hiçbir şey yapamaz o bana. hele bir şey yapmaya kalksın mustafa abim kulaklarını keser onun."

"içim rahatladı."

ufak bir tebessüm sunmuştu ki bana aniden kaşları çatıldı ve yürümeyi durdurdu. benim de kaşlarım çatılırken konuşmama müsade etmeden "neden yalan söyledin?" dedi.

haklı olarak "ne yalanı?" tepkisini verdim.

"yolu bilemediğini imâ ettin. sen on yıldır bu mahalle de yaşıyorsun devrim, neden o an yalan söyledin?"

tamam, sinirlenme sırası bendeydi.

"sen benim on yıldır bu mahallede yaşadığımı nereden biliyorsun aslı?"

sustu. susması ile daha çok sinirlendim ve üstüne yürüdüm "cevap versene bana! arkadaşlarımın bile bilmediği bu gereksiz bilgiyi iki günlük komşum olarak sen nereden biliyorsun?"

"çok sorguluyorsun." dedi geriye doğru bir adım atarken "hep böyleydin devrim, fazla sorgulamak iyi değildir."

o an yaşadığım şoku sorsanız anlatamam belki de. ancak o bana daha fazla bakmadan bir ara sokağa girip gözden kaybolduğunda uzun süre yaşadığım şokun etkisinden çıkamamıştım. aslı beni tanıyordu.

ve işin garip yanı şuydu ki ben onu hiçbir şekilde tanımıyordum. okul hayatımda bile gördüğümü hatırlamıyordum. zar zor harekete geçip markete doğru yürürken düşüncelere dalmıştım çoktan.

komşunun kızı beni nereden tanıyor olabilirdi ki?

...

cok tatli bir kurgu olacak. kaossuz (insallah) olacak

yan komşu | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin