Acı

35 2 3
                                    

Hayatta acı insanı ya güçlendiriyor yada yok ediyordu bu en çok durumu olmayanlar için geçerliydi pınar ve Uras efe için geçerliydi anneleri öldükten sonra babaları da cezaevine girmişti en büyük acı annenin ölümünden sonra babanı kapybetmek miydi?

Yoksa en büyük acı hayatın zorluklarına karşı hayatta kalmaya çalışmak mıydı? İki kardeş birbirine çok bağlı birinin canı yansa diğerine de yanıyor Çünkü pınar'la Uras Efe ikizlerdi Bugün yine Pınar erken kalktı en büyük davaları almaya çalışıyordu başarılı olmaya çalışıyordu annesi ve babasından alamadığı takdiri almaya çalışıyordu aslında en büyük acı budur değil mi?

Anne ve babadan takdir alamamak anne ve babanın saçını okşayamaması en büyük acı aslında budur ve ikiz kardeşler bu acıyı en büyük şekilde yaşamış ve yaşıyorlardı ama hala hayattalardı..

"günaydın Ne oldu sana komiserim?"dedi ve üzgün kardeşinin yanına oturdu Pınar su dolu gözleriyle kardeşine baktı ve büyük acılı ses tonu ile konuşmaya başladı

"galiba Bir çocuk ölmüş Daha doğrusu öldürülmüş daha çok küçük 8-9'da yaşlarında geleceği parlak herkes geleceğin en büyük avukatı ya da doktoru hayalleri var ama almışlar ellerinden o maicik ellerinden kayıp Gitmiş o umutları hayalleri"

dedi ve devam etti o bunları söylerken Pınar dikkatli dikkatli dinliyordu

"İpek kahraman 19 gündür kayıp Daha doğrusu kayıptı 19. günde ölü bulundu ve olayı şüphelileri en büyük şüphelileri kim biliyor musun? annesi ve amcası"

o anda gözyaşı aktı Pınar çok kolay ağlayan bir insan değildi ama bu olayı dinledikçe gözyaşları çoğalmıştı kardeşi de o da ağlıyordu bir şey demek istiyordu ama diyemiyordu sözler yetersiz kalıyordu sadece aklında bir düşünce vardı pınar'ın

bir anne evladını bunu nasıl yapar?

Güçlükle kendini toplayıp ağzından sözler çıktı"Emin misiniz Bir anne yapabilir mi bunu?"

Dedi alacağı cevaptan korkarak Pınar korkarak kardeşine bakıyordu Uras Efe kafasını pınar'a döndürdü kaşları çatıldı ve konuşmaya başladı

"yapar Pınar yapar anne baba olmak sandığımız kadar kolay bir şey değil ya da sanıldığı kadar evladını öldüren adamı korur mu? ipek'in annesi korumuş sorgusuna Ben gireceğim bugün umarım bana da korumaz"

dedi ve yumruğunu sıktı bu hali pınarı çok sinirlendirmişti daha doğrusu yanlış bir şey yapar diye Pınar çok korkuyordu çünkü ondan başka kimsesi yoktu hızla ayağa kalktı ve sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı

"Bana bak Uras Efe Saruhanlı eğer yanlış bir şey yaparsan seni mahvederim anladın mı beni!?"

Diye bağırdı sinirliydi baba ve annesinden sonra kardeşinide kaybedemezdi Uras ile çıkıp karakola gittiler karakol ve adliye yan yana olduğu için beraber gidiyorlardı daha sonra biri karakola diyeri adliyeye gidiyordu pınar tam adliyeye girecekken duyduğu savcının sesi ile arkasını döndü

"Pınar!" Demişti Karan Keskin bakışları ile pınar'a bakarak yanına gitti
"Buyrun sayın savcım"Dedi soğuk aynı zamanda nazik bir ses ile cevap verdi
Karan  boğazını temizleyip konuşmaya başladı

"Seninle konuşmam gerekiyor gel benimle" dedi karan Emir ve savcı odasına gidip oturdular pınar dikkatli bir şekilde bakıyordu ne olduğunu anlamamıştı karan hemen konuşmaya başladı

"Hiç ceset gördün mü avukat?" Dedi soğuk bir ses tonu ile "Görmedim neden sordunuz?" Dedi aynı şekilde pınar Karan ayağa kalktı ve eli ile kafasını kaşıdı

"İlk olacak o zaman" dedi ve onu dediği an pınar ayağa fırladı"Neden görmem gerekiyor?"

