18.Bölüm

74 5 0
                                    

İyi okumalar.

***

Bahar'ın yanına adım atacağım an Buğra kolumu tutup engel olmaya çalışınca sinirle dolan gözlerimle ona öfkeyle baktım. Elinden kurtulup tekrar gidecekken beni bu sefer daha sıkı sardığında içeriye giren Ferit hoca bizi zorla dışarıya yollamıştı.

"Bırak diyorum! Bırak!" Diyerek Buğra'nın tutuşundan kurtulmaya çalışıyordum. Caner önüme geçtiğinde ve dolu gözleriyle gözlerime bakarken yüzümü tuttuğunda transtan çıkmış gibi akan gözyaşlarımı umursamadan ona baktım şaşkınca.

"Sakin ol. Aslı sen böyle yaparsan biz nasıl dayanacağız? Bahar'ın kurtulmasını beklemekten başka çaremiz yok. Sabırla beklemek zorundayız, şşşt ağlama tamam." Diyerek gözyaşlarımı silip gülmüştü zoraki bir şekilde.

"Tamam. Tamam iyiyim. Bir an kendimi kaybettim. Özür dilerim. Zorluk çıkarmak istemedim." Dediğimde arkadan hala bana sarılan Buğra'yı fark edince yavaşça ona dönmüştüm.

"Bırakır mısın, iyiyim sakinim." Dediğimde emin olduktan sonra yavaşça bırakmıştı beni. Tam o sırada her yeri kan içinde Ferit hoca ve Bahar bitkin bir halde geliyorlardı. Hemen yanlarına koştuğumuzda Caner Bahar'ı tutup kolunun altından destekleyerek okulun çıkışına doğru gitmişti.

"Hocam, siz de gidin onlarla. Peşinizden geleceğiz." Dediğimde hali olmadığı için beni onaylayıp Bahar'ların peşine düşmüştü. Herkes derste olduğu için işimiz biraz da olsa düzgün ilerliyordu.

"Gel benimle." Diyerek Buğra'yı peşime taktığımda kamera kayıtları için müdür odasına doğru gidiyorduk. İlerlerken de bana soru sorup duran Buğra'yı kenara çekip düzgünce anlatmıştım yapacaklarımızı.

"Bak, o görüntülerle başımız belaya girer. Silmek zorundayız, müdür, odasında değildi. Teneffüste çıktığını gördüm ve genelde odasının anahtarı hademede oluyor. Sen oyalarken ben hademe odasından anahtarı alacağım sonra müdür odasına girip kayıtları sileceğiz. Bu kadar. Tedbirli davranırsak çabucak hallederiz." Dediğimde saçmaladığımı falan söylese de dinlememiştim. Bana uymak zorundaydı yoksa kendim halletmek zorunda kalacaktım ve bu biraz zor olacaktı.

"Buğra, sus artık. Yardım etmeyeceksen Caner'lerle git. Bir işe yara. Ben bakarım bir çaresine." Dediğimde sinirle saçlarını geri itekleyip yüzünü sıvazlamıştı. Bilerek sinir sözler söylüyordum.

"Tamam, dikkatli oluyoruz. Başımız derde girerse sorumluluk benim." Dediğinde gözlerimi devirip cevap vermeden ilerledim. Tabii ki öyle bir durumda kimseyi satmayacaktım.

Hademe abi önce Buğra'yı yolladığım için onunla konuşmuş ve bir süre sonra uzaklaşmışlardı hızlı adımlarla. Odasına girdiğim gibi hemen anahtarları koyduğu çekmeceden müdür odası anahtarını aldığımda cebime koydum.

Odadan çıkıp müdür odasına girmiştim. Buğra biraz daha oyalamalıydı ki anahtarı geri koyabileyim. Odaya girip arkamdan kapıyı kilitlemiş ve hemen bilgisayardan kamera görüntülerine ulaşmıştım.

Onları hızlıca silip koridorda konuşmamızı da sildikten sonra bir iki dakikalık süre için kamerayı durdurmuş, ben buraya girip çıkarken yakalanmamak için bir iki dakika sonra devam etmesini sağlayacak süreyi ayarlamış ve sistemi kapatmıştım.

Odadan çıkıp kilitlemiştim tekrar. Hemen hademe odasına girip anahtarı yerine koyduğumda çıktığım an kolumdan tutulup sürüklendiğimde beni götürmeye kalkan kişiye bakıyordum. Bu kimdi şimdi, sarı saçlı bir erkekti.

Kaşlarımı çatarak peşinden gitmeyi reddettiğimde koridorun ortasında durmuştuk. Kolumu çekip ona öfkeyle baktığımda etrafa bakıp kameralara bakmıştı gergince. Sonra telefonunu çıkarıp bana mesaj atmıştı. Numarama okul grubundan ulaşmış olmalıydı.

Mesajda yazan şey, bahçeye çıkmamızı, önemli konuşacak şeylerimizin olduğuydu. Onu takip ettiğim sırada Buğra gelmişti bile. Ona bakıp ne söylediğini sorduğumda gülüp sessizce cevaplamıştı.

"Tuvalette kavga olduğunu söyledim. Sonra gidince de kaçmışlar herhalde diye yutturdum. Neyse sen nereye gidiyorsun?" Dediğinde ona mesajı gösterip kısaca özet geçtiğimde sinirlenip durdurmuştu beni. Omzumdan tuttuğunda ona dönmek zorunda kalmıştım.

"Buğra, bizi görmüş olmalı. Sakin olup onu takip etmekten başka çaremiz yok." Dediğimde zar zor da olsa ikna olmuştu. Çocuğu takip ettikten sonra okulun arka bahçesine gelmiştik.

***

Yorumlarınızı bekliyorum.

Odamdaki Gölge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin