"BORA!"
"Efendim?"
"Ya sen salak mısın?!!"
"Evet ablacımm"
"Salak buz gibi su üzerime dökülür mü?!"
"Benim için evet! Ama senin için bilemem!"
"Gel buraya kaçak! Kaçma! Küvete sokmazsam seni!"
Önümde son hızla kaçan erkek kardeşime bakıyordum. Ben yataktan italianom ile yazışırken yüzüme bir anda buz gibi bir bardak ile su dökmüştü. Kış ayındayız gerizekalı!
"Hasta olursam akan sümüklerimi sana süreceğim kaçık!"
"Sakınn!"
"Gel lan!"
Yavaşlamasıyla kaşlarımı çattım. Ne oldu bir anda.
"Abl-a ilacım"
Ah hayır! Unuttum! Astımı var bu çocuğun.
Koridordaki çekmeceleri açtım. Annem yedek tutardı bazen oluyordu böyle şeyler. Hemen aldım elime astım spreyini koşarak yanına gittim.
Kafasını tutarak ağzına sıktım. Elleri titriyordu o sıkamazdı.
"Ya ablacım, sen salak mısın ya? İlla beni ağlatacaksın biliyorsun korkuyorum sana bir şey olmasından"
"Hem ben unuttum sen nasıl unutuyorsun. Beyin yoksunu. Astımı olan sensin."
"Özür dilerim"
"Salak özür dileme"
Özür diliyor bir de ya. Ben burada panik atak geçireceğim. O özür diliyor.
"Kalk odana gidelim ablacım"
Bir kolumu onun sırtına dolayarak destek oluyordum, yürümesine. Kızıyorum bazen dövüyorum fakat hem kıyamıyorum hemde çok seviyorum.
Odasına girdiğimizde yatağına yatırdım yavaşça onu. Biraz uyusa iyi olurdu.
"B,r dahakine daha dikkatli olalım. Bak kriz geçirirsin sonra. Endişelendirme ablacım beni lütfen biraz daha dikkat et. Bak ben salağım, ama sen salak olma ya!"
"Tamam abla anladık, konuştukça boka sarıyorsun"
"Biliyorum ya"
Battaniyesini çıkarmak için dolabına doğru ilerledim, elime geçen ilkini alıp. Üstüne örttüm.
"Teşekkür ederim ablacım"
"Rica ederim ablacım, öbür sefere daha dikkat ediyoruz. Hadi uyu biraz"
"Tamam"
Gözlerini kapatması ile yanına gidip iki yanağını da sulu sulu öptüm.
"Ya abla!!"
"Bir şey olmaz"
Diyerekte odasından çıkıp banyoya girdim. Ellerimi ve yüzümü yıkadım. Bende her zaman unutup kovalıyordum çocuğu. Ne zaman aklım başıma gelecekti.
Hayır ya ağlamamalıyım.
Aleyle konuşsam iyi olur.
Odama girip üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkardım. Ve yenilerini giydim.
Yatağıma atlayıp telefonu elime aldım. Ah doğru italiano beni bekliyordu. Bari ona yazayım.
Nilda: Merhaba, ben geldim.
İtalianom: Ne oldu?
Nilda: Hiiçç
İtalianom: peki o zaman
Nilda: şey ben arkadaşımla konuşacağımda, sorun olmazsa ya sonra ya da yarın konuşabilir miyiz?
İtalianom: hiç sorun değil. İstediğin zaman konuşuruz.
Nilda: peki görüşürüz.
~
"Alo? Aşkım ne oldu"
"Aley"
"Ne oldu neden ağladın?"
"Ya ben bu kadar sorumsuz bir abla olamam ya, çocuğun hasta olmasına rağmen koşturdum. Kriz geçiriyordu neredeyse"
Ağlamam şiddetlenmişti.
"Tamam ama bak şuan iyi Bora, sen iyi bir ablasın. Kimse sana kötü olduğunu söylemiyor. Hem bu insanlık herkes en önemli şeyleri unutabilir."
"Ama aley. Ya bir şey olsaydı. Babam haklı aslında sorumsuzun tekiyim."
"Nilda! Sen sorumsuzun teki falan değilsin! Bırak artık şu babanın düşüncesini. Bekle oraya geliyorum"
"Hayır kal orada abin kızar. Hem ben uyuyacağım"
"Ama Nilda!"
"Aleyna! Yeter uyuyacağım ben, azar işitmeni istemiyorum!"
Telefonu yüzüne kapatmıştım. Çünkü neden olmasın.
^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtalya aşkım mı? (Texting)
DiversosNilda: Merhabalar! Merhabalar! Birileri benim İtalya aşkımdan bahsetmiş olabilir mi? Nilda: Galiba bahsedilmiş, bende dedimki İtalya'nın en sevdiğim özelliği olan bu çıtırlara niye yazmıyorum? Nilda: Bende bu süreçten sonra İtalya aşkım olan çıtır...