İyi okumalarrr
*
*
*
Kafede sessizlik ve geceye has bir ağırlık vardı. Alaz, kafenin arka köşesindeki bir masada oturmuş, elindeki fincanla oyalanıyordu. Bakışları, aralarındaki tartışmaya dalmış olan Asi, Cesur, Yaman ve Adem'in üzerinde dolaşıyordu. Karşı tezgahta toplanan dörtlü, Alaz'ı işe dahil etme fikrini tartışıyordu, ama herkesin fikri farklıydı.
Alaz cüzdanını unuttuğu için kafeye dönüp konuşmalarna şahit olalı yaklaşık yirmi dakika olmuş olmalıydı. Konuşmanın ne kadarını duyduğuna emin olamıyorlardı.
Adem, kollarını göğsünde kavuşturmuş, kaşlarını çatarak konuştu. "İmkânı yok," dedi sertçe. "I-ıım! Kesinlikle olmaz."
Cesur, Adem'in net tavrına karşın tereddütle başını kaşıdı. "Adamda hem tekne hem dalış ekipmanı var oğlum!" ses tonunu iyice alçalttı "Sen değil miydin hazine hazine diye gezinen! Al sana biletin."
Yaman, iki arkadaşının arasında kalmış gibi görünüyordu. Bir yandan Alaz'a güvenmenin riskini düşünüyor, bir yandan da onun sunduğu imkânların cazibesine kapılıyordu. İkisinin arasında gidip gelirken sessizce iç geçirdi.
"Cesur haklı sanki... Ama adem de haklı herif züppe ne kadar güvenebiliriz ki?"
Asi gözlerini Alaz'dan ayırmadan içindeki tereddütü dile getirdi. "Ona güvenmiyorum," dedi kısa ve soğuk bir şekilde.
O sırada, Alaz bir kaşını kaldırarak oturduğu yerden onlara döndü. "Seni duyabildiğimin farkındasın, değil mi?" dedi, belli belirsiz bir gülümsemeyle.
Dörtlü, bakışlarını aynı anda ona çevirdi. Alaz'ın ifadesi yüzlerinde sert ve tehditkâr bir ifadeyle karşılık buldu. Ancak Asi, bakışlarını tekrar arkadaşlarına çevirip kısa bir tereddütten sonra başını hafifçe sallayarak "Denize düşen," diye mırıldandı. Onun bu sözleriyle birlikte, Adem isteksizce yüzünü buruşturdu ama artık itiraz etmiyordu.
Yavaş adımlarla Alaz'ın oturduğu masaya yöneldiler. Alaz, onları başıyla işaret ederek "Ee," dedi sakin bir tonla.
"Kısa keseceğim." dedi Asi. "Tekneni ve dalış takımını istiyoruz."
"Nede-"
"Soru sormayacaksın sadece karşılığında ne istediğini söyle!"
"İstediklerimi bir bilsen aklın çıkar Asi kız, ama üzgünüm size teknemi vereceksem nedenini bilmem gerekiyor."
Adem, Asiyle Alaz'ın aralarında geçenlere şahit olan tek kişi olmanın yüküyle daha da gerilerek, sandalyesini itti ve kalktı yerinden. "Ben dışarıdayım!" diyerek sert bir adımla kapıya yöneldi. Yaman ve Cesur bu davranışını Alaz'ı istememesine bağlayıp üzerinde durmazken Asi kaşlarını çatarak arkasından bakmıştı. Abisiyle ciddi bir konuşma yapması gerekiyordu.
"Konuşacak mısınız biriniz artık?"
Bir an üçü de birbirine bakıp kararsızlık içinde sessiz kaldı. Bakışlarından tek bir şey okunuyordu. Bir işe girişmişlerdi ve artık bunun dönüşü yoktu. Sonunda Cesur, derin bir nefes alarak konuştu. "Adada bir hazine olduğuna inanıyoruz."
Alaz, önce kaşlarını kaldırarak bir an sustu, ardından yüzünde alaycı bir ifadeyle gülmeye başladı. "Güzel şaka," dedi, kahkahasını bastırmaya çalışarak. Ancak herkesin ciddiyetle ona bakmaya devam ettiğini fark edince ifadesi değişti. Gülümsemesi silindi, dudaklarını hafifçe araladı. "Şaka?" Gözleri sahte bir şaşkınlıkla büyüdü. "Ciddisiniz..." Asi bile anlayamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Çemberi
Fanfiction"Dünyamızda iki grup insan var: hayatta kalmak için savaşanlar ve her şeyin kendilerine sunulduğu, sanki hayat bir oyunmuş da zaten kazanmışlar gibi olanlar. Bizler, sokaklarda ar olma mücadelesi verenleriz; elimizdekileri zorla alarak, gerektiğind...