🧩"Fazla inatçısın,ajan!"diyerek sıkıntıyla nefesini verdi."Sırf istemiyorsun diye,tüm yol boyunca benimle konuşmayacak mısın?"dedi.Bunu anlamayacak kadar aptaldı bence.Ben istemediğim bir şeyi,zorla yapıyorsan o işi o kişiye zehir ederdim.Doğam böyle ne yapayım.Evet bazen sesim çok çıkardı ama sessizliğim katlanılmaz boyuta kadar çıkabiliyordu.
Kulağımda ne dinlediğimi bile bilmiyordum çünkü bu adamın sesi o kadar yüksektiki,kulaklık bile etkisiz kalıyordu.Yaklaşık bir saattir yolaydık.Nereye gideceğimizi bilmiyordum.Sormadım da.Çünkü ne kadar nefret etsemde bu adam beni kötü bir yere götürmezdi.Ondan hoşlanmıyor olmam,ona güvenmediğim anlamına gelmiyordu.Benimle konuşmak,işin detaylarını anlatmak istiyordu ama zerre umrunda olmadığını bildiği için,benim onu cevap verip inadımı kırmamı bekliordu.Ne kadar istemesemde bende istiyordum,öğrenmek.Yapacağım işi bilmek,onu göre rol almak demekti.Gerçi benim gibi tecrübeli ajanların önceden bilmesine gerek yoktu.Biz son saniyede bile anında rola bürünebilirdik.Bu bizim işimizin bir parçasıydı ve bunun için yılların eğitimini almıştık.
Kulağımdaki kulaklığı çıkararak,"Ne anlatıcağımla zerre ilgilenmiyorum ama dinliyeceğim!"diyerek yönümü ona çevirdim.Sonunda inatçılığı bırakıp onunla konuştuğumda,rahatlamış hissetti.Aha daha sonra bir şey farketmiş gibi kaşlarını çattı."Kızım sen ne tür bir ruh hastasısın."dedi.Bildiğim kadarıyla ruhum gayet sağlıklıydı.Hem ben onun nereden kızı oluyordum.
"Neden ruh hastası oluyor muşum?"diye sordum kaşlarımı çatarak.Kendisiydi ruh hastası.Kontrolcü bir ruh hastasıydı.
"Dört saattir yoldayız ve uçak inmek üzereyken,seninle konuşmamı mı söylüyorsun?"diye alayla baktı yüzüme.Ne var yani?İki dakikada anlatsın.Eşsiz zekam herşeyi anında kaptığı için özet geçse yeterliydi.Hem bir saat değil miydi?Ah tabi ya bir ara uyumuştum!
"O zaman gideceğimiz yerde anlatırsınız,Ulaş Bey!"dedim ve kulaklığımı önümde duran çantama koydum.Hem bunları neden uçakta konuşacaktık ki.Bu adamın kafasında kesinlikle sıkıntı vardı."Yiğit benim adım,Yiğit!"diyerek,beni uyarırcasına parmağını salladı.Ne zaman Ulaş desem sinirleniyordu.Kimliğinde ne yazıyorsa onu söylüyordum neyine kızıyordu ki.Hem ben Yiğit ismini sevmem!
"Eski sevgilimin ismi,Yiğit'ti!"diye ağlamaklı bir sesle konuştum.
"Kızım senin kaç eski sevgilin var,yakında ekiptekilere ismiyle hitap edemeyeceksin diye korkuyorum."dedi,kıkırdayarak.
"Ama öyle deme ajan bey.Onu hala unutamadım!"daha ayrılalı iki ay olmuştu nasıl unutayım yani!
"Ondan neden ayrılmıştın?"diye bir soru yöneltti.Cidden soruyor muydu bunu?
"Cidden soruyor musun?"diyerek bağırdım.Bağırmamla uçaktakilerin dikkatini çekmiştim.
Dikkat çekmemizi umursamayan adam,"Ne olmuştu ki?"diyerek,alay etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Gazetesi
General FictionHiçbilmediğiniz bir yerde,hiç bilmediğiniz bir insanla olduğunuzu düşünün.Onu tanıyorsunuz ama onunla tartışma dışında bir iletişimi girmiyorsunuz. Berbat değil mi? Ulaş ve İlsu! Onlar birbirlerinden nefret eden iki insan.Normal işleri olmayan o iki...