sekiz ~ Başlangıç

250 36 42
                                    

"Ne ilk ne son bu henüz başlangıç
Dört bir yanım acıya saplanmış..."

~

Birkaç hafta öncesine kadar , bana gelip de böyle bir hayatım olacağını söyleseniz güler geçerdim. Fakat şimdi , henüz tam olarak kabullenmemiş olsam da tüm bunlar gerçekti.

Kerem beni o korkunç gecede bulmuş , bir başıma bırakmamış , tüm itirazlarıma rağmen bana evini açmış ve beni ikinci kez koca bir tehlikenin pençesinden kurtarmıştı.

Ona ne kadar teşekkür etsem , ne kadar minnettar olsam da azdı. Benden böyle bir beklentisi olmadığını biliyordum. Onun tek derdi , en azından temeldeki derdi , bana yardım etmekti…

Gerçekti işte… Bir rüya değildi. Yanılmıyordum ya da hayal kurmuyordum. İnanması zordu ama kucağındaki kızım ile taşınan eşyaları kontrol eden Kerem , bir rüya değildi…

“Yenge , bunları ne yapalım?”

Elindeki koliler ile oldukça yorgun bir biçimde bana bakan nakliyeci abinin hitap şekli , anlık olarak utanıp kızarmama sebep olsa da Kerem ile kesişen gözlerimiz anında toparlanmamı sağlamıştı.

“Alayım ben onları , abi.” diyerek öne atıldığımda nakliyeci abinin itirazı doldurdu kulağımı.

“Estağfurullah yenge , hallederiz biz.” diyerek gözden kaybolan abinin arkasından bir süre baktım ve ardından kendi işimi yapmaya kaldığım yerden devam ettim.

“Seçtin mi odanı?”

Kulağıma dolan Kerem’in sesi ile gülümsedim. O da , gülümseyen yüzüme karşılık gülümsemiş ve kucağındaki Ceylan ile yanıma oturmuştu.

“Seçtim.” dedim , yaptığım işe kısa bir ara verirken. “Ama fazla büyük değil mi bu ev?”

Sorduğum soru ile gülümsedi. Büyüktü. Hemde epey bir büyüktü… Kullanılmayan ve boşta kalan bir sürü odası vardı. Öyle sıradan bir apartman dairesi değil , kocaman müstakil ve iki katlı bir evdi. Çok güzeldi… Yeşilliklerin arasında , oldukça güvenli bir yerde yer alıyordu. Üstelik kocaman da bir bahçesi vardı , o bahçeyi her gördüğümde deli gibi heyecan yapıyordum…

“Büyük , evet. İleride dolar o odalar , merak etme.” dediğinde , ona hak vermiştim.

Neticede sonsuza kadar birlikte olacak değildik. Ben gidecektim , o kalacaktı. Evlenecekti. Bir karısı ve çocukları olacaktı. Evine misafirleri gelecekti… Mutlu , huzurlu bir hayatı olacaktı ve eminim ki o odaların hiçbirisi boş kalmayacaktı…

Peki , beni rahatsız eden neydi? O mutlu ve huzurlu hayatın içinde yerimin olmayışı mı?

“Ceylan için ayrı bir oda ayarlamak istiyorum.” dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.

“Böyle güzel , cicili bicili bir çocuk odası… Renkerlini sen seçersin ama bence pembe olsun. Oyuncak falan da alırız. Hatta belki bir oyuncak odası-“

“Kerem!”

İtiraz edeceğimi anladığında gözlerimin en içine baktı. Bu bir ikna yöntemi miydi? Eğer öyleyse , epey başarılıydı…

“Karışma , Kader!” dedi , sanki az önce yaptığı planlar benim kızım ile alakalı değilmiş gibi.

“Kerem , biz geçiciyiz burada.” dediğimde yüzü düşmüştü. Belli ki alışmıştı Ceylan’a…

“Gideceğiz yani er ya da geç… Geçici bir şey için masraf yapmanı istemiyorum.” dediğimde , gözleri kucağında usluca oturan Ceylan’a kaydı.

Kadersiz | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin