'ZARF'

358 8 1
                                    

Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

Derin elindeki kitabı bırakıp düşünmeye başladı. Hayatı boyunca Özdemir Asaf'ın anlattığı gibi yalnızlık yaşamamıştı. Kendisini çoğu zaman terk edilmiş hissetse de, her zaman onun için orada olacak birilerini bulmuştu. Bazen böyle bir yalnızlığı tatmak istiyordu, ama anlatıldığı kadar kötüyse bu konuda cahil kalmaktan memnundu.

Düşüncelerinden sıyrıldığında dikkatini yanında telefonuyla uğraşan ikizine verdi. Büyük ihtimalle sevgilisi Selenay ile mesajlaşıyordu, suratındaki mutlu ifadeden belliydi. Zaten boş kaldığı her anında telefonuyla uğraşırdı Deniz, Derin'in aksine.

İkiz olmalarına rağmen huyları pek benzemiyordu. İkisinin müzik zevkleri, hayata bakış açıları, yaşama şekilleri farklıydı. Ama bu asla dünyada en değer verdikleri kişinin birbirleri olmalarını engellememişti.

Bazen Derin yanlış yüzyılda yaşadığını düşünürdü. Sadece Derin değil, etrafındaki herkes. Telefonunu aramalar dışında kullanmazdı, arada sırada arkadaşı Yaren'in zorla açtırdığı Whatsapp'ten mesajlaşırdı. Karşısındakiyle yüz yüze konuşmak, mimiklerini izlemek her zaman daha çok tercih ettiği bir yol olmuştu.
Bulundukları uçak iniş yaptığında Derin bunu fark etmemişti bile, gözlerini kapatmış kendisini hayallere vermişti. Hayaller onun için gerçeklikten kaçabileceği en yakın hapishaneydi.

"Derin, iyi misin?"

İkizinin adını seslenmesiyle gözlerini açıp gerçekliğe döndü. İçten bir gülümsemeyle cevap verdi.

"İyiyim, dalmışım."

"Abim aradı, Mesut bizi bekliyormuş."

Uçaktan indiklerinde Derin'in içinde bir tedirginlik vardı. Etrafındaki insanlar, sanki onun için tehlikeliymiş gibi geliyordu. Daha önce hiç böyle hissetmemişti. Ne burada, ne Rusya'da. Saçma bir şey olduğunu düşünüp yanında duran Deniz'in koluna girdi. Büyük ihtimalle kendi kendine kuruntu yapıyordu.

Biraz bakındıktan sonra karşıda arabasının yanında el sallayan Mesut'u gördüler ve valizlerini sürüyerek yanına gittiler. Görüşmeyeli en fazla on beş gün olmuştu fakat Mesut eskisine kıyasla farklı görünüyordu. Daha üzgün.

"Valizlerinizi alayım ben."

Ve işte tam o sırada, olan oldu. Ellerinde lüks kameraları, fotoğraf makineleriyle magazinciler ikizlerin önüne kuyruk misali dizildi. Derin yarın magazin sayfalarının kapağındaki haberi hayal edebiliyordu. Gözlerini devirme isteğini bastırıp Deniz'e ne yapacaklarını soran bir bakış attı.

"Derin Hanım, Rusya seyahatiniz nasıldı?"

"Deniz Bey, Rusya'ya gitmeniz nedeniyle Seleney Hanım ile ayrılmışsınız, doğru mu?"

Herkesten farklı farklı sorular geliyordu, Derin bıkkınlıkla başını salladı. Ailesinin özel hayatını kimsenin okumasını istemiyordu, bu kadar ilgili davranmalarından her zaman bıkmıştı. Suratına Deniz hariç kimsenin sahte olduğunu anlamadığı bir gülümseme yerleştirip konuşmaya başladı.

"Rusya'ya tatil amaçlı değil akraba ziyaretine gitmiştik, o yüzden tatil yapma şansımız pek olmadı. Ama yapabildiğimiz kadarıyla gerçekten eğlendik. İzninizle, çok yorulduk ve gitmemiz gerek."

TAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin