"Evren değiştirdim."
Jeongin gözlerini büyüttü. Bu kız deli miydi ki?
"Ne? Arin sen kafanı bir yere mi çarptın? Ne diyorsun?"
"Bak Seungmin, İşler şuan karışık. Sonra konuşalım seninle." dedi jeongin olayı büyütmemek için.
"Şimdi gerçekten bunlar doğru mu, açıkla bunu. Yoksa Arin'e bir şey mi içirdin? Ve Arin asla senle konuşma zahmetine bile girmez."
İç çekti jeongin. "Şuan her şey karmaşık." dedi cebine yüzüğü koyup. "Ama şuan olanları düşünürsek büyük ihtimalle düşündüğüm şey gerçek. Bizim tanıdığımız Arin bir anda yok oldu ve ortada yok."
"Ne Arin'miş. Çok seviyor olmalısınız onu."
"Eğer yüzük yüzünden böyle olmuşsa belki de babaannesi bu durumu biliyordur. Yüzük babaannesinden ona emanet çünkü."
Havanın karardığını fark ettiler. Hava kararmış. Ay ortaya çıkmıştı. "Ne oluyor? Bu da ne?" seungmin telefonunu çıkardı ama hatlar çekmiyordu.
"Arin," diyerek konuşmaya başladı jeongin. "Senin evreninde ki jeongin nasıl biriydi?"
İkilinin bakışları Arin'in üzerindeydi. "Vampirdi işte. Hatta tam bu vakitlerde.." aklına gelen şey ile gözleri büyüdü. "Dolunay tekrardan gelmiş. Ama bu imkansız."
"Bu ne anlama geliyor?" diye sordu seungmin. Arkadaşının sağlığından şüphe ediyordu beni artık.
"Eğer ben olan şeyleri hatırlıyorsam, jeongin hatırlamıyordur dolunay çıktığı için. Ve birkaç hafta öncesine zaman gitmiş olmalı. Bu da sizin tanıdığınız Arin'in benim yerime geçtiği anlamına geliyor. Yani bugün ben karşı yurta gidiyordum. Bir şey fark ettiğim için. Ve birden odadan çekilip boynumdan ısırılıyordum. Jeongin beni kendi yerine götürüyordu. Vampirlerin olduğu yere yani. Ve vampirlerle Kurtlar kavga ediyordu. Eğer kader az da olsa değişmişse Arin tehlikede demek. Çünkü bana o zaman bir şey olmuyordu. "
"Dolunay tekrar oluyorsa, o evrende ki jeongin ile kaderi yazılmış olmaz mı?"
"Büyük ihtimalle öyle olur."
Jeongin sıraya tekme attı. "Sıçayım! Böyle işin ben ta ebesini-"
"Sakin olsana!" seungmin ilk defa sesini yükseltmişti. Sinirlenmişti. Çünkü jeongin'e bağlıyordu bunu. "Senin yüzünden olmadı bu? Sen yüzüğü almasaydın bunlar olmazdı!"
"Hey! İkinizde sakin olun. Bu olayın Tekrarlanması size de saçma gelmiyor mu?"
Seungmin, Arin'e döndü. "Ne demek bu? Açık konuş sende artık."
Göz devirmek istese de boş verdi Arin. "Bilmiyorum. İçimde ki ses bu evren ile de başka bir şey olacağını söylüyor. Eğer sizin tanıdığınız Arin benim yerime geçseydi, benim yaşadıklarımı tekrar yaşamazdı. Benim hayatımı devam ettirirdi. Dolunayın olması çok farklı."
Ve sonra sesler duyulmaya başladı koridorda.
Üçü de korkuyla çıktılar dışarı.
Arin yutkunup ikisinin kolundan tuttu."Sakın konuşmayın. Ses çıkarmayın."
"Onlar Arin'in arkadaşı ama."diye cevap verdi seungmin. Changbin ve Chan onların arkadaşıydı yani...
Sanırım.
"Onlar kurt! Onlar arin'in arkadaşları değil. Görmüyor musunuz farklılıkları? Sadece birkaç dakikamız var. Yoksa bugün ölürsünüz. Ve daha da yaşama şansınız olmaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokita/Yang Jeongin
RandomFilofobisi olan Park Arin ve Neredeyse bütün kızlarla takılan Yang jeongin. Sizce ilk kim gönlünü kaptırır? Mokita, herkesin bildiği fakat kimsenin konuşmaya cesaret edemediği gerçek. Onlar için Mokita bu hikayenin sonunda ikisinin de birbirine aş...