Dedi soğuk bir sesle aynı zamanda gözlerinde endişe vardı "orda anlayacaksın" dedi Karan  ve kapıyı açıp dışarıyı gösterdi Pınar neye gittiğini bilmeden kapıdan çıkıp Karan  takip etti adliyeden çıkıp arabaya bindiler ve kısa bir süre içinde hastaneye gelmişlerdi Karan bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra yanlarına bir doktor geldi ve konuşmaya başladı

"Pınar.." Dedi ve bakakaldı Pınar kaşlarını çatarak aynı şekilde "Dino?" Dedi ve ellerini beline koydu ve sert bir şekilde dino'ya baktı Karan öksürerek aralarına girdi "Tanışıyor musunuz? Pınar dönerek cevap verdi"Malesef neyse biz işimize dönelim"
Dedi Karan  dino'ya döndü ve
'Morg ne tarafa'

Dedi bu pınar'ı daha çok korkutmuştu içindeki korku neden o bile bilmeden morg'a indiler bir ceset vardı pınar'ın gözleri anlamsızca bir cesede birde Karan'a bakıyordu Karan acılı bir gülümseme ile baktıktan sonra cesedin üzerindeki beyaz çarşafı kaldırdı ve kaldırdığı an direk pınar'a baktı pınar'ın gözünden boncuk boncuk yaşlar akıyordu elini kalbine götürdü ve dudaklarından safece birşey çıkmıştı

"Hayır.." Nefes nefese bir şekilde yaklaşıyordu aynı zamanda gözünden akan yaşlar hızlanmıştı "Babam.." Karan ile göz göze gelmişlerdi Karan elleri ile pınarın yüzünü avuçladı şu an çok kötü durumdaydı "Hayır.. hayır olmaz!ÖLEMEZSİN BABA HAYIR" Diye bağırmaya ve babasının cansız bedenine doğru giderken karan onu tutmuştu ama o hala ağlamaya devam ediyordu

"BANA KIZIM DEMEDEN BİZE BABALIK YAPMADAN GİDEMEZSİN BİZİ SEVMEDEN GİDEMEZSİN BABA!"
Karan Pınarı alıp kapının önüne çıkardı orda durması onu daha fazla kırize sokucaktı pınarın ellerini tutup konuşmaya başladı

"Bana bak pınar kendine gelmen lazım.."
Pınar eğik olan kafasını kaldırıp konuşmaya başladı

"Benim yüzümden oldu o cezaevine girdi suçsuzdu ve ben ona inanmadım istesem avukatı olurdum ama olmadım ben ben dedim ki babam bile olsa cezasını çekmesi gerekiyor diye düşündüm ama can verebiledeğini hiç düşünmedim bunu yapanlar kim bilir daha neler yapmışlardır ve o orada acı çekerken ben güldüm yeri geldi eğlendim ben hep babamı kötü sanardım suç işledi bizi tek bıraktı diye ama asıl kötü benmişim..

Karan pınar'ın kolarından tutu ve konuşmaya başladı
"Böyle bişey yok nasıl bir avukat olduğunu biliyorum ve eminim ki iyi bir  avukat olduğu kadar iyi bir evlatsın" pınar şiş gözleri ile Karan'a baktı hiç bişey demeden gözlerini kapatıp açtı karan ise gülümseyip elinden tutarak pınar'ı ordan çıkardı ve pınar'ı evine götürdü...
                            Karakol

Uras ilk sorgusuna girecekti cinayet şubenin başkomiser ile girecekti sorguya bu olayı detaylı araştırıyorlardı ortada hayatı elinden alınmış bir çocuk vardı sorguya girdikleri zaman ikiside ellerini sıkmıştı Uras İrem ona dönüp fısıldadı"Bir yanlış yaparsan çok kötü olur polisliğini yakarsın"

Uras dediklerini düşününce derin nefes alıp sakinleştirdi kendini ve masaya oturdular İrem konuşmaya başladı

"Anlat bakalım bir anne olarak nasıl kızının ölümüne göz yumdun anlat" kadının saf saf bakışları irem'i sinirlendirmişti"SÖYLESENE NASIL KIYDIN!"

Kadın irem'in bağırması ile irkildi ve konuşmaya başladı"Ben yapamadım" İrem derin bir nefes aldı

"göz yumdun ama kızının ölümüne göz yumdun sen bu öldürmekten daha beter değil mi o senin yavrundu belki sen ne zorluklar ile doğurdun değer miydi?" İrem konuştukça kadın sadece ağlamıştı ve sadece birşey söyledi

"Benim daha söyleyecek bişeyim yok komser hanım" İrem sandalyesinden kalktı ve kadına tiksinerek baktı daha sonra Uras ile sorgu odasından çıktılar...

Yanmakta sıkıntı yok ölmekte var...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin