9

574 50 73
                                    



Alaz elinde telefonla yatakta otururken adeta kalakalmıştı. Bir yandan Asi'yi telefonla aramaya devam ederken bir yandan da düşünüyordu. Aklına ilk abisi olma ihtimali gelmişti ama hem Asi'nin Alaz'ın bildiği bir abisi yoktu hem de Asi evde tek olduğunu söylemişti. Sonra ya sevgilisiyse diye düşündü ve bir an dünyası başına yıkılıyor gibi hissetti. Asi'nin tek olmadığını ve o adamın sesini, beyni Alaz'a sürekli hatırlatıyordu. Sonra bir anda aklına başka ve çok kötü bir ihtimal gelince gözleri doldu. "Ya kötü biriyse?" diye düşündü. "Ya Asi'ye zarar verebilecek biriyse?" Alaz bunları düşünürken başı döndü. Ayağa kalkıp gitmek istedi. Asi'nin yanına koşarak gitmek istedi. Hemen orada olmalıydı.

Koşamadı. Gidemedi. Çünkü ortada bir gerçek vardı. Kendi başına gidemezdi. Alaz geçirdiği kazadan itibaren yani 3 gündür yürüyemiyordu. Bunu ameliyattan sonra konuşmaya devam ettiklerinde Asi'ye anlatmamıştı. 3 gün önce yine her gün olduğu gibi Asi'yle konuşmuştu ve bu konuşmadan sonra Asi uyurken kaza yaşanmıştı. O gece Alaz'ın berbat saatler geçirdiği bir geceydi. Ameliyattan çıktığında sayıkladığı kişi Asi olmuştu. Kendine gelmesi sabahı bulmuş ve istediği ilk şey telefonu olmuştu. Bir şey belli etmeden Asi'yle mesajlaşmaya devam etmişti. Meraklanmaması, başında dertler varken bir de bunu düşünmesin istemişti. Asi'ye yazmaya devam ettikçe konuştukça acısını düşünmemeye başlamış, dertlerini unutuvermişti.
3 gündür gelip giden doktorlar Alaz'ı gittikçe daha da umutsuzluğa sürüklüyordu. Hepsi Alaz'ın yürümesinin ne kadar zor olduğunu gözünün içine baka baka söylüyordu. Alaz Asi'nin karşısına çıkmak için kendisini hazırlamışken 3 gündür etrafında bir sürü doktor dönüyor, her biri hem birbirinden kötü ihtimalleri hem de Alaz'ın iyileşmesi için yapılması gerekeni söyleyip duruyorlardı.
Alaz geceleri yanında kimsenin kalmasına gerek olmadığını söylemişti. Bu yüzden de hastane odasında tek başınaydı şimdi. Asi için deliriyordu.

Alaz'ın elleri titremeye başladı. Hala ısrarla numarayı arıyordu. Gece 2'de Alaz'ın aklına gelen en yüksek ihtimalli şey birisinin Asi'ye kötü bir şey yapabilmesi olmuştu. Kendi yaşadıkları aklına geliyor ve Asi için daha fazla endişeleniyordu. Onun yanına gitmeliydi. Asi'nin nerede yaşadığını bilmiyordu ama polise giderlerdi. Asi'nin nerede olduğunu onlar bulurdu. Evet kesinlikle polise gitmelilerdi. Alaz annesini arayıp kendisini polise götürmesini isteyecekti. Oğlu için en azından bunu yapardı belki. Titreyen parmağını aramayı kapatma tuşuna doğru götürdüğü anda arama yanıtlandı.

"Alo" dedi Alaz tedirginlikle.

"Çok aramışsın bir şey mi oldu? İyi misin?" dedi Asi aklına kötü şeyler gelmeye başlarken.

Derin bir nefes aldı Alaz. Asi'ydi. Bir şey olmamıştı. "Hayır" dedi. Derken kafasını da sallıyordu. Gözünden birkaç damla yaş akmıştı. "Seni merak ettim." dediğinde ise ağlaması biraz daha şiddetlendi Alaz'ın.

Asi gelen seslerle "Şşş ağlama" dedi. "Ben çok özür dilerim. Aptal çekingenliğim yüzünden oldu. Gecenin bu saati işte olduğumu söyleyemedim." Asi derin bir nefes aldı. "Aslında kendi durumumun kötülüğünden bir daha bahsetmeye utandım. Kapatırken de söyleyemedim Yaman çağırdığı için. Özür dilerim meraklandırdığım için. Çok üzgünüm. Ağlama lütfen." Asi bütün cümlelerini Alaz'ın ağlaması dursun diye arka arkaya söylemişti.

Alaz, Asi'nin anlattıklarını duyunca rahatlamıştı. Yavaşça gözlerindeki yaşları sildi. Asi'nin başına bir şey gelme ihtimali onu mahvetmişti. "Hayır hayır sorun değil. Ben çok korktum sadece. Başına bir şey geldi sandım. Polise gidecektim."

"Gerçekten mi?"

"Evet."

"Ben çok teşekkür ederim beni düşündüğün için. Boşuna seni üzüp meraklandırdığım için tekrar özür dilerim."

"Hayır hiç önemli değil. İyisin ya o yeter."

Asi duyduklarından sonra oturduğu merdivende kıpırdandı. Söylesem mi söylemesem mi diye düşünürken konuşmaya başladı. "Biliyor musun yanımda olmasan da beni çok güvende hissettiriyorsun."

Alaz'ın içi sımsıcak olmuştu. "Böyle hissettirdiğim için çok sevindim." Alaz da yatağında heyecanla kıpırdandı. Gözlerini kırpıştırdı. "Hem şey... Bir gün yanında da olacağım."

"O günü bekliyorum." dedi Asi.

Alaz da o günü bekliyordu. Hem de çok bekliyordu. Ayağa kalksa hemen bu anonimlik konusunu bitirecekti. Öyle düşünüyor, hissediyordu. Aslında kendini hazırlamıştı. Konserde yanına gitmeyi aklına koymuştu ama bu hale gelince sanki bir şeyler kopup gitmişti. Alaz, Asi'nin yanına gitmek için sadece ayağa kalkabilmeyi bekleyecekti. Sonrasına tahammülü yoktu. Zamanın ne kadar değerli olduğunu geçirdiği berbat geceden sonra daha iyi anlamıştı. Ne kadar ömrü kaldığını bilmiyordu ama kalan ömrünü Asi'nin gözlerine bakarak geçirmek istiyordu. Eğer Asi de böyle isterse bunu yapması için önünde hiçbir engel yoktu. Bunu riske atmayacaktı. Etrafındaki kişilerin, ailesinin; ona zavallı gibi bakmasına, hiç nasıl olduğunu nasıl hissettiğini sormamasına, sadece bacaklarının düzelmesi için, vicdanlarını rahatlatmak için etrafında durmalarına dayanmasının sebebi de buydu. Bu yolun sonunda Asi'ye gidecekti.

Asi Alaz'ın cevabını beklemeden aklına gelen şeyle tekrar konuştu.

"Birlikte konsere de gider miyiz?"

Alaz güldü. "Gitmez miyiz hem de çok çok çok kez gideriz."

"Biliyor musun ben çilekli pastayı çok seviyorum."

Alaz biliyordu. Aslında zaten kendisi de bu yüzden mutlu olduğu günlerde gidip bir çilekli pasta almayı ihmal etmiyordu. "Bir gün birlikte yapalım o zaman" dedi Alaz.

"Yapalııımm" dedi Asi.

Biri uyuması gereken saatte çalıştığı yerin soğuk merdiveninde otururken diğeri de bacakları yüzünden umutsuzluk içindeyken böyle hayaller kurmak ikisini de çok iyi geliyordu.

Alaz, bu hayalleri gerçekleştirmesi için yapması gerekeni biliyordu. Yapacaktı. Tehlikeli ama bacaklarının düzelmesinin de tek yolu olan seçeneği seçecekti. Tedirginlikle konuştu. Asi'nin bilmesi gerekiyordu.

"Ben yurt dışına gideceğim."

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

😮

Konunun biraz beklemediğiniz bir yere doğru evrildiğinin farkındayım. Umarım sevmişsinizdir. Geri dönüşlerinizi bekliyorum.🤍🤍😗

favorite | aslaz yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin