🍀The Universe Is Changing

38 6 12
                                    

"Tabii ya! Ondaydı. Ben eşyalarımı topluyordum. O bizim sınıfa geldi Kuzenini almak için. Ama benim yanıma geldi. Uğraşıyordu bende!
Birde çıkışta yağmur hafiften yağmaya başlamıştı. Bende bekliyordum sonra bana 'yağmur birden bastırdı, değil mi?'Diye sordu."

Chan portakal suyunu yanıma bırakıp omuzlarıma elini koyup otutturdu. "Sakin ol. Bi nefeslen sonra Sakince anlatırsın."

Nefes aldım ve verdim. Biraz rahatlamıştım. O da karşıma oturunca anlatmaya başladım.

"Bizim okulda bir çocuk var. Baya götu de kalkık burnu da kalkık. Kızlarla eğleniyor, geziyor. Yani tam şey tiplerden işte. Öğlenden sonra müzik kulübünde olduğum için oraya gidecektim. Gittim de. Sonra bu angut beyin.." hatırladığım gibi sinirle portakal suyundan biraz içtim. Nasıl arkama geçerdi ki?!

"Sonra birden arkama geçti ben piyona çalarken. Parmağımın üstünde Parmakları var.. Biraz yine egosu kalktı. Konuştu boş boş. Sonra beraber şarkı söyledik. Son ders sınıfa gittim. Ders bittiğinde bu gelmesin mi sınıfa? Kuzeni bizim sınıfta ya geldi benimle Uğraşmaya. Bir ara elimi tuttu. Pek bir şey anlamadım sinirle elimi çektim. Çıktım sınıftan. Yüzüğümü almış olabilir o pislik."

Chan'ın şaşkınlıkla bana bakacağını sanmıştım ama öyle olmamıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp kahvesinden bir yudum almıştı. "Playboy çocuklardan diyorsun."

"Heh. Evet! Tam da öyle!"

Gülümsedi. "İşin zor gibi. Sonuçta öyle 'playboy' erkekler ilgiyi ister. İlgi görmek için her şeyi yaparlar. Senin zayıf noktanı bulmuş ve senin ilgini almak için her şeyi yapacaktır. Yani eğer yüzüğü alan oysa tabii."

Başımı masaya koydum."Saçmalık! Onca kişi arasından ben mi seçildim? Şaka gibi!"

Omzumu patpatlattı. Kafamı kaldırıp saçımı düzelttim. Chan, 3racha aldı bir grubu vardı bu mekanda Han jisung ve Seo Chang bin ile. Ara sıra burada şarkı söylerlerdi eğlencesine. Bende vakit buldukça gelirdim onların yanına.

"Ne yapacağım ben? Babaannemin hatırasına sahip çıkamadım. Bugün birde yanına gitmiştim okul çıkışı. Ya Fark etmişse?"

Jisung yanağımdan makas aldı hemen bizi görüp "Naber fıstık?"

"Kötü, sincap. Hemde çok kötü."

Gülmüş kendine bir bardağa kahvesini koyup karşımıza oturdu. "Anlat bakalım. Kim sıktı fıstığımın canını?"

"Playboy çocukları Bilir misin?"

Böyle dememle Chan hafif gülmüş jisung garip garip bana bakmıştı. Jisung'a yaklaşıp elimi vurdum masaya. Kaşları havalanmıştı. "Onu bu fıstık gibi ezmek istiyorum." Elimi çektiğimde fıstığı görmüştü. Parçalanmıştı.

"Baya olaylar olmuş sanırım. Senin o çocuklarla ne işin var ki?"

"Ya da o çocuğun bizimkiyle ne işi var?"

Elimi yumruk yaptım. "Bence canı dayak istiyor. Ya jisung sence hangi aptal yüzüğüme göz koyar ki!"

Anlamış gibi başını eğip kıkırdadı. "Ne gülüyorsun? Sinirim bozuk."

"Sana mı aşık da seni kendisine çekmek için yüzüğe göz koymuş? Ay babaannen o yüzüğü sana-"

Koluna vurdum hemen. "Sus! Asla aşk yok hayatımda. Hemde onun gibileriyle. Aşk saçma bir duygu. Hatta olmaması gerekiyor. Neyse ben bu yüzüğü nasıl alabilirim?"

"Ama yüzüğün onun aldığına emin değiliz." diyerek ekledi Chan.

Elmasından ısırık alıp duvara yaslandı Chang bin. O da gelmiş ve kadro tamamlandı resmen. "Notlarınla sınıfında ki birilerini konuştur. Sonuçta senden not isteyen çok kişi var. Birini konuştur."

Mokita/Yang Jeongin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin