Bölüm2 | Kırgınlık

411 31 23
                                    

İkinci bölümle tekrardan ben☺️

Arkadaşlar satır arası yorum yapmak bu kadar zor olmamalı bence😌

Yıldıza basarak okumaya başlayabilirsiniz, umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur❤️








Bölüm 2
«KIRGINLIK»

Ailemden bana karşı en kötü ne gelebilir dedikçe daha kötüsü geliyordu. Nasıl başardıklarını bilmiyorum ama beni her defasında o kadar güzel kırıyorlardı ki, o kadar canımı acıtıyorlardı ki... Ve benim yapabildiğim daha doğrusu yapmamı istedikleri tek şey, onları dinleyip ne derseler yapmamdı ama ben asla onlara boyun eğmeyecektim. Ucunda ölüm olsa bile..

Gözlerimi zorlukla araladım. Başımın ağrısından yüzümü buruşturdum. Nerdeyim diye etrafı incelerken yaşanan olaylar aklımda canlandı. En son babam silahı bana doğrultarak ateş etmek istemişti ama son anda aklına bir şey gelmiş olmalı ki, silahı yukarı kaldırarak ateş etti. Ben ise korkudan bayılmıştım.

Ellerimle başımı ovuşturarak yataktan kalktım. Burdan bir an önce kaçıp gitmem gerekiyordu yoksa beni zorla evlendirirlerdi. Keşke en başta halamı dinleseydim de gelmeseydim buralara. O abim denen şerefsiz böyle bir oyuna annemi nasıl alet etmişti? Annemin adını bana karşı kullanırken hiç mi vicdanı sızlamamıştı?

Odada telefonumu aramaya başladım. Telefonum olmazsa halamı arayamazdım. Şimdi meraktan ölmüştür o. Biraz daha onu aramasam ilk uçağa atlayıp buraya gelirdi kesin.

"Şu Allah'ın cezası telefon nerde ya?!" diye sinirlendim kendi kendime. Daha fazla aramayıp kapıya ilerledim. Küçük çantam da odada değildi. Yüksek ihtimalle ikisini birlikte başka bir odaya koymuşlardır.

Kapı kolunu aşağı çektiğimde açılmadı. Kaşlarımı derinca çatılınca tekrar denedim ama yine açılmadı. Sıkışmıştır diye düşünüp zorladım ama kapı inatla açılmıyordu. Bu da demek oluyordu ki, beni odaya kilitlemişlerdi. "Allah kahretsin!" diyerek sertçe kapıya yumruk attım. Normal bir gün olsa elimin ağrısından oturur, ağlardım ama şu an o kadar sinirliydim ki hiçbir şey düşünemiyordum. Resmen tuzağa düşürülmüştüm öz ailem tarafından.

"Açın şu kapıyı!" diye bağırarak kapıya üst üste yumruğumla vurmaya başladım. "Açın şu lanet kapıyı!" Bir süre daha sertçe vurduktan sonra elim kanamaya, acısı artmaya başladı. İçimden küfürler savurup yatağın kenarındaki komodinlere ilerledim. Çekmeceleri kurcaladım ilk yardım çantası bulmak için ama hiçbir şey bulamadım, sertçe iterek kapattım. Küçük dolaba ilerledim, oraya da baktıktan sonra bulamadığım için sinirden çığlık attım. Nefret ediyordum bu aileden. Zar zor kaçtığım bu konağa tekrar hapsedilmekten nefret ediyordum.

Anahtar sesi gelince durup kapıya odaklandım. Ben içeriye babamın girmesini beklerken abim girdi. Kapıyı ardından kapattıktan sonra bana doğru ilerledi. Ben gözlerimi devirerek pencerenin yanına geçtim. Onu görmek bile istemezken o, buraya gelip bana saçma sapan açıklamalarda mı bulunacaktı?

"Roza-"

"Sesini duymak istemiyorum." dedim, onun konuşmasını tamamlamasına izin vermeden. Yine yalanlarını dinlemek istemiyordum. O hatayı tekrar yapmayacaktım.

Berdel  (Roza)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin