YAREN 1

5.9K 31 0
                                    

Hayat o kadar garip ki yapmam dediğini yaparsın, söylemem dediğini söylersin, gitmem dediğin yere gidersin asla dediğin ne varsa yaparsın teker teker hepsini yaşarsın...
22 yıllık hayatımda öğrendiğim bir şey varsa o da büyük konuşmamak gerektiği. Hayat bir şekilde o büyük konuşmalarını sana yediriyor. Hiç aklına gelmeyen başına gelebiliyor. İnsan kendiyle baş başa kalınca kendini sorgulamaya başlarmış, ben de tam öyle bir anımdayım işte. Biraz müzik biraz da yürüyüş insanın kafasındaki sesleri susturması ya da tam tersi o seslere kulak vermesi için yeterli bir ortam.

Kabullenemediğim bir duygunun içinde esir kalmış gibiyim sanki kabullensem kendime haksızlık edecek gibiyim.
Benim adım Yaren.  Eskişehirde Gastronomi son sınıf öğrencisiyim birkaç ay sonra okul serüvenim bitecek. Annem ve babam Bodrum'da butik bir otel işletiyorlar. Ben ise babamın kardeşi gibi olan çocukluk arkadaşının yanında kalıyorum bir buçuk senedir tatiller dışında.

Ahmet amca çok sevgi dolu bir adam zaten ama eşini kaybettikten sonra yaklaşık bir senedir kendini sadece işine vermiş durumda.

Oğlu ise başarılı bir mimar babası ile birlikte çalışıyorlar. Evde genelde ben ve Onur oluyoruz Ahmet amcayı evde çok sık göremiyoruz.

Onur.. kafamı karıştıran yakışıklı, merhametli ama sert görünen adam..

Annesi Melek teyze vefat etmeden önce annemlere Onur'un bana karşı hisleri olduğunu ve bizi evlendirmek istediklerini söyledi fakat ben okuduğum için ailem konuya sıcak bakmadı. Okulum bitince bu konuyu konuşacaklarını ben de istersem eğer bu işin olabileceğini söylediler.

Tabi bunu bildiğimden kimsenin haberi yok henüz. Bize misafirliğe geldiklerinde konuşmuşlardı tabi kimse benim kapıda olduğumu hesaba katmamıştı sanırım. O günden sonra konu bir daha açılmadı ama o konuşmadan sonra onurun bana bakışlarının sebebini anlamış oldum.

Gerçi anlamasam daha iyiydi çünkü o günden sonra ondan baya bir kaçtım ta ki Melek teyze vefat edene dek.

Çok kötü günlerdi hatırlaması bana bile acı veriyorsa  Onur'u ve Ahmet amcayı düşünemiyorum. Ailemle birlikte o süreçte onlarla bir ay kadar kaldık. 

Ailem Bodrum'a dönmek isteyince Ahmet amca bana izin vermedi evde kadın sesi duymaya alıştık Yaren kızım bize iyi geliyor diyince babam da onlarla kalmama müsade  etti sonuç olarak bir senedir onlarla kalıyorum.

Onurdan ne kadar uzak durmaya çalışsam da annesinin ölümü nedeniyle destek olmaya çalışırken aramızdaki duruma alıştım sonrası öyle devam etti işte.

Bu zamana kadar içimdeki duyguyu merhamet zannetsem de son zamanlardaki iyice anladım ki Onur'a karşı içimde merhametten çok daha fazlası var. Onu görünce ölecek gibi olmamı başka bir şekilde açıklayamıyorum çünkü.

Birkaç ay sonra gidecek olmam beni çok huzursuz ediyor. Ondan uzakta olacak olmak sesini her gün duyamayacak olmak, yakın olamayacak, dokunamayacak olmam beni deli ediyor.

Benimle ilgili her şeyi en ince detayına kadar düşünüyor o kadar güzel bir sevgiyle bakıyor ki karşılıksız bırakmak imkansız hale geliyor.

***

İki katlı evin bahçe kapısını açıp içeri girince   nedense kendi evime gelmiş gibi hissediyorum. İlk zamanlardaki çekingenlik yok üzerimde tabi onurla yakın mesafede olduğumuz anları saymazsak.

Eve girdiğimde yine her zamanki sıcaklığı, huzuru hissettim. Hemen odama çıkıp üzerimi değiştirmem gerekiyor çünkü dışardan geldiğim kıyafetlerle evin içinde dolaşmayı sevmiyorum.

AY IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin