Eğer ki,birbirini seven iki insan ayrılmışsa, birbirlerinden bir haber yaşar dururlarsa. Yüzlerini, seslerin, tüm güzel anılarını zihinlerinin tozlu raflarında unutmuş olsalar dahi, gün gelir yarım kalan duyguları tamamlamak için birleşirlermiş. her hikeye tamamlanmak için yaşanırmış. İnsan unutsa dahi hayat bakidir her şeyi hatırlar ve gün geldiğinde hatırlatırmış. Belki bir koku,belki güzel bir anı, belki de kişinin kendisi vesile olurmuş buna. Hayat zamanı geldiğinde herkese herşeyi hatırlatırmış. Eda, poliklinikte hastaları ile ilgilenirken fazlasıyla yorulmuştu. İnsanlara bir nebze olsun iyi gelmek onun için fazlasıyla önemliydi. Son hastasına bakıyordu kendisi ile daha yeni tanışmış acısını iliklerine kadar hissetmişti. Yüzünde güzel bir gülümseme ile karşısındaki kadına baktı.
"Seansımızın sonuna geldik Füsun hanım. Kendinize dikkat edin bir sonraki seansımızda görüşmek üzere." Genç kadın yarım ağız gülerek selam verdi. O gülüşünün ardında koca bir çığlık yatıyordu. "Görüşürüz doktor hanım.Teşekkürler. Umarım her şey gönlünüz gibi güzel olur. Bazen insanın en ihtiyacı olan şey bu olabiliyor." Tekerlekli sandalyesini kapıya doğru ağır ağır sürdü. Eda kadının gidişini izledi ilk baştan beridir ne kadar zorlansa da asla tekerlekli sandalye için yardım kabul etmiyordu Eda da buna saygı duyarak sadece ardından bakıyordu. Bu kadar güçlü bir kadının yaşadıklarını dinlemek kendisini hiç bilmediği bir tarifi deniyormuş hissi veriyordu. Hayat kiminin neşesini kiminin gözyaşını kiminin nefretini kiminin gücünü alıyordu birden. İnsan ne oldum değil ne olacağım diye düşünmeliydi.
Eda,sağdan soldan gelen ağrı ile ellerini başına koydu gözlerini kapatarak önüne eğildiği sırada kapısı tıktıklandı merak ile elini başından çekerek gözlerini açtı seanslarının sonunda gelmişti bir an gözden kaçırdığı bir şeyin olup olmadığını sorguladı kendi içinde.Kapı ağır ağır açıldı önce en sevdiği çiçeklere takıldı gözleri beyaz laleler güzel bir şekilde sarılı içinde de notu vardı yavaş yavaş lalelerden gözlerini çekerek getiren kişiye baktı Poyraz en güzel ve sıcak gülümsemesi ile ona bakıyordu. Poyraz karşısındaki kadının şaşgın bakışları ile daha keyifle güldü yıllardır şu bakışlara hasret yaşamıştı. O kadar geç kalmıştı ki Edaya şimdi tüm bu yılların telafi etmek için uğraşıyordu. Her bir huyunu bilirdi neyi sever neyi sevmez neye üzülür neye güler ama bunları yaşayarak her bir anında yanında olarak değil kuzeni Ali Asaftan öğrenmişti defalarca dinlemiş her bir özelliğini aklına kazımıştı. Defalarca elinde çiçekler ile karşısına çıkmaya çalışmış her seferine korkmuştu dağlarda düşmana korku salan koskoca komutan yanında küçücük kalan kadından korkmuştu. Çünkü karşısındaki kadının onu sevmemesi ayrılıklarından daha beterdi onun için. Yavaş yavaş korkutmadan her bir yarasını özenli ilgiyi vererek iyileştireceğine dair söz vermişti kendine. Yarayı açanda oydu saranda o olacaktı.
"Merhabalar doktor hanım,sizin kadar olmasa da güzel laleler sizin." Eda önüne uzatılan beyaz lalelere bakakaldı. Aklında sadece bu bilgiye nasıl ulaşabildiği vardı. Donup kalan hali ile Poyraz bir an ne olduğunu algılayamadı yanlış bir hareket yaptığını düşündü. Genç kadına biraz daha yaklaşarak koluna dokundu Eda bu dokunuştan sonra transtan çıkmışcasına gözlerini kırpıştırdı. "Sen nasıl?" diyebildi sadece. Poyraz derin bir nefes alırken tebessüm etti. "Eda." dedi ahenkli bir ses ile karşısındaki kadın ile konuşurken ekstra bir nahif olmaya gayret ediyordu. "Efendim." dedi Eda karşısında parlayan ela gözlere bakarken nasıl yaptığını anlayamasa da ona her bakışında gözbebeklerinde kendi parlak yansımasını görmek yüreğini hoplatıyordu. Telefonda konuşurken de görüyordu aynı gözleri ama kanlı canlı karşısına çıktığı ilk andan bu yana daha bir değişikti.
"Vaktin var mı?" Eda sorgular bir şekilde kaşlarını kaldırdı ne çiçeğin neden geldiğini ne de Poyrazın şu anda burada neden olduğunu çözemiyordu. "Bir sorun mu var Poyraz?" Poyraz tebessüm etti bu cümleye ve başını iki yana olumsuzca salladı. "Hayır bir sorun yok.Sadece senin yanına gelmek istedim. Gelirken de çiçek alayım dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tanem
Teen Fiction"Sevme beni." Dedim acı içinde bu kadar severken, bu kadar sevilirken vazgeçmek yüreğime kızgın demirlerin girmesi gibiydi. Bal rengi gözleri titredi,elini uzattı bu kez elimi tutmak için geri çektim bu şekilde yaparak beni zorluyordu. "Sevme beni A...