"Söyle bakalım aksi balık; neden içmek istedin?"
"Balık falan değilim ben!"Taehyun güldüğünde sanki her şeyi bir anda apaydınlık görmüştü. Gözleri mi bozuldu acaba?
"Taehyun senden bir şey rica edebilir miyim?"
"Söyle bakalım."
"Cuma günü şu yaptığımız paftayı teslim edebilir misin?"
"Kime teslim edeceğim?"
"Hyunjin. Tanıyor musun onu?"
"Tanımıyorum ama bulurum. Bir sorun mu var? Neden ben teslim ediyorum? "Durdu, düşündü ve anlatıp anlatamayacağına karar vermeye çalıştı.
"O gün Jun gitmeyecek dersi yok. Kai öğleden sonra gidecek. Jay... O gün gidecek ama fakültelerimiz çok uzak. Onu o kadar yürütmek istemiyorum."
"Peki sen?"
"Ben? A şey... Annem çağırdı. Önemli bir misafirimiz olacakmış. Orda olmam gerekiyormuş. Ödevi her zaman teslim edebilirmişim. İtibarları geleceğimden daha önemli çünkü."Alkolün etkisi ile bir çırpıda söylediği şeyi fark ettiğinde duraksadı. Taehyun ile göz göze geldiğinde onun gözlerinden ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu.
"Gyu ağlıyorsun. Tamam söz veriyorum o gün teslim edeceğim. Merak etme tamam mı? Ağlama..."
Göz yaşlarının ne zaman akmaya başladığını bile bilmiyordu.
"Taehyun kalbim kırık ama acımıyor. Sanki... Acımaması gerektiğine kendini inandırmış gibi."
"Beomgyu sana sarılabilir miyim?"Kollarını iki yana açıp Taehyun'ı kolları arasına kabul ettiğinde Tae ona sanki bir daha sarılamayacaklarmış gibi sıkı ve içten sarılmıştı.
"Sana hediyelerimi şimdi mi vermeliyim?"
"EVET!"Heyecanla gözleri parlarken Taehyun'ın çantasından çıkardığı hediye paketini izlemeye başladı. Kucağına bırakılan paketi açıp içindeki 3 anahtarlığı eline aldı. Penguen şeklindekini havaya kaldırırken kaşları da çatılıyordu.
"Ben bu bok surata mı benziyorum Tae?!"
Taehyun bir anda kahkahalar atmaya başladığında Beomgyu daha da fazla çığlık atar gibi bağırıyordu.
"BEN ÇİRKİN PENGUEN MİYİM?! TAEHYUN SEN BANA NE DİYORSUN HA! SİKERİM SENİ OROSPU ÇOCUĞU BEN GÜZELİM Bİ KERE!!"
Gülmekten gözlerinden yaş gelmişti artık ama kendini durduramıyordu
"Güzelsin Beomgyu."
"BU NE LAN O ZAMAN SİKİK!!!"
"Ama hyung baksana aynaya, sinirlenince çok tatlı görünüyorsun bu penguen gibi."
"BABANI KAÇIRICAM SENİN PİÇ HERİF HALA PENGUEN Dİ- Bi dk ne?"Bir anda kendisine tatlı denmesini idrak etmesiyle evdeki gürültü son bulmuştu ve öyle karşısında oturan çocuğun gözlerine bakıyordu.
"Hem bana neden hyung dedin?"
"Benden büyüksün."
"İstemiyorum. Sevmedim."Bu seferde dudaklarını büzmüş küçücük bir çocuk misali bakıyordu. Kendisi hafif sarhoştu. Eh haliyle Taehyun da aynı durumdaydı.
"Hyung biliyor musun, saçlarının uzun halini çok seviyorum. Seni sen yapan parça gibiler. Keşke bir kez daha seni uzun saçlı görebilsem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deccal Misim Olm || TAEGYU
Fanfiction+82.... KENDİMİ KESİCEM BEN NİYE SENİN ARKADAŞININ YARAĞININ KAÇ SANTİM OLDUĞUNA KADAR BİLİYORUM