-2-

113 21 18
                                    

İsmail'den

Onu burada bulacağımı biliyordum. Koşarak bir şeyler yiyen Barış'ın yanına gidip aniden oturduğumda irkilse de bana tatlı bir şekilde gülümseyerek karşılık vermişti.

"Günaydın"

"Günaydın" diyerek gülümsemişti o da. İnsanın içini ısıtan bir gülümsemesi vardı Barış'ın, yanında güneş bile sönük kalırdı.

"Şeyy, hala not tutma konusunda emin misin ? Hocayı bazen tam duyamadığımdan not almakta zorlanıyorum, bunun için hazır mısın ?"

Bana çekinerek sorduğu soruyla gülümsedim. Ne kadar zor olabilirdi ki?

"Tabii hazırım, ne yapmam gerekiyor."

Gülümseyerek öğrenci işlerinin olduğu binayı gösterdi.

"Fakültede kaydını yapmalıyız, sonuçta okul yardım edenlere bir yardım da sağlayacakmış. Burs veriyorlar sanırım."

Kafamı salladım, buna cidden özellikle bu ara çok ihtiyacım vardı.

***

Ders bittiğinde, öğlen arasından önce fakülte sekreterine uğraşmıştık. Şaşkınca ikimize baktığında Barış gülümseyerek beni göstermişti

"İsmail benim not tutmamda yardımcı olacak."

Görevli kadın bana bi göz atıp güldü

"Not tutucuların eğitim alması öneriliyor biliyorsun Barışcım. Arkadaşının eğitimi var mı ?"

Kadının sinir bozucu ifadesi beni de sinir etmişti. Gülümseyip elindeki kağıtları işaret ettim

"Merak etmeyin ben hızlı öğrenirim, nereyi doldurmak gerekiyordu ?"

Ben kağıtları doldurmaya başlarken Barış gergin ve şaşkınca beni izliyordu. Ona sorun olmadığını hissettirmek için gülümsedim, o da gülümseyerek kafasını sallamıştı.

Kağıtları doldurduktan sonra apar topar Barışı çekiştirerek yemekhaneye götürmüş, pek istemese de yalnız kalmayıp benimle yemesi için ısrar etmiştim.

"İsmail üzgünüm, bugün yemek getirmedim. Eğer-"

Onun ne diyeceğini tahmin ederek güldüm

"Tamam bana bir tost ısmarlarsın o zaman, hadi."

Gülerek kafasını salladı, kantine geldiğimizde biraz rahatsız duruyordu. Nedenini sorduğumda sorun olmadığını söylüyordu. Ama bir sorun olduğuna emindim.

Kantin çok kalabalıktı, içecekleri alacağını söyleyen Barış'a kafamı salladım ve etrafı izlemeye başladım.

Barış'tan

Burada olmaktan nefret ediyordum. Sesler, uğultular, her yandan gelen ses dalgaları kulaklarımı acıtıyordu. İnsanların bakışlarının üzerimde olmasından nefret ediyordum. Sırf sessiz ve nazik biri olduğum için beni ezebileceklerini düşünmelerinden nefret ediyordum.

"Barış Alper" 

Bir kız sesi duyduğumda ona döndüm, bu benim sınıfımdaki kızdı. Ama o kadar çok uğultu vardı ki kulağımda zorlanıyordum.

Sonra onun yanındaki erkek arkadaşı geldi. Çocuk bana bir şeyler dedi ama şu an seslerin çokluğundan başım ağrıyordu. Bir şey söylüyordu ama anlamıyordum. Sinirlenmiş gibiydi

"Piçe bak. Sırf yakışıklısın ve kızlar seni seviyor diye bizden iyi olduğunu mu sanıyorsun lan sen ?"

Hayır öyle sanmıyordum, ben kimseden iyi değildim. Ama bu onun benim yakamı tutmasını engellememişti.

Yanındaki kızın o sağır yapma diyişini duyabilmiştim, benden uzaklaşmıştı. Birkaç hakaret ve yine insanlar beni yanlış anlamıştı.

"Neden bunu yapmalarına izin verdin ?"

Tanıdık bir sesti bu sefer. İsmail hayal kırıklığı içinde bana bakıyordu. O da mı nefret edecekti benden ?

"Neden izin veriyorsun onlara ? Duyamaman senin suçun değil! Kendine acımayı bırak! Eğer duyamadıysan tekrar söylemelerini iste!"

Tekrar söylemeni istersem sen de söyler miydin ?


***

Ay buraya bölüm atalım

Sen Benim Şarkılarımsın | BAISMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin