0.1

170 20 95
                                    

⚠️Küfür ve şiddet ögeleri içerir⚠️

Kapının açılıp sert biçimde duvara vurulması yüzünden sıçrayarak uyanmak zorunda kaldım.

Henüz kendime gelip çevremde neyin olup bittiğini ve nerede olduğumu idrak etmeye kalmadan yanımda oturan Kenan'ın sesi kulağıma doldu.

"Hayvan gibi ne vuruyon şu kapıyı amın oğlu. Neye esip gürlüyon"

Gözlerimi ovaladım, tamam sınıftayım. Ahşap masaya uzanmam yüzünden sırtım tutulmuş ve yüzümde kolumun izinin çıktığını hissedebiliyorum. Gelense Semih'ti. Kendi sınıfından çok bizimle olduğu için sınıfın bi ferdi sayılırdı bizim için.

"Domal'ın götünü sikeceğim az kaldı. Sıkıp atacağım boğazını."

Hemen önümüzdeki sıraya ters oturup bize döndü. Bu süreçte lafa dalacak kadar ayıldım.

"Boş kuruluyorsun be oğlum. Ya n'apmış olabilir, deccal mi bu?"

"Polyannacılık yapma be Arda, vallahi modumda değilim. Jobe olmasa alırım o Yamal'ın götünden kan da... İşte, abisinin çevresi var oğlum."

Konuşurken gerginliği yüzünden okunuyordu zaten Semih'in. Arada dişlerini sıkıp çenesini kaşıyor, tehditvari şekilde parmaklarını çıtlatıyorsa harbiden çok sinirlendiğini anlıyorduk. Şu an da öyleydi.

Kenan; yan sınıftaki kızlardan birinin incelediği profiline son kez baktı, kapattı ekranı ve girdi lafa. Yıllardır bu ülkede ve babası Türk olmasına rağmen Almancı ağzı hiç düzelmedi. Uluslararası okulda bi bu yamuk ağızlı yakışıklı piç düzeltemedi şu konuşmayı. Bi bu; bir de özbeöz, Türk oğlu Türk Barış abi var bunun gibi.

"Ben diyom ki çok girme bu işlere. İki top kovalıyoz, onu da mundar ederler bize. Dimi Arda'cım"

"O da meçhul. Takımda bize yer mi var nereye top kovalıyoruz? Yamal ve kankisi varken Semih, Barış abiyle konuşsa da zor alırlar bizi."

Semih ve Barış abinin tanışıklığı maziye dayanıyordu. Anneleri de birbiriyle arkadaş. Çok derin bi hukuku olmasa da araları iyi desek yanlış olmaz. Bizim mahallenin abilerinden esasen.

Semih, Barış ismi geçer geçmez oturuşunu dikleştirdi ve toparlandı.

"Barış abi mi? Barış abi n'alaka olm lan?"

Ses tonu o kadar hızlı değişti ve yükseldi ki Kenan da ben de, Semih'in aşırı tepkisinin n'olduğunu anlamadık. Öfkelenmek ve utanmak arasında gibi davranıyordu. Kenan'ın Semih'e olan anlık çelişkili bakışlarını havada yakaladım. O, ortam nabzını elinde tutamadığından Semih' in sorusunun muhatabı direkt ben oldum.

"Semih sesini alçak tut kardeşim. Ne var Barış Abi'de ?"

"Arda, durduk yere Barış abiyi karıştırmayın lan. Kendimiz giremeyecek miyiz olm? O'nu niye her şeye alet ediyoruz? Saçmalamayın."

Semih'in sesi soluğu kesilse bile, bizim artık ezbere bildiğimiz, ortamda gerginliğini saklayanmayacak huyları vardır. Şimdi de hem "olm, lan, abi " kotasını doldurduğu için hem de huzursuz şekilde dudaklarını dişlediği için enerjisini atacak başka bir şey bakındı. Masadaki kalem kutumdan rastgele bir kalem çıkartarak parmakları arasında hızlı hızlı çevirmeye başladı. Barış abi ile dünkü bireysel antrenmanın sonrasında, Semih'le aralarında bir mevzunun döndüğünü anlamıştım ama o zaman üzerine varmadığım gibi şimdi de konuşmanın sırası değildi.

" Lan, ne oldu diye de sormaya korkuyor insan. "

Semih, ondaki mod değişimini fark ettiğimizi anlamış olacak ki bundan kaçınmak için yüzünü elleri arasına alıp sıkıntılı bir iç çektikten sonra ellerini saçlarına kaydırarak saçlarını dağıttı.

5:15 | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin