UYUYAN KABUS

270 18 15
                                    





Bu kurgu, diğer kurgum MİNT ile ufak bağlantılar içermektedir. Fakat yine de okunması zorunlu değildir. Bölüm sonunda buluşalım<3
(Ufak bir hatırlatma; bölüm ve kurgu hakkındaki düşüncelerinizi aşırı merak ediyorum. Lütfen yorumlarınızı benden esirgemeyin:)

Instagram/ bermevina
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım🖤
İyi okumalar!

♪ Bad Idea, Ariana Grande

Hayatta dönüm noktaları olduğuna inanır mısınız?

Böyle sorunca, kulağa ne kadar basit geldiğinin farkındayım. İnanın bana öyle değil.

Neyden bahsettiğimi size anlatmama izin verin...

"Bu akşamki partime geliyorsun değil mi? Bak gelmezsen bu sefer gerçekten bozuşuruz." Lara kafasını bilgisayardan kaldırıp, beyaz mini eteğini oturduğu yerde çekiştirdi. Okyanus mavisi gözlerini üzerimde gezdirdi. "Söz vermeyeyim." Ona kısaca gülümseyerek, oturduğum sandalyeden kalktım. "Bu proje bitmeden dışarı çıkmam mümkün değil." Bilgisayarımı diğer bilgisayarların yanından alarak, şarj aletini fişten söktüm. Eşyalarımı toplamış tam okulun bilgisayar odasından çıkıyorken, Lara arkamdan seslendi. "Mızıkçılık yapıyorsun!" Ona dönüp bir bakış atıp, hafifçe gülümseyerek bakarken omuz silktim.

Mimarlık seçtiğim için bazen gerçekten pişmanlık duyuyordum. Azıcık olan miyobum da, günde on saat bilgisayarla bakışmaktan ilerleyip beni kör edecek diye korkuyordum. Arada gözlük taksam da, gözlük insanı olduğumu asla düşünmüyordum. Bir kere bence bana pek... yakışmıyordu. Fakat en azından, İstanbul'un en iyi üniversitelerinden birinde okuyordum. Uzuner Üniversitesinde. "Hazal!" Arkamdan gelen tanıdık erkek sesi ile yavaşça arkama döndüm. Kumral dalgalı saçlar görüş açıma girdiğimde, neredeyse göğsüne çarpıyordum. "Yiğit?" Dengemi sağlamaya çalışarak nazikçe koluna tutundum. "Dikkat et." Beni belimden yakaladığında, dengemi sağlar sağlamaz hafifçe kendimi geriye çektim. Tıraş losyonunun kokusunu buradan net bir şekilde alabiliyordum.

Elini dalgalarının içinden geçirerek onları düzeltti. "Bu akşam Lara'nın partisine geliyor musun diye seni bir yoklayayım dedim." Anlaşılan bugün herkes beni bu konuda darlamaya devam edecekti. Anlamıyordum, sanki sadece benim yapmam gereken ödevler, projeler vardı. Bu insanlar haftanın altı günü partilere gidip, ona rağmen nasıl her şeyi yetiştirebiliyorlardı? Ben nerdeyse her gün evde olmama rağmen zar zor yetiştiriyordum projelerimi. "Belki, neden?" Ellerimi kumaş pantolonumun ceplerine sokarak, bir adım geri gittim. "Nasıl neden ya? Komşum sayılırsın, beraber giderdik." Ah, harika başka bir çıkma teklifi daha. Bu çocuk asla pes etmeyecek gibi duruyordu. Ufak bir tebessüm ile kolunu hafifçe sıktım. "Çok isterdim ama gelsem bile, büyük ihtimalle ablamla beraber geliriz." Kaşları çatılırken, koluna koyduğum elimi tuttu. "Yapma be kızım... Sevgili ablana söyle bu seferlik seni bana bıraksın." Bana yalvaran ela gözleriyle bakarken, gözlerimi olabildiğince ondan kaçırmaya çalışıyordum.

İnsanlara kolay kolay hayır diyebilen biri sayılmazdım. Nefesimi verirken yenilgiyle omuzlarımı indirdim. "Pekala." Lafımla, yüzü bir gülümseme ile aydınlandı. "Akşam sana haber vereceğim." Dedikten sonra, ona ufak bir tebessüm göndererek, okulun koridorunda yürümek için sırtımı ona doğru çevirdim. "Akşam görüşürüz!" Arkamdan seslendiğinde dönüp ona bakarak gülümsedim. Umarım az önce yanlışlıkla onunla flört etmemiştim.
Aslında yakışıklı çocuktu ama işte... O anlamda bir türlü bana çekici gelemiyordu ya da erkek zevkim tamamen berbattı.

UYUYAN KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin