Slender Suit

128 3 0
                                    

Televizyonun önünde ki koltuğuma oturmuş, erkek giyim kataloğuna dikkatlice bakarken, ardından sayfada ki uzun, ince takımı endişeyle izliyordum. Bu uzun, beyaz kravatlı siyah takım.Onun takım elbisesi gibi bir takımdı bu. Beni takip etmekte olan kişinin takımı gibi.
Bunun hakkında ki şeyler 1 hafta önce başlamıştı. Ben köpeğimle parkta yürüyordum ve o aniden çıldırmaya başladı. Odunların yakınında ki yere doğru fırladı, ve görüş alanımdan çıktı. Aramadan birkaç saat sonra, hava kararmaya başladı, ve ben pes etmeye karar verdim. O büyük ihtimalle eve gelecekti, çünkü köpekler bunu daima yapar. Parkın dışına doğru, çimento yolda yürümeye başladım. Saat 7 civarıydı, ve parkın ışıkları, hafif bir loş şekilde yanıp sönmeye başlamıştı. Bunu ilk gördüğümde. Yolun sonunda uzun, takım elbiseli bir adam bekliyordu. Hava hiçbir şey yapılamayacak kadar karanlıktı. Onun ne yaptığını, anlayamamıştım.O sadece orada, duygusuz ve dik bir şekilde duruyordu. Ben ona doğru yaklaşabileceğimi düşündüm, ama bağırsaklarım beni bunun kötü fikir olduğu konusunda uyardı.(Ç.Y: Yazar bağırsakla düşünüyor... Neyse.) Geri dönüp parktan çıkmanın, yapılacak en iyi opsiyon olduğunu düşündüm. Gördüğüm uzun adam, beni tedirgin bir şekilde bıraktı, ama kendimi yabancı bir insan için, tehlikeye atamazdım. Oh, neyim vardı benim.
Birkaç gece sonra, yatağa gitmeyi düşünürken. Benim düzenli rutinimi takip ettim, Ikirli çamaşırlarımı seleye bıraktım, kapıyı kilitledim, ve kapatmak için pencereye doğru gittim. Pencereye doğru gittiğimde, ben endişeye kapıldım. Sokağın öbür tarafında ki, adam. Benim evime bakan sokakta, duygusuz bir şekilde duruyordu. Ardından büyük bir şey, tuttuğunu gördüm. O, aman Tanrım! O benim köpeğim, o benim köpeğimi öldürmüştü! Hemen camı kapattım ve perdelerimi çektim. Telefonuma doğru koştum ve polisi aradım, evimin etrafında ki yabancı aktivite olayı hakkında, ihbar bıraktım. Yarım saat sonra, iki polis geldi ve etrafı kontrol etti. Ardında, etrafta hiçbir şey bulamadıklarını, bana bundan emin olduklarını söylediler. Onlara inanmıyordum. Sinirli bir şekilde, kendimi bu gece odama kitleyecektim.
Bir hafta geçtikten sonra, paranoyam benim için iyi olmaya başlamıştı. Sürekli tüm pencerelerimi kapatıyor ve kapılarımı kilitliyordum. Kimse içeri giremezdi ve içerdeki kimse dışarı çıkamazdı. Adamı birkaç kez gördüm ve polisi aradım, bana onları rahatsız etmememi söylediler. Bu onların bana yardım, edemeyeceğini gösteriyordu. Sürekli izlendiğimi hissediyordum. Işıklar açık uyuyordum. Dışarıda ki yüksek sesler, beni korkutuyordu, ama onları göz ardı ediyordum. Sonra ne mi oldu, gözlerimi açtım ve uzun adam yatağıma neredeyse beş adım uzaktaydı. Onu görmüştüm, onun uzun zayıf kollarını görmüştüm. O uzun ve zayıftı. Ve onun suratı... O tanrım... Onun suratı... Orada korkunçluktan başka hiçbir şey yoktu. Hemen yatağımdan fırladım ve çığlık attım. O uzantılarını bana doğru yollamıştı. Ben odanın köşesinde ki topun orada çömelmiştim ve o benim gözlerimi kapatmıştım. Onları tekrar açmak istemiyordun, onu tekrar görmek istemiyordum. Bekledim, gözlerimi açtığımda orada hiçbir şey yoktu, o tamamen gitmişti.
Bu gece ki olay beni, içten içi sarsmıştı. Tüm pencerelerimi ve kapıları tahtayla kapadım, babamın tuttuğu çatı katında ki yere gittim, ve onu daima benimle tuttum. Burada oturuyordum, eski magazinlere ve kataloglara bakıyordum.Onun yansımasını televizyon ekranında göreceğimi biliyordum, onun benim arkamda olduğunu biliyordum. Onu tekrar görmek istemiyordum. Oh tanrım, Onun artık bana bakmasını istemiyordum... Bilirsin pompalı tüfeğim doluydu ve hazırdı... Belki onu ağzıma sokar ve ateşlerdim... Evet... Bunu yapıcaktım.

Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